'Balık Hafızası' Miti Yıkıldı
ANTALYA'daki dalış okulunun önünde, denizde günde 3 öğün ekmekle beslenen balıkların aynı saatlerde besleme alanında toplanmasıyla "balık hafızası" miti yıkıldı. Kışın beslenmesine ara verilen balıklar, yazın aynı dönemde dalış okulunun önünde toplanıyor.
Antalya'da, falezlerin hemen altında yer alan dalış okulunun yöneticileri, 3 yıl önce denizdeki balıkları hobi amaçlı beslemeye başladı. Bir süre sonra balık çeşidi ve sayısının artmaya başladığını gözlemleyen yöneticiler, besleme işini daha profesyonel yapmaya başladı. Dalış tüpü filesinin içine koydukları bayat ekmekleri ağırlıkla aşağı indiren ekipler, bu işlemi sabah, öğle ve akşam olmak üzere 3 öğün yaparak, balıkları besliyor.
Bu besleme yöntemiyle balıkların hafızasının çok güçsüz olduğuna yönelik mit yıkıldı. Balıklar her gün aynı saatte denize indirilen fileden ekmek yiyebilmek için aynı saatlerde belirlenen bölgelerde toplanıyor. Kışın beslenmesine ara verilen balıklar, 3 yıldır her haziran ayının başında dalış okulunun önünde toplanmaya başlıyor. Fileden beslenmenin yanı sıra dalış yapanlar da elleriyle balıkları besliyor. Su altı çekimlerinde, balıkları besleyenlerle balıkların yakından teması görülüyor.
BALIKÇIL DA BÖLGEYE GELMEYE BAŞLADI
Dalış okulu yöneticisi Gökhan Özkaynak, bölgelerinde ciddi balık popülasyonu oluştuğunu söyledi. Onlarca balık çeşidinin yanı sıra Akdeniz fokunun platforma kadar çıktığını belirten Özkaynak, son zamanlarda bir balıkçılın da beslenmek için burayı tercih etmeye başladığını aktardı. Özkaynak, "Balıklar elimizden ekmek yiyor. Sürekli peşimizdeler. Yarım saat boyunca bir arada bizi bekliyorlar. Kışın bu beslemeyi yapmıyoruz ama yazın geldiğimizde aynı tarihlerde balıklar bizi bekliyor oluyor. Dalış yapanlar, aşağıda balıkların beklediğine yönelik bizi uyarıyor. Kahvaltı yapmadan onları beslediğimiz oluyor" diye konuştu.
BÖLGENİN KORUNMASI TALEBİ
Bölgenin korunma altına alınmasını isteyen Özkaynak, gün içinde korumaya yönelik ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, "Alanın avcılıktan korunmasını istiyoruz. Zıpkınla avlanma yasak ama yasağa uymayanlar var. Olta avcılığına yönelik bazı noktaların korunmasını istiyoruz. Belirli noktalar sadece dalış noktaları olmalı. Kurumlar bu konuda el ele vermeli ve herkes su altının güzellikleri görmeli" dedi.
KULUÇKAHANE GİBİ
Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu ise falezlerin altında çok güzel görüntüler oluştuğunu söyledi. Bölgenin balık çeşitliliği açısından zengin hale geldiğini vurgulayan Gökoğlu, "Zıpkınla avlananlar bu balıkları vuruyor. Bu çok kötü bir olay. Bu balıklar burada gelişip büyüyor. Daha sonra anaç olarak körfeze dönüyor. Biyolojik olarak doğaya katkı sunuyor. Burayı bir kuluçkahane gibi düşünebiliriz. Hayvanın biyolojik beslenmesinin saptanabileceği eleştirisi getirilebilir ancak hayvan burada mahkum. Ancak istediği zaman doğadan da besleniyor. Herhangi bir olumsuzluk yok" diye konuştu.
'KORUNMASI GEREKEN ALANLARA İHTİYAÇ VAR'
Dünyanın birçok bölgesinde biyolojik döngünün olabilmesi için korunan alanlar olduğunu belirten Prof. Dr. Gökoğlu, Antalya kıyılarında böyle bir yer olmadığına vurgu yaptı. Prof. Dr. Gökoğlu, "Korunması gereken alanlar için en iyi yerlerden biri Antalya falezleridir. Balıkçıyı da düşünmek gerekir. Kıyıdan 200 metre açıkta avcılık yapılabilir denilebilir. Bunu başarabilirsek müthiş bir şey olur. Böyle bir yerin olması gerekiyor. Çünkü sürekli bir sömürü ve tüketim var. Korumanın zamanı geldi" dedi.
FOTOĞRAFLI
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim