Hatırladığınız gibi, Sudi kralı öldüğünde, o gün Cumhurbaşkanı, bugün ise Başkan olan Erdoğan tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devleti resmi olarak üç gün yas ilan edilerek, Kırmızı renkli, Hilal ve Yıldızlı şanlı Bayrağımız yarıya indirildiğini bilmeyen, duymayan yok sanıyorum?
Kral Abdullah bin Abdülaziz öldü. Ancak, dünün prensi, bugünün ki Kral, Kral Selman Türkiye’nin
Fedakârlığını, dostluğunu, Müslüman oluşunu unuttu. Tıpkı Ağa Babaları ABD başkanı Trump gibi, ABD’nin dümen suyuna giderek YPG’ ye Milyonlarca yardım ederek tekrar Türk Milletine olan düşmanlığını, ABD ‘ye olan sadakatini tekrar kanıtladı.
Erdoğan, bu olanları mutlaka bir kenara not aldığını, sırası geldiğinde bunun hesabını soracağını sanıyorum.
ABD, bir yandan Türkiye’ye karşı açmış olduğu savaşı dolar Savaş’ı, diğer yönde Suudi Arabistan Kıralı Selma’nı kullanarak, Türkiye ve Dünya nezdinde terör örgütü olarak kabul edilen ve Türkiye’nin sınırlarını tehdit eden YPG’ ye ekonomi yardımı yaptırtarak kendince Erdoğan’ı sıkıştırmak suretiyle “Ilımlı İslam” projesini gerçekleştirmek istiyor.
Ancak; ABD ve dolaysıyla Başkanı olan Trump, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını tanımıyor ve ya tanımak istemeyerek sabırlarını deniyor olmalı ki; Bir papaz için yorganı yakmaya çalışıyor…
Trump, İş başına geldiğinden bu güne kadar günlük hatta saatlik siyasi manevralar yaparak pozisyon değiştiren biri olarak biliniyor.
Yurt dışında neredeyse tüm gazete yazarları, gazete manşetleri dâhil olmak üzere Türkiye’de ekonomik krize ve Türk Lirasının düşüşü hakkında yazıyor, çiziyor ve bangır bangır bağırarak adeta hasta Osmanlı pozisyonuna sokmaya çalışıyorlar.
Asıl maksatları şudur…
Atatürk sonrası Türkiye, şu ve ya bu şekille, Erdoğan’ın muazzam ikna gücü, dini siyasallaştırma çabası, Sünni Mezhebini Türkiye dâhil diğer ülkelerde egemen kılma mücadelesi, ayrıca 17 yıl iktidarda kalarak yenilmezliği sonucu iktidarı tam olarak ele geçiren Erdoğan bundan sonra “Otokratik “ yöntemi yürürlüğe koyarak, Osmanlı padişahı olma yolunda olduğuna dair kanıtlardan söz ediliyor.
Erdoğan Başkanlık sisteminin baş mimarı olduğuna göre, yapacağı tek şey; Millette açık ve net Türkiye’nin ekonomi durumunun kritik olduğunu, Ama hep beraber bunu düzelteceğimizi.
Dış borcumuz çok fazla olduğunu. Ama bunu azaltacağına dair; söz verme li.
ABD, tüm dünya ülkelerini sömürdüğünü. Ancak biz bu sömürü düzene son vereceğini anlatmalıdır.
Türkiye, dünya üzerinde yaşayan tüm Müslümanlar için umut olduğunu.
ABD’nin asıl amacı; Atatürk’ün başlatmış olduğu demokrasi savaşını, kadın erkek eşitliğini, evrensel insan hakları beyannamesini uyguladığını, Din ile devlet işlerini ayıracağını, Türkiye asla ve kesinlikle “ılımlı İslam” olmayacağını, Hak, Hukuk ve adalete inandığını, her vatandaş yasalar önünde yurttaşlık ilkesi doğrultusun da birinci sınıf vatandaş olduğunu dair, haykırarak bir daha ve bir daha söylemelidir.
ABD ve Sudi Arabistan istedi diye Laiklikten ödünç verilmeyeceğini söylemediği müddetçe başımız belalardan kurtulmayacak.
Tüm dünya ülkeleri laiklik ve demokrasi mücadelesinde tüm Müslümanların umudu olduğunu, er veya geç Türkiye milleti tüm diğer Müslümanlara laiklik kâfirlik değil, tam tersine dürüstlük, ahlak, eşitlik, demokrasi, refah ve mutluluk olduğunu ispatlayacaktır.
Binali Efe
Bu yazı toplam 4762 defa okunmuştur.