Bugün 12 Aralık 2024 Perşembe
  • Antalya11 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3041.835
    %1.75
  • Dolar
    34.8632
    %0.05
  • Euro
    36.5966
    %-0.60

Gürsel Kaya

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Gürsel Kaya

ABD BUNU HEP YAPIYOR; HEP YAPACAK DA!!!

10 Aralık 2024 Salı 17:03

Hatırlayalım lütfen.. 1979 yılında Afganistan’ı (ABD’nin de göz yummasıyla) işgal eden Sovyetler Birliği’ni, ABD destekli El Kaide ve Taliban, Afganistan’da barındırmamış ve aşırı derecede yıpranan ve yıpratılan Sovyet askerleri 1989’un Şubat’ında Afganistan topraklarını terketmek zorunda kalmıştı. 11 Eylül 2001’de ABD’de düzenlenen ve üç bin kişinin hayatını kaybettiği o şaibeli saldırıdan bir ay sonra ABD, saldırıdan sorumlu tuttuğu El Kaide ve Taliban’a yönelik hava saldırıları başlattı. Ve hemen akabinde, 7 Ekim 2001’de başlayan gûya terörizmle mücadele amaçlı Afganistan işgali ise, tam yirmi yıl sürdü. Yirmi yıl içerisinde bölgede her türlü çalışmayı yapan, dinleme ve gözetleme üslerini oluşturan, istediği iktidarı elde eden ABD, artık burada asker bulundurmanın anlamsızlığını görerek askerlerini bölgeden çekti. Ancak karmakarışık halde bıraktığı bölgedeki gücü ve hâkimiyeti sürüyor.. Aynı ABD, 22 Eylül 1980’de İran-Irak ortak sınırının Irak askerleri tarafından işgal edilmesine, sekiz yıl sürecek ve bir buçuk milyondan fazla insanın ölmesine yol açacak İran-Irak savaşının başlamasına göz yummuştu. Amaç her iki ülkeyi, özellikle de destekler gibi göründüğü Irak’ı yıpratmaktı.. Kazananı olmayan ve Birinci Körfez Savaşı’nın başlangıcı olarak değerlendirilen bu garip savaş sonrasında, her iki ülke de büyük ekonomik krize girmişti.. ABD Ortadoğu’da tek hâkim güç olmayı sürdürmeye kararlıydı. Yine 2 Ağustos 1990’da Irak’ın anlamsız savaş tazminatı taleplerini reddeden Kuveyt’i işgal etmesine de göz yumarak, 1979’da bizzat kendisinin iktidara getirdiği ve İran-Irak savaşında örtülü olarak desteklediği Saddam’ın kalemini kırmıştı. 1991 yılına kadar süren Birinci Körfez savaşında Saddam büyük bir yenilgiye uğramış, ancak iktidarda kalmayı başarmıştı. İlginçtir; bu savaşta Suriye, Baas Partisi yönetimindeki Irak’a karşı yirmi yedi devletle birlikte ABD’nin yanında yer almıştı. İran-Irak savaşında da Libya ile birlikte Irak’a karşı İran’ın yanında yer almıştı.. Birinci Körfez Savaşı sonrasında Saddam’ın ABD karşısındaki acziyetini gören Şiiler güneyde, Kürtler de kuzeyde ayaklanmış ve çoğunluğunu Kürtler’in oluşturduğu bir buçuk milyona yakın Iraklı, Türkiye sınırından geçerek Türkiye’ye sığınmıştı. Nasıl, bu film size yabancı gelmiyor değil mi? Çöl Fırtınası adı altında yürütülen ve pek çok Irak askerinin öldürülüp esir alındığı, Irak’ın Kuveyt’ten kısa sürede çıkarıldığı Körfez Savaşı fiilen sona ermesine rağmen ABD, aralıklarla ve bazı bahaneler üreterek Irak’ı bombalamayı sürdürmüştü.. Bu savaşın bir başka ilginç ve önemli tarafı; dünyada ilk kez internet aracılığıyla televizyonlardan canlı olarak yayınlanmasıydı.. ABD Ortadoğu’da bütün kararlılığını sürdürerek ve Irak’ın kitle imha silahı ürettiği bahanesine sığınarak 20 Mart 2003’te Irak’a yeniden saldırdı. Mayıs 2003’te Baas rejimine son verildi ve 30 Aralık 2006’da Saddam asılarak idam edildi. Peki Afganistan’da olduğu gibi Irak’a da gerçek anlamda demokrasi ve huzur geldi mi? Ortadoğu huzura erdi mi? Ya da şöyle soralım soruyu; Ortadoğu’da huzuru isteyen bir ABD var mı? Bu süreçte özellikle Birinci Körfez Savaşı sürecinde bir koyup üç alacağız, Musul ve Kerkük’ü Türkiye’ye bağlayacağız diyen zamanın güdük dış politika anlayışı, bu ülkeye kaç kazandırdı; kaç kaybettirdi??? Yoksa yıkılan yok edilen ülkelerin yıkıntılarını temizleyip üç beş parça inşaat ihalelerine mi razı olundu sadece? Libya’da sahnelenen senaryo da aynı senaryoydu.. Yakın planda Suriye’de uygulanan senaryo da bire bir aynı senaryo.. Aynı kişiler tarafından yazılıp aynı kişiler tarafından sahneye konan bu senaryolardan ders alınmalı değil mi? Ukrayna savaşıyla yıpranan ve yıpratılan Sovyetler Birliği ve kâğıttan bir kaplan görüntüsü veren İran, Suriye’yi ABD’ye ve İsrail’e çok kolay teslim etti. ABD Ortadoğu’da Sovyetler Birliği’ni bypass etti âdeta. Ortadoğu’da tek söz sahibi şimdi Pentagon ve CİA. Her ikisi de silah ve petrol tüccarlarının istek ve arzuları doğrultusunda hareket ediyor.. Biden ve Trump’un bile Suriye’de bu kadar hızlı gelişmeleri tahmin edebileceğini sanmıyorum.. Elbette Kaddafi de, Esad da tıpkı Saddam gibi birer diktatördü ve insanlık dışı pek çok şey yaptılar. Gitmelilerdi.. Ne var ki gidişleri, diktatör oldukları için değildi. Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek isteyen özellikle ABD ve İsrail’in doymak bilmez heves ve istekleri sonucunda gittiler.. Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da ve Suriye’de geriye kalan yalnızca kaos ve kargaşa.. Şimdi var olmayan bu ülkelere demokrasi geldi diyenler, şöyle bir geriye dönüp baksınlar lütfen. Etrafımızda olan biten bu sıcak gelişmelerden en çok da ülkemiz etkileniyor ve etkilenecek.. Ülkemi çok seviyorum. Ve başına bir şey gelmesini asla istemem; düşünemem bile. O nedenle Suriye konusunda çok dikkatli olmalıyız.. Dış politikada ve diplomaside duygusallığa, fevri davranış ve kararlara asla yer yoktur. Acele kararlar verip acele davranmamak gerekir. Öncelikle ülkemizdeki Suriyeli sığınmacıların ve göçmenlerin sağlıklı ve sağlam bir şekilde ülkelerine dönmelerini sağlamalıyız. Çünkü artık burada kalmalarını gerektirecek şartlar ortadan kalkmıştır.. Geri kabul anlaşmasını süratle ortadan kaldırmalıyız. Bu kargaşa içinde güneyimizde oluşabilecek yeni bir uydu devlete asla izin vermemeliyiz. Ülkemizin sınırlarımızdan kaynaklanan hak ve hukukunu sonuna kadar savunmalı ve korumalıyız.. Onlarca gruptan oluşan ve kimin ne olduğu tam olarak belli olmayan, silah ve ölüm kelimelerinin yan yana yaşatıldığı bir ortam var şu anda Suriye’de.. Kuvvetle muhtemel kısa bir süre sonra bu gruplar birbirleriyle savaştırılacaklar.. Böyle karmaşık bir ortama ülkemizdeki Suriyeliler gider mi; bu da ayrı bir soru ve sorun elbette! Devlet aklıyla belirlenecek yeni bir yol haritası gösterecek bütün bunları vesselam…

Bu yazı toplam 601 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim