Öğretmenler önlükleri geri gönderdi
Hürriyetçi Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şube üyesi öğretmenler, Güllük PTT önünde basın açıklaması yaptı. “Öğretmenlerin görüşü alınmayan Öğretmenlik Meslek Kanununu kabul etmiyoruz” yazılı pankart açan öğretmenler, ÖMK’dan proje okullara, atamalardan ekonomik şartlara, enflasyondan eğitimciye şiddet ve mülakata kadar eğitim çalışanlarını ilgilendiren temel konulara işaret etti. Sorunlarına yabancı dilde hazırladıkları dövizlerle de dikkat çeken öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendilerine gönderdiği önlükleri posta yoluyla geri gönderdi. Önlükler için “Yüzyılın buluşu” diyen Hürriyetçi Eğitim Sen Antalya 1 Nolu Şube Başkanı Hilmi Taner, “Yüzyılın buluşu olan ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlere gönderdiği önlükleri kendilerine geri gönderiyoruz. Gelinen noktada önlüklerin eğitimcileri koruyamadığı anlaşılmış olup, ‘Öğretmeni korumayan önlük, yetkilileri de korumasın’ diyerek geri gönderiyoruz” diye konuştu.
“TÜRKÇE SÖYLEDİK ANLAMADILAR”
“Biz sendikaların eylem yerleri genelde Milli Eğitim Müdürlüğü önüdür. Ancak eğitim çalışanlarının taleplerine kulak tıkayan bir Milli Eğitim Bakanlığı var” diyen Taner, “Bu kaçıncı basın açıklamamız sayısını unuttuk. Türkçe söyledik anlamadılar onun için bizde İngilizce, Almanca ve Fransızca olarak sıkıntılarımızı dile getiriyoruz. Daha da kötüsü eğer böyle giderse bundan sonra basın açıklamalarımızı mesela Tarım İl Müdürlüğü önünde, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü önünde, Büyükşehir Belediyesi önünde yapacağız gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.
“ÖĞRETMENLERİN FİKRİNİN ALINMADIĞI AÇIK”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adında yeni bir müfredat hazırladığını belirten Taner, bu müfredatın 10 yılda hazırlandığı iddia edilse de hazırlanan müfredatta öğretmenlerin fikrinin alınmadığının açık olduğunu söyledi.
“CEZALARIN BULUNDUĞU AMA ÖDÜLÜN BULUNMADIĞI BİR KANUNLA KARŞI KARŞIYAYIZ”
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun (ÖMK) öğretmenlerin tüm itirazlarına rağmen 14 Şubat 2022 tarihinde yürürlüğe girdiğini dile getiren Taner, Anayasa Mahkemesi’nin 13 Temmuz 2023 tarihinde bazı maddelerini iptal ettiğini hatırlattı. “Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin maalesef öğretmenlerin görüşlerini almadan, yeni ÖMK düzenlemesini hazırlayarak TBMM’ye göndermeye çalışmakta” diyen Taner, şöyle konuştu:
“Hazırlanan ÖMK ile çalışma koşullarının, ekonomik ve sosyal hakların düzeltilmesi beklenirken cezaların bulunduğu ama ödülün bulunmadığı bir kanunla karşı karşıyayız. Milli Eğitim eski Bakanı Mahmut Özer’in bakanlığı döneminde uzman öğretmenlik unvanı için ‘10 yıl görev şartını 5 yıla düşüreceğiz’ başöğretmenlik unvanı için ise ‘uzman öğretmenlikte 10 yıl bekleme şartını kaldırıyoruz’ açıklaması ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, öğretmenler odası buluşmalarında, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik süre şartının azaltılacağını ifade etmesine rağmen, kanun taslağında kariyer basamakları eski haliyle devam etmekte. Aynı kanun taslağına göre; Milli Eğitim Akademisi kurulacağı, atama bekleyen öğretmenlerin KPSS sınav puanına göre akademide eğitim aldıktan sonra ve başarılı olmaları durumunda öğretmen olma şartı getirilmekte. Milli Eğitim Bakanı eğitim fakültelerinin verdiği eğitime güvenmediğini açıkça beyan etmiş oluyor. Kanun taslağına bakıldığında Akademi’ye seçilecek akademisyen ve öğretmen seçiminin bir kriteri bulunmamakta. Yani akademi, adam kayırmanın ve torpilin yolunu açmaya namzettir. Eğitim Fakültesi’nde yeterli eğitimi veremediğini iddia ettiğiniz akademisyenlerin akademide nasıl bir eğitim verecekleri ise anlaşılamamıştır. Akademisyenler bağımsız ve özerk yapılardır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı açılacak Akademi tüm ön şartlardan yoksundur.”
“EKSİK ÇOK, GÖREN YOK”
Mili Eğitim Bakanlığı yetkililerince rotasyon düzenlemesinin taslakta olmadığı ifade edilmesine rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 48. maddesinde öğretmenlerin bulunduğu kurumda azami çalışma süresinin 12 yıl olduğu şeklinde daha önceden mevcut olan bir düzenlemeyi kanuna koyarak zaman içinde rotasyona yasal dayanak oluşturmaya çalışıldığını öne süren Taner, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kanunda önemli bir husus ise ‘Uzman ya da başöğretmen olmak için aranan şartlardan birinin de kademe ilerleme cezası almamak’ olmasıdır. İdari bir cezayla cezalandırılan öğretmen ikinci defa mali olarak cezalandırılmak istenmektedir. Ayrıca bürokraside FETÖCÜ’lerin güçlü olduğu dönemde birçok vatansever öğretmen kademe ilerleme cezasına mahkum edilmiştir. Birçok meslektaşımıza ceza veren müfettişler, uygulayan idareciler ve mahkemelerde reddeden hakimlerin bir kısmının bugün cezaevlerinde olduğu gerçeği de ortadadır. Şunun altını özellikle çizmek istiyoruz. Sayın Bakan düzenli olarak Öğretmenler Odası Buluşmaları gerçekleştiriyor. Bu buluşmalarda, ÖMK ile ilgili öğretmenlerin talepleri, az önce yukarıda saydıklarımız mıydı acaba? Hiç zannetmiyoruz. Mesela hangi öğretmen, taslakta yer alan öğretmen akademisini istiyor, bir kişiyi bile gösteremezsiniz. Buradaki asıl amaç eğitim sendikalarının bypass edilmesidir. Ayrıca öğretmenler odasında şube müdürleri yok, şefler yok, Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan hemşireler yok, rehber öğretmenler yok, okulların olmazsa olmazları gizli kahramanları hizmetliler yok. Dolayısıyla eksik çok, gören yok.”
“KALDIRAMADIĞINIZ MÜLAKATIN ALTINDA BİR GÜN SİZLER DE KALACAKSINIZ”
Yeni atanacak 20 bin öğretmen adayına mülakat yapılmaya devam edileceğinin altını çizen Taner, “Seçim öncesinde kamuya memur alımlarında kaldırılacağı söylenen mülakat, ne kadar ağır bir şeymiş ki bir türlü yerinden kaldırılamadı. Buradan uyarıyoruz, kaldıramadığınız mülakatın altında bir gün sizler de kalacaksınız” diye konuştu.
“TEKİN, BİLDİĞİNİ OKUMAKTAN VAZGEÇMİYOR”
İlgili kanunda yer alan maddeyle proje okullarında keyfi, eş, dost, akraba, yandaş idareci ve öğretmen atamalarının kanun korumasına alınmakta olduğunu ileri süren Taner, “Tüm sendikaların Milli Eğitim Bakanlığına çağrısına rağmen Yusuf Tekin bildiğini okumaktan vazgeçmemekte. Ayrıca Maliye Bakanlığı’nın ekonomik tedbirleri de öne sürülerek kanun kuşa çevrilmiştir” dedi.
TALEPLERİNİ SIRALADI
Son olarak temel taleplerini sıralayan Taner, şunları söyledi:
“Uzman ve başöğretmenlik tazminatları emekliliğe yansıtılmalı. Daha önce verilen söz gereği uzman öğretmenlik başvuru süresi 5 yıla başöğretmenlik için 10 yıla düşürülmeli. Uzman ve başöğretmenlik için sınav şartı kaldırılmalı. Ek ders ücretleri yüzde 100 oranında artırılmalı. Sözleşmeli öğretmenlik uygulaması kaldırılmalı ve kadrolu istihdam modeline geçilmeli. En düşük öğretmen maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalı. Zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan öğretmenlere tazminat ödenmeli. Kamuda ilk işe alımlarda mülakat uygulamasına son verilmeli. Öğretmen atamalarında KPSS puan üstünlüğü tek kriter olmalı.”
“EN KUVVETLİ ŞEKİLDE MÜCADELE ETMEK ZORUNDAYIZ”
Konuşmasının sonunda Hürriyetçi Eğitim Sen olarak eğitim çalışanlarının hakları için yılmadan haykırmaya devam edeceklerini bildiren Taner, tüm sendikalara ve eğitim çalışanlarına seslenerek, “Eğitim çalışanlarının hak ve hukukunu yerle bir edecek olan bu taslağın eğitim çalışanlarının istediği şekilde düzenlenmesi için olabilecek en kuvvetli şekilde mücadele etmek zorundayız. Yarın çok pişman olmamak için sizleri mücadeleye ve ayağa kalkmaya davet ediyoruz. Unutmayın, eğitim çalışanlarının onur ve haysiyetini, eğitim çalışanlarının azim ve kararlılığı kurtaracaktır” açıklamasında bulundu. HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim