Bugün Arefe… Bayram hazırlıkları başladı, evlerde mis gibi temizliğin, mutfaklardan yükselen bayram tatlılarının kokusu var. Ama ne yazık ki, bayram coşkusunun o eski büyüsünü bulmak zorlaştı. Düşünüyorum da, çocukluk yıllarımızdaki bayram heyecanı şimdilerde sanki duman olup uçtu.
Eskiden bayramlıklarımıza duyduğumuz o tarifsiz mutluluk gelir aklıma. Bayramlıklarımızın yastık altındaki kokusunu içimize çekerek uyurduk. Sabah kalktığımızda ise, yeni elbiselerimizi giymek bir seremoni gibiydi. Bayram sabahı aile büyüklerinin ellerini öperken, onların gözlerindeki sevgi dolu bakışları görürdük. Elimize tutuşturulan bayram harçlığının değeriyse ne maddiyatla ne de teknolojiyle ölçülebilirdi.
Şimdilerde ise maalesef o masum heyecanların yerini telefon ekranları aldı. Çocukların yüzü artık bayramlıklarla değil, sosyal medya bildirimleriyle gülüyor. Yeni bir ayakkabı ya da elbiseye duyulan sevinç yerini, sanal dünyada beğeni toplama telaşına bıraktı. Hediyeleşmek bile teknolojik hediyelere indirgendi.
Peki, ne oldu da böyle olduk? Belki de biz büyükler çocuklara o eski bayram ruhunu yaşatmayı unuttuk. Onlara bayramın ne anlama geldiğini, aileyi bir araya getiren bu kutsal günlerin kıymetini öğretemedik. Eski geleneklerimize yeniden sahip çıkma vakti gelmedi mi? Bayram yalnızca giysi değil, bir his; yalnızca hediye değil, bir bağ kurmaktır.
Bayramların ruhunu yeniden canlandırabilir miyiz? Belki, sadece biraz durup düşünerek… Ekranları bir kenara bırakıp, çocuklarla oturup sohbet ederek, bayram sabahı onları kendi anılarımızdaki heyecanla tanıştırarak.
Bugün Arefe... Ve belki de yeni bir başlangıç için en doğru zaman. Şimdiden Bayramımız mübarek olsun.
Bu yazı toplam 326 defa okunmuştur.