Bugün 29 Kasım 2024 Cuma
  • Antalya9 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2968.938
    %1.05
  • Dolar
    34.6884
    %0.25
  • Euro
    36.6766
    %0.21
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Çetin’den komisyoncu ve tüccara destek
27 Kasım 2018 Salı 17:13

Çetin’den komisyoncu ve tüccara destek

Sebze ve meyve fiyatındaki artışı toptancı hallerdeki komisyonculara, soğan fiyatındaki artışı da tüccara bağlamanın doğru olmadığını söyleyen ATSO Başkanı Davut Çetin, yılda 1 defa üretilen ürünlerin depolanmasının normal olduğuna dikkat çekerek yapısal

Sebze ve meyve fiyatındaki artışı toptancı hallerdeki komisyonculara, soğan fiyatındaki artışı da tüccara bağlamanın doğru olmadığını söyleyen ATSO Başkanı Davut Çetin, yılda 1 defa üretilen ürünlerin depolanmasının normal olduğuna dikkat çekerek yapısal önlemler alınması gerektiğini vurguladı.

  

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın Kasım ayı Olağan Meclis toplantısı, bugün sabah oda toplantı salonunda gerçekleştirildi. Meclis Başkanı Süleyman Özer başkanlığında yapılan toplantıda, Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin konuşma yaparak oda çalışmalarını anlattı ve çeşitli konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kasım ayında gerek Antalya içinde gerekse uluslararası temaslar bakımından çok sayıda etkinlik gerçekleştirdiklerini belirten Çetin, ödül törenini de son yılların en kalabalık toplantısıyla yaptıklarını hatırlattı. Çetin konuşmasında ekonomiden siyasete, soğanın depolanmasından komisyonculara, asgari ücretten turizme kadar birçok konuya değindi.

sam_4088.jpg

ÜYELERE 7.5 MİLYON LİRA İLAVE KREDİ

Kasım ayındaki en güzel gelişmelerden birinin yeni Nefes Kredisi paketi olduğunu kaydeden Çetin, “Odalar ve Borsalar Birliğimizin desteğiyle 7.5 milyon liralık ilave bir kredi imkanını daha üyelerimizin hizmetine sunduk. Son kredi paketimiz 25 milyon liraya, son iki yıldaki kredi imkanımız ise toplamda 150 milyon liraya çıkmış oldu. Görüldüğü gibi üyelerimize destek vermeyi sürdürüyoruz” dedi.

 

“ALMANYA İLE İLİŞKİLERİN DÜZELMESİ İŞBİRLİĞİ GÖRÜŞMELERİNE YANSIDI”

Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilerin düzelmesinin özel sektör işbirliği görüşmelerine de yansıdığını belirten Çetin, Almanya ziyareti kapsamında önemli temaslarda bulunduklarını söyledi.

 

“DESTİNASYON YÖNETİMİNİ HAYATA GEÇİRMELİYİZ”

Berlin Turizm ve Kongre Merkezi’ni de ziyaret ettiklerini belirten Çetin, kentin mottosundan, cep telefonu uygulamalarına kadar destinasyon tanıtımına dönük her türlü adımın Berlin’in destinasyon pazarlamasını yapan bu kurum tarafından atıldığına dikkat çekti. Kurumun bütçesine belediye, oteller ve taksicilerin de katkı yaptığına işaret eden Çetin, “Küçük bütçelerle aktarılan kaynaklar çok daha yüksek katma değer olarak kente geri dönüyor. Dünya dijitalleşirken, sosyal medya, yapay zeka uygulamaları kent pazarlamasının önemli bir unsuru haline gelirken bizim mevcut dağınık pazarlama yapısını, broşürlerle fuarları dolaşma yöntemini değiştirmemiz gerekiyor. Herkesin elini taşın altına koyduğu güçlü bir fonlama ile destinasyon yönetimini hayata geçirmemiz artık bir zorunluluk haline gelmiştir” diye konuştu.

 

“E-TİCARET VE E-İHRACATI GELİŞTİRMELİYİZ”

E-Ticaret ve Antalya 4.0 çalışmalarına da değinen Çetin, seçilmiş girişimcilere eğitim ve danışmanlık hizmeti programında e-ihracat konusunun da olduğunu belirterek “Antalya'da e-ticareti ve e-ihracatı mutlaka geliştirmemiz gerekiyor” dedi. Mart ayında açılış toplantısı yapılan Antalya 40’ın da kapanış oturumunun 4 Aralık’ta yapılacağını bildiren Çetin, “Antalya 4.0’ın merkezinde büyük veri ve yapay zeka merkezi ile dijital dönüşüm programı yer almakta. Bu yapının içerisinde dijital turizm, dijital tarım gibi koordinasyon, danışma ve uygulama birimlerinin kurulması gerekiyor. Bunlar Türkiye için bile yeni konular ve gerek kamunun gerekse özel sektörün hazırlanması gerektirmekte. Antalya 4.0 artık sadece Odamızın bir projesi olmaktan çıkmıştır” ifadelerini kullandı.

 

“ASIL DÖNÜŞÜM 5G TEKNOLOJİSİYLE BAŞLAYACAK”

“Dijital ekonomide hiç bir kurumun tek başına yaptığı çalışma yeterli olamaz. Bu nedenle dijital kent 4.0'dan önce kent kültürümüzü de güçlendirmeye önem vermeliyiz” diyen Çetin, dijital ekonomi, e-ticaret gibi konularda asıl dönüşümün 5G iletişim teknolojisiyle başlayacağına dikkat etmek gerektiğini vurguladı. 5G'de veri aktarım hızının 20 kat, bağlama kapasitesinin bin kat arttığına dikkat çeken Çetin, bunların teknoloji kullanan şirketlerin çok daha güçlü hale gelmesini sağlayacağını, böylece sürücüsüz otomobil gibi konularda ilerlemenin sağlanabileceğini belirterek, 2020'de 5G'ye geçilmesi hedeflenen Türkiye’de buna hazırlanmak gerektiğini kaydetti.

sam_4091.jpg

“SİYASETLE KURUMLAR ARASINDA MESAFE OLMALI”

Oda ve borsalarda görev alanların seçimde aday olarak kazanamadıkları takdirde yeniden görevlerine dönebilmelerine yönelik TBMM’de kabul edilen yasaya da atıfta bulunan Çetin, “Türkiye'nin başka ihtiyacı yokmuş gibi, bu konularla uğraşılmasına gerek yok. Başka yere seçilmek isteyen istifa eder. Böylece kurumlar daha fazla yıpranmaz. Bir ülkede herkesin devamlı olarak siyasete bu kadar meyilli olması, her yerde siyaset konuşulması normal bir durum değil. Almanya'da o kadar görüşme yaptık, kimse siyaset ile ilgili bir sohbet açmadı. Orada kim bakan olmuş, kim belediye başkanı olmuş, çok hayati bir konu olmuyor. Elbette siyaset demokrasinin olmazsa olmazı, fakat siyaset kurumlara ve ekonomiye girmemeli, arada bir mesafe, çizgi olmalı” diye konuştu.

 

“ANLAM VEREMEDİĞİMİZ UYGULAMALAR VAR”

Üyelerinden fiyat denetimleri konusunda şikayet aldıklarını ve Odaya üyeler hakkında işlem yapılması için resmi yazı geldiğini belirten Çetin, serbest piyasa ekonomisinde bunların anlam veremedikleri uygulamalar olduğunu söyledi. Demokrasinin ve piyasa ekonomisinin kurumlarla ve kurallarla işlediğinin unutulmaması gerektiğini belirten Çetin, “Piyasa ekonomisi arz ve talep kanunlarıyla çalışır, devlet sosyal amaçlı önlemler alabilir. Devlet piyasada bir malın fiyatını zorla düşürmeye kalkarsa o mal üretilmemeye başlar, karaborsa oluşur. Türkiye bunları geçmişte yaşamıştır” dedi.

 

“FİYAT ARTIŞLARINI KOMİSYONCULARA, TÜCCARA BAĞLAMAK DOĞRU DEĞİL”

Sebze ve meyve fiyatındaki artışı toptancı hallerdeki komisyonculara, soğan fiyatındaki artışı tüccara bağlamanın doğru olmadığını söyleyen Çetin, “Piyasa fiyatı arz ve talebe bağlıdır. Arz yetmezse fiyat artar. Fiyatlar düştüğü için ürünün toplanmadığı zamanlar da oluyor. Ürünleri depolamak sadece soğanda olan bir iş değildir. Elma gibi birçok meyve de depolanmaktadır. Sebze meyve fiyatlarının yükselmesini toptancı hallere bağlamak da doğru değil. Komisyoncunun komisyonu bellidir. Ayrıca komisyonculuğun üretici finansmanındaki önemini de hepimiz biliyoruz. Kolaycılığa kaçmadan yapısal önlemler almak gerektiği gözden kaçırılmamalı” diye konuştu.

 

“FİYAT ARTIŞLARININ TEMELİNDE MALİYETLER VAR”

Fiyat artışlarının temelinde maliyetlerin olduğunu vurgulayan Çetin, gıda fiyatlarıyla ilgili alınacak önlemlerin, ne öngörüldüğünün Bakanlık tarafından rapor haline getirilerek kendileriyle paylaşılması gerektiğini kaydetti. “Domates gibi sebzelerde fiyat artıyorsa temelinde maliyetler vardır” diyen Çetin, sebze ve meyvede üretici fiyatlarının düşük olduğunu belirterek üreticiye ve ihracata daha fazla destek olunması gerektiğini belirtti.

 

“SU VE TOPRAK AZAMİ ÖLÇÜDE KORUNMALI”

Tarım üretimini etkileyen faktörlere de dikkat çeken Çetin, “Nüfusumuz artıyor, tarım toprakları azalıyor, köyler nüfus kaybediyor. İklim değişikliği nedeniyle su kaynağımız azalıyor. Basında göller bölgesi göllerinin kurumakta olduğu yazıldı. Turizmin ve tarımın geleceği için suyun ve toprağın azami ölçüde korunması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

 

“SEKTÖRLER VERGİ İNDİRİMİ İSTİYOR”

Komitelerin KDV ve ÖTV indirimi konusuna yoğunlaştığını belirten Çetin, otomobil, beyaz eşya ve mobilyadaki vergi indiriminin bir miktar canlılık sağladığını söyledi. Birçok komitenin kendi sektörleri için de vergi indirimi talep ettiğini söyleyen Çetin, bazı komitelerin elektrik ve akaryakıtta vergi indirimi istediğini belirtti. Beyaz eşya sektörünün vergi indirimlerinin kalıcı hale getirilmesini savunduğunu ifade eden Çetin, inşaat sektörünün KDV ve tapu harcı indiriminin devamını istediğini söyledi. Bazı sektörlerde KDV oranları karmaşası yaşandığını da açıklayan Çetin, sağlıklı bir düzenleme yapılamamasından yakındı.

 

“BEYAZ EŞYADA ÖTV HAKSIZ BİR VERGİ”

Türkiye’deki KDV’nin dünya geneline benzer olduğunu da belirten Çetin, ÖTV uygulamasının Türkiye’ye özgü yanlış bir sistem olduğunu açıkladı. Beyaz eşya ve elektronikte ÖTV’nin haksız bir vergi olduğunu söyleyen Çetin, “Bu çağda böyle ürünleri lüks ürün olarak tanımlamak anlamsız. Bunlar artık köklü bir reformla düzelmeli” dedi.

 

“RESMİ KURUMLARIN ÖDEME YAPMAMASI SIKINTILARI ARTIRIYOR”

Bütün sektörlerin ümidini KDV indirimine bağlamasının da yanlış olduğuna işaret eden Çetin, geçen yıl 10 ayda 35 milyar olan bütçe açığının bu yıl 62 milyar olduğuna dikkat çekti. Bütçe açığı artınca devletin borçlanmaya ya da özel sektöre ödemelerini kısmaya gittiğini belirten Çetin, finansman sıkıntısı yaşanan bir dönemde resmi kurumların ödemelerini yapmamasının sıkıntıları artırdığını dile getirdi. Çetin, özel sektörün KDV alacağı konusunda da henüz bir çözüm üretilmediğini kaydetti.

 

ASGARİ ÜCRET ARTIŞINA KARŞILIK SGK PRİMİNİN DÜŞÜRÜLMESİ TALEBİ

Bazı sektörlerde asgari ücrette yüksek artış korkusu yaşandığını da belirten Çetin, sözlerine şöyle devam etti:

“Asgari ücrette enflasyona endeksleme yapılırsa KOBİ’lerin yüksek işçilik maliyetlerini karşılamasının zorlaşacağı endişesi bulunmaktadır. Bununla birlikte enflasyon yüzde 25’e çıktı, gıda enflasyonu yüzde 30’a yaklaşmakta. TÜİK'in tüketici enflasyonu verilerinde birçok önemli üründeki yüksek artışları görebiliyoruz. Sigara fiyatına zam yapılmamış, benzin fiyatı vergi ayarlamasıyla düşük tutulmuştur. Belediye otobüsü gibi taşıma fiyatları artırılmamıştır. Ayrıca kiralar ve hizmet sektöründe fiyat artışları henüz yüzde 10’lar düzeyinde kalmıştır. Buna rağmen enflasyon yüzde 25’tir. Bu fiyat artışlarıyla asgari ücretlinin onurlu bir yaşam sürmesi mümkün değildir. Dolayısıyla asgari ücretin de artırılması gerektiğini kimse inkar edemez. Gelişmiş ülkelerin ekonomilerinde insan emeği değerli, sanayi malı daha ucuzdur. Türkiye ekonomisinde ise malzeme daha pahalı, insan daha ucuzdur. Ülke olarak ucuz emeğe dayanan bir ekonomi olarak gelişemeyiz. Ucuz işgücü, halkın alım gücünün düşük kalmasına, Türkiye’de ekonominin büyümemesine neden olmaktadır. Asgari ücret artırılmalıdır, fakat elbette ki, bu artış için işverenin SGK prim maliyetleri düşürülmelidir. Çünkü son dönemde bütün reel sektör girdi maliyetlerinde artışın sıkıntısını yaşamaktadır. Bunun üzerine bir de işçilik maliyetlerinde yüksek artış gelirse birçok sektörde küçük işletmeler zorlanacaktır. İstihdam maliyeti konusunda bazı çabalar olduğunu görüyoruz. SGK prim borçlarına taksitlendirme gibi imkânlar sağlanmıştır. Bunlar olumludur, böyle bir dönemde her destek önemlidir. Yine de daha köklü bir düzenleme gereklidir.”

 

“TURİZME BAĞLI SEKTÖRLERDE DURGUNLUK BAŞLADI”

Ekonomik değerlendirmelerde de bulunan Çetin, karşılıksız çek oranlarında Antalya’da artış olduğunu ama yine de diğer büyük illerden daha iyi durumda olduğumuzu söyledi. “Turizmde bu yıl yüzde 30 artışla 13.5 milyon yabancı turist sayısına yaklaşıyoruz. Bu nedenle Antalya bu yıl ülke genelinden pozitif yönde farklılaşmıştır” diyen Çetin, bu yıl inşaat yatırımlarında önemli ölçüde azalma olduğunu kaydetti. “Kasım ayı ile birlikte turizmde ve turizme bağlı sanayi, ticaret ve hizmet sektörlerinde durgunluğun başladığını da görüyoruz” diyen Çetin, Antalya turizminin kış aylarındaki durgunluğunun devam ettiğini söyledi. HABER: YUSUF KATRAĞ

Bu haber toplam 5793 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim