“Bütün ilaçlar hekim kontrolünde kullanılmalı”
Uzmanlar, ilaçların mutlaka hekim kontrolünde kullanılması gerektiğini vurguladı. Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, özellikle kan sulandırıcıların mikro kanamalara neden olabileceği konusunda uyardı. Genel Sekreter Prof. Dr. Özgür Mehtap ise, “En basit kullanacağınız bir soğuk algınlığı ilacı bile içindeki madde nedeniyle kalp krizine sebep olabilir, çarpıntı yapabilir” dedi.
Türk Hematoloji Derneği tarafından düzenlenen “50. Ulusal Hematoloji Kongresi” Belek’te gerçekleştirildi. Kongrenin son günü, Dernek Başkanı Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, İkinci Başkan Prof. Dr. Şule Ünal Cangül, Genel Sekreter Prof. Dr. Özgür Mehtap ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emin Kaya’nın katılımıyla basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda uzmanlar hem kongre hem de hematoloji hakkında önemli bilgiler verdi. Demir eksikliği, damar tıkanıklığı ve yapay zeka konularında bilgi veren uzmanlar, ilaçların mutlaka hekim kontrolünde kullanılması gerektiğini vurguladı. Kan sulandırıcı ilaçların görülmeyen yan etkisinin mikro kanamalar olduğuna işaret eden Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, “Dışkıda gözle görünür bir kan görülmüyor ama dışkıda gizli kan, özellikle damarsal genişlemeler varsa veya kanser, ülser var çok daha kanar hale geliyor” dedi. Bütün ilaçların hekim kontrolünde kullanılması gerektiğini vurgulayan Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Özgür Mehtap ise, “En basit kullanacağınız bir soğuk algınlığı ilacı bile içindeki madde nedeniyle kalp krizine sebep olabilir, çarpıntı yapabilir. O nedenle bütün ilaçların hekim kontrolünde verilmesi lazım. Kan sulandırıcı adı altında birkaç grup ilaç var. Birisi trombositlerde kanı sulandırabiliyor. Örneğin bunlar toplar damar hastalıklarında hiçbir işe yaramıyor. Daha çok akciğer hastalıklarında etkili. Bunun dışında pıhtılaşma sisteminin ikinci kısmında etkileyen ilaçlar var. Bunlar da kanama risklerini ekstra artıran ilaçlar. İkisinin birlikte kullanımı durumunda ciddi beyin kanaması, böbrek kanamaları, idrarda kan kaybına sebep olacak tablolarla karşılaşılabilir. Dolayısıyla ilaçları hekim eşliğinde kullanmak lazım” diye konuştu.
43 BİLİMSEL OTURUM, 12 SEMPOZYUM
57 yaşında bir dernek olarak 50’nci kongreyi düzenlemekten mutluluk duyduklarını belirten Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, Cumhuriyetin 101. yılında 50’nci kongreyi gerçekleştirmekten ayrıca gururlu olduklarını söyledi. Kongrenin “Olgularla Uygulamalı Akan Hücre Ölçer Kursu” ve “Erik Frank-Orhan Ulutin Hemostaz Laboratuvar Kursu” olmak üzere 2 ayrı eğitim programı ile başladığını bildiren Ar, “Bu sene 10’u sözlü sunu, 5’i tartışmalı poster oturumu olmak üzere toplam 43 bilimsel oturum, 12 uydu sempozyumu gerçekleştirdik. Kongremize gönderilen 400’e yakın bildiriden hakemlerin değerlendirmesi sonrası 275 bildiri kabul edildi” dedi.
“DEMİR EKSİKLİĞİ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNU”
Demir eksikliği hakkında bilgi veren Türk Hematoloji Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Şule Ünal Cangül ise, demir eksikliği anemisinin birçok nedeni olduğunu söyledi. Aneminin halk sağlığı sorunu olduğunu kaydeden Cangül, şunları dile getirdi:
“Bir sorun ülkenin yüzde 5’inden fazlasını ilgilendiriyorsa o halk sağlığı sorunudur. Bu açıdan demir eksikliği bir halk sağlığı sorunu. Çünkü, gebe kadınların yüzde 40’ı, doğurganlık çağındaki kadınların yüzde 30’u, çocukların da yüzde 40 kadarı demir eksikliğine sahip. Bir sorunun sık ve sonuçlarının önemli olması onu önemli yapıyor. Demir eksikliğinin klinik belirtileri arasında yorgunluk, solukluk, çabuk yorulma ve çarpıntı sayılabilir. Demir eksikliği olan özellikle gebelerde sadece anne değil, doğacak bebeği de demir eksikliği sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor. Annede demir eksikse, bebek de demir eksikliğiyle doğuyor. Bu açıdan demir eksikliğini gebelikte önlememiz gerekiyor. Bebeklik dönemindeki demir eksikliğinin de son derece önemli sonuçları var. Demir eksikliği olan bebeklerde konuşmada gecikme gibi durumlar söz konusu oluyor. Bebeklik döneminde gelişmede eksiklik olduğunda demir eksikliğini aklımıza getirmemiz gerekiyor. Demir eksikliği okul başarısında düşme ya da iş performansında azalmaya neden olabilir. Uykusuzluk problemi demir eksikliğinin işareti olabilir. Demir eksikliği olan bir çocuk hafif ve orta enfeksiyonları daha çok geçirir.”
“DOĞRU BESLENMEME, YETERSİZ BESLENME VE KANAMALAR DEMİR EKSİKLİĞİ NEDENLERİ”
Demir eksikliği nedenlerine ve nasıl korunulabileceğine de değinen Cangül, doğru beslenmeme, yetersiz beslenme ve kanamaların demir eksikliğine neden olduğuna işaret etti. Sağlık Bakanlığı tarafından “Demir Gibi Türkiye” projesi başlatıldığına dikkat çeken Cangül, “Çocuklara demir desteği sağlanarak demir eksikliği prevalansının azaltılması hedefleniyor. Bu program, bebekler arasında demir eksikliği sıklığını düşürmede etkili olmuş ve ailelerin bu konuda farkındalığını artırmıştır. Bunun dışında gebelere de demir desteği verilerek demir eksikliğinin önlenmesi amaçlanmakta. Bu sayede 2 yaşına kadar yüzde 30’larda olan demir eksikliği, yüzde 7’lere kadar düşürülebildi” şeklinde konuştu. Korunma amacıyla gebelik döneminde de demir verildiğini kaydetti.
“DEMİR AÇISINDAN ZENGİN GIDALAR TÜKETİN”
Demir eksikliğine karşı demir açısından zengin gıda tüketiminin de önemli olduğunu ifade eden Cangül, “Beslenmenin düzenlenmesi demir eksikliğinin önlenmesinde önemli. İlk 1 yaşta bebeklere inek sütü verilmesi önerilmez, ilk 6 ayda sadece anne sütü almaları ve anne sütüne 2 yaşına kadar devam edilmesi demir eksikliğinin önlenmesinde de önemli. Demirden zengin besinler arasında kırmızı et, kuru baklagiller, kümes hayvanları, balık, kuru üzüm, koyu yeşil yapraklı sebzeler sayılabilir” açıklamasında bulundu.
“DAMAR TIKANIKLIĞI ÖNEMLİ BİR SORUN”
Damar tıkanıklığı hakkında bilgi veren Türk Hematoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Özgür Mehtap ise, damar tıkanıklığının önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı. Dünyada her 4 ölümden birinin damar tıkanıklığına bağlı olarak gerçekleştiğine işaret eden Mehtap, “Damarların pıhtı ile tıkanması durumu (tromboz) dünya çapında ölümlerin yüzde 25’inden sorumlu. Bir başka deyişle her 4 ölümden biri tromboz nedeniyle olmakta. Altta yatan birçok sebebe bağlı olabiliyor. Özellikle kanserler, hareketsizlik, sigara, genetik bir takım durumlar söz konusu olabiliyor. Aileden gelen tromboza yatkınlık olabilir. Toplar damarlarda oluşan pıhtılar akciğere atıp ani ölümlere sebep olabilir. Atar damarla ilişkili pıhtılar felçlere, kalp krizlerine sebep olabilir. Bazen enfeksiyonlarda aynı tablo ile karşılaşılabiliyor. Bu durumlar enfeksiyonlarda ölüme neden olabiliyor” şeklinde konuştu. Pıhtıya karşı hareketli yaşamın önemli olduğuna işaret eden Mehtap, “Bunun dışında beslenmeye dikkat etmek gerekiyor” dedi. Mehtap, 13 Ekim Dünya Tromboz Günü ile farkındalığın artırılmaya çalışıldığını da belirtti.
“YAPAY ZEKA ÇIĞIR AÇIYOR”
Yapay zeka hakkında açıklamalarda bulunan Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Emin Kaya ise, yapay zekanın birçok alanda kullanıldığına işaret etti. Kanserden anemiye kadar geniş bir hastalık yelpazesini kapsayan hematoloji alanında, yapay zeka uygulamalarının 2024’te çığır açtığını belirten Kaya, “Yenilikçi yapay zeka platformları sayesinde kanser hücreleri saniyeler içinde tespit ediliyor, klinik deneylere erişim hızlandırılıyor ve hastaların tedavi süreçleri kişiye özel hale getiriliyor” dedi.
“KİŞİYE ÖZEL TEDAVİLER PLANLAYABİLİRİZ”
Tanıyı hem doğru hem hızlı koymanın önemli olduğunu kaydeden Kaya, “Yapay zeka devreye girdiğinde daha hızlı tanı elde etme olanağına sahip olacağız. Yapay zeka daha hızlı ve doğru tanıya ulaşmamızı sağlayacak. Tanıyı elde ettiğimizde hastanın bireysel özelliklerine göre uygun bir tedaviyi planlamamız gerekiyor. Burada da yapay zeka ile her hastaya özel tedavi aşamalarını oluşturmamız mümkün. Kişiye özel tedaviler planlayabiliriz” açıklamasında bulundu. HABER: ÖMER ALİ YETGİN
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim