Karakter boyutu :






24 Ocak 2019 Perşembe 21:46
Erkin: “Ben Türküm, Müslümanım diyemedim”
ASAM, Alperen Ocakları, Antalya Platformu ve Akdeniz Dayanışma Platformuna üye derneklerin ortak basın açıklamasında Doğu Türkistan’da yapılan Çin zulmü protesto edildi.
Doğu Türkistanlı Ersidin Erkin, “Kendi topraklarımızda ben Türküm, ben Müslümanım diyemeden büyüdüm. Çünkü orada Türk olmak, Müslüman olmak yasak” dedi.
Dün Kışlahan Oteli önünde toplanan Anadolu Ekonomik Sosyal Siyasal ve Stratejik Araştırmalar Derneği (ASAM), Antalya Alperen Ocakları, Antalya Platformu ve Akdeniz Dayanışma Platformuna üye dernekler ortak basın açıklamasıyla Doğu Türkistan’da yapılan Çin zulmünü protesto etti. Doğu Türkistan’da yapılan zulmü duyurmak için 41 il gezen Doğu Türkistanlı Ersidin Erkin ve Zülfikar Ali konuşma yaptı. Göz yaşlarına hakim olamayan Erkin yaptığı konuşma esnasında baygınlık geçirdi.
“DÜNYA ZULMÜ SEYREDİYOR”
Alperen Ocakları İl Başkanı Numan Çelik, “Gözümüze uzak, gönlümüze yakın Doğu Türkistan’dan yükselen çığlıkla yüreklerimiz yanmaktadır. 1949’dan beri tam 70 yıldır Türkiye’nin iki buçuk katı büyüklükte yüzölçümüne sahip olan Doğu Türkistan’da bir millet kan ağlarken bütün dünya kör, sağır, dilsiz bu alçakça zulmü seyretmektedir. Ne yazık ki, milletimizin büyük çoğunluğunun yaşanan insanlık dramından haberi dahi yoktur. Çin Devleti, yıllardır işgal ettiği Doğu Türkistan’da sistematik katliamlar gerçekleştirmektedir. Türkistan kan gölü haline gelmişken başta İslam ülkeleri ve Birleşmiş Milletler yaşanan dramı görmezden gelmekte, sözde insan hakları savunucuları susmakla yetinmektedir” dedi.
“DAVA BİZİM DAVAMIZ”
Çelik, “Soydaş ve din kardeşlerimiz toplama kamplarında tecrit altında tutulmakta, türlü işkencelere maruz bırakılmaktadır. Birileri Müslümanları hem yok edip hem silah olarak kullanabiliyorsa, bizim bir şeyler söylememiz lazım. Dava bizim davamız, mücadele bizim mücadelemiz, kimlik bizim kimliğimiz, tarih bizim tarihimiz, iddia bizim iddiamız. Coğrafyamız için bir özgürlük söylemi ve güç inşası ancak ve ancak bize göre, bizim doğrularımıza göre, bizim duruşumuza göre olacaktır” ifadelerini kullandı.
“CAMİYE GİRİŞ KARTI OLMADAN
GİRİLMESİ YASAK”
“Doğu Türkistan’da her geçen gün artan İnsan hak ihlalleri, katliam, asimilasyon, tecrit politikaları, din, kültür ve içtimai ve idari yasak ve baskılarıyla bizi hep meşgul eden ve üzen Çin şimdi de kardeş aile projesi ve toplama Nazi kampları cinayetleriyle insan hak ve kutsiyeti yerle bir ederek, zulüm ve vahşetini inanılmaz boyutlara çıkartmıştır. Bu nedenle Doğu Türkistan’daki mazlum halk, Türk ve İslam aleminden ve diğer dış dünyadan acil siyasi ve diplomatik kurtarma müdahalesi beklemektedir” diyen Çelik, Doğu Türkistan’daki İnsani hak ve hukuk ihlallerini sıraladı. Çelik, ”İnanmak ve uygulamak yasak. Milli kültür ve medeniyet yasak. Din ve İnanç öğrenimi ve öğretimi yasak. Ülke, bölge, şehirler kent ve köyler arası izinsiz seyahat ve dolaşım yasak. Yurtdışı seyahat yasak bütün bölge halkının pasaportu toplatıldı. Camii giriş kartı olmadan girilmesi yasak. Ramazan ayında memur, emekli, öğrenci ve 18 yaş altındakiler oruç yasak.18 yaş altındakilere ebeveynin dinini öğretmesi ve teşebbüs etmesi yasak” diye konuştu.
“TEK ÇİN TEK MİLLET”
Çelik, “2050 senesine kadar Dünyaya hakim olma rüyasına ulaşmayı hedefleyen Çin ‘Tek Çin Tek Millet’ yaratma projesi kapsamında planın çok önemli bir kısmı olan Doğu Türkistan için Uygurların yok edilmesi veya tamamen Çinlileştirilmesi hedeflenmiştir. Hedefe ulaşmak için olağan üstü bir operasyona hızlı geçiş yapan Çin 70 senelik zulüm politikasını bir anda zirveye çıkardı. Çin, Uygurlara ya Çinli olacaksın ya da yok olacaksın diyor. Çinlileştirmeyi hızlandırmak için ana okuldan itibaren Çince eğitim, Çince yemek, Çince giyim kuşam ve Çin kültürüne özendirme etkinlikleri gibi birtakım adımlar çok keskin bir şekilde yürütülmektedir” ifadelerini kullandı.
“ZULME DUR DEME ZAMANI GELDİ”
Çelik, “Artık bu zulme dur deme zamanı gelmiştir, geçmektedir. Ata yurdumuzda, bizden olan ve yüz yıllardır işgallere direnen, soykırımlara dayanan, İslam’ın sancağını güneşin doğduğu en uzak noktada dalgalandıran Doğu Türkistanlı kardeşlerimizi ilgisizliğin girdaplarında, cellatlara teslim eden anlayışı şiddetle protesto ediyoruz. Antalya Platformu, Akdeniz Dayanışma Platformu-ADAP ve Alperen ocakları-Asam olarak insanlık katledilmeden, yaşanan trajedi daha da büyümeden öncelikle hükümetimizi ve Birleşmiş Milletler Örgütünü, Doğu Türkistan’da yaşanan bu katliamı ve zulmü durdurmak üzere yetkili organlarını harekete geçirmeye ve etkili tedbirler almaya davet ediyoruz. Aksi halde bu katliama sessiz kalan her kurum, örgüt ve ülke, işlenen bu insanlık suçuna ortak olacaktır” diyerek “zalimler için yaşasın cehennem” sözleriyle konuşmasını noktaladı.
“SOYKIRIM YAPIYORLAR”
Doğu Türkistanlı Ersidin Erkin, “Kendi topraklarımızda ben Türküm ben Müslümanım diyemeden büyüdüm. Çünkü Türk olmak Müslüman olmak yasak. Doğu Türkistan diye bir toprak var o toprak dedelerimizin, Türk dünyasının bize emanet bıraktığı topraktır. Doğu Türkistan’da zulüm var diyoruz evet zulüm var şu anda zulmünde ilerisine geçip soykırım yapıyorlar. İnsanları direkt öldürüyorlar. Doğu Türkistan’da 3-5 milyona kadar insan toplama Nazi kamplarına suçsuz sebepsiz atılan arkadaşlarımızın din kardeşlerimizin sesini duyurmak için 1 Aralık’ta İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüşü yaptık. Doğu Türkistan’da çocukların anne babalarını hapishanelere attılar. Çocuklarımıza sahip çıkacak kimse yok. Çocuklar soğuk havada donarak ölüyor” dedi.
“TIRNAK MAKASINA KADAR HER ŞEY YASAK”
Erkin, “Çin Doğu Türkistan’da aile projesi diye her bir aileye birer erkek Çinli yerleştirdiler. O evlerde bizden bir tane erkek yok. Erkeklerin hepsi hapishanede. Bizim kız kardeşlerimiz annelerimizle o evlerde kalıyorlar. Onlar sadece bizim evimize değil, biz kız kardeşlerimizin namusuna da göz dikiyorlar. Kız kardeşlerimizi, ablalarımızı Çinli erkeklerle zorla evlendiriyorlar. Buna engel olan herkes hapishaneye atılıyor ve öldürülüyor. Biz onlarla savaşalım diyoruz ama savaşamıyoruz. Çünkü tırnak makasına kadar her şey bize yasak. Evimizde yemek yapmak için kullandığımız bıçakları mutfaklara zincirliyorlar. Bıçakların üzerinde kimlik numaraları var. Zincirler kopartılırsa 5 yıl hapis cezası veriyorlar” şeklinde konuştu.
“TÜRK MESELESİ”
“Yaşanan hadise sadece bizim namusumuz değil. Doğu Türkistan meselesi sadece bir parti ya da dernek, vakıf meselesi değil. Doğu Türkistan meselesi Türk meselesidir. Müslüman ve insanlık meselesidir. Buna sahip çıkmak bu zulme dur demek herkesin boynunun borcudur. Biz hiçbir zaman kendi toprağımızı bırakıp kaçmadık. 2008 yılında nüfusumuz 35 milyondu. Şu anda 25 milyon nüfus kaldı. Bu 10 milyon nüfusun kendi toprağını bırakıp kaçtığını düşünmeyin. Türklerde şu söz var ‘ölmek var dönmek yok’ biz hiçbir zaman dönmedik. Dedelerimizin bize emanet ettiği tarihi topraklara her zaman sahip çıktık. Kanımız ile sahip çıktık. Müslüman olmanın, Türk olmanın bedelini kanımız ile ödedik. Suriye, Filistin, Yemen onlar da bizim kardeşimiz. Müslüman, Müslümanın kardeşidir” ifadelerini kullanan Erkin, konuşma esnasında baygınlık geçirdi.
“MÜSLÜMANLIĞI TÜRKLERİN KABUL ETTİĞİ TOPRAKLAR”
Doğu Türkistanlı Zülfikar Ali ise, “Bu topraklar ecdatlarımızın bize emanet ettiği topraklardır. Kaçkarlı Mahmut’un Kutadgu Bilig’i yazdığı topraklardır. Müslümanlığı Türklerin kabul ettiği topraklarıdır. 69 senedir Doğu Türkistan’da zulüm var. Bu asimile etmeye yönelikti ama son yıllarda 5 milyon Doğu Türkistanlı kardeşimizi Çin, Nazi kamplarına attı. Orada bizim milyonlarca kız kardeşimize kısırlaştırma ilacı verilmiş durumda. Milyonlarca çocuğu temelde Çince öğretme amacıyla Çin’in farklı bölgelerine gönderildi. Aileleri bu çocuklardan haber alamıyor. Erkek kardeşlerimizin de Çin’in farklı bölgelerine yok edilmek için gönderildiğini biliyoruz” dedi.
“İBADET YASAK”
Ali, “Çinli kardeş aile projesi ile her aileye bir Çinli ajan yerleştirilmiş durumda. Bunlar onların namaz kılmasını, Kur’an okumasını ve ibadetlerini yasaklıyor. İbadet edeni gördüğü an bir üst yönetime yazı ile şikayet edip Çin Nazi kamplarına atıyorlar. Orada biz zulüm vardı eskiden şuan zulüm yok direkt öldürüyorlar. Üç sene içerisinde 5 milyon temelde Doğu Türkistanlı Uygur kardeşlerimizden Nazi kampından sağ çıkan olmadı. Cenazelerini teslim etmiyor, götürüp yakıyorlar. Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz, Türkiye’deki kardeşlerinden ses bekliyor. Biz onların sesini duyurmak için buralara kadar geldik. Şuan 41’inci ildeyiz. Oradaki kardeşlerimize destek olalım. Bizim Allah’tan başka sadece Türkiye’deki kardeşlerimiz var” ifadelerini kullandı.
HABER: AYSEL ÖNER
Bu haber toplam 1419 defa okunmuştur
DİĞER HABER BAŞLIKLARI
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim