Bugün 23 Kasım 2024 Cumartesi
  • Antalya18 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3005.805
    %1.82
  • Dolar
    34.5348
    %0.14
  • Euro
    36.0249
    %-0.48

Eyüp Koçak / Muhabir Türk

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Eyüp Koçak / Muhabir Türk

Trump’a fazla bel bağlamayın!

16 Haziran 2017 Cuma 15:03

 Merakla beklenen Amerikan seçimleri nihayet sonuçlandı. Hillary Clinton ve Donald Trump arasında geçen kıran kırana çekişme tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye’de de çok konuşuldu. Amerikalı emlak kralı Donald Trump, seçim süresi boyunca saldırgan, ırkçı ve Müslüman karşıtı bir görüntü çizdi. O’na karşı alternatif olarak gösterilen Hillary Clinton ise eski Amerikan başkanlarından Bill Clinton’un eşi. Dışişleri Bakanlığı yapmış Clinton’un en büyük dezavantajı, Amerikan Başkanı Barack Obama’nın ekibinde yer alması ve onun döneminde dışişleri bakanı olmasıydı.

Sonunda ipi göğüsleyen kişi Donald Trump oldu. Obama ve ekibinde büyük şok hala atlatılabilmiş değil. Trump’un başkan olmasını hazmedemeyenler, Kanada gibi ülkelere göçmenlik başvurusunda bulunuyor. Şimdi tüm dünya, yeni Trump Amerika’sının nasıl bir politika izleyeceğini tartışıp duruyor. Trump, beklentileri karşılayabilecek mi yoksa büyük bir çöküşün devam halkası mı olacak bekleyip göreceğiz…

Amerika’nın genel siyaset ve yönetim anlayışını anlamak için son iki başkanlık seçimine göz gezdirmek yeterli olur diye düşünüyorum. Belki bu döneme Bill Clinton dönemini de dâhil edebiliriz. Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren, Irak’a asker konuşlandıran, istediği sonucu elde edemeyen, ABD’yi Irak’ta büyük bir hayal kırıklığına uğratan George Walker Bush, Amerikan toplumunda da tepki çekmeye başlamıştı. Devletin yönetim biçimi, gücü ve dünyadaki etkinliği sorgulanır olmuş, Irak’ta hayatını kaybeden asker aileleri, savaşın suçlusunun Amerikan yönetimi olduğunu söylemeye başlamıştı.

Tam da bu sırada, ABD’de beyaz ve zenci ayrılığının kullanılması keşfedildi. 200 yıllık yaşamına nice zulümler sığdıran ABD, kötü algıyı tersine çevirmek istiyordu. Hemen işe koyuldular. Zencilere yaptıkları zulmü hatırlayanların işi zordu. Kendilerine inandırmak için öyle güçlü bir kanıt ortaya koymalıydılar ki, Zenci başkan adayı fikri adeta kurtarıcıları oldu.

ABD Başkanı Barack Obama’nın topluma tanıtıldığı o günleri hatırlayın! Toplumda büyük bir umut, barış sesleri yükselmişti. Ortadoğu’ya Afganistan’a ve daha birçok yere kan ve gözyaşı götüren sistemin zenci başkan ile ortadan kalkacağına inanılıyordu. Bu inanç hem kendi toplumlarında hem de dünyada etkili oldu. Obama’nın Müslüman olduğu yalanıyla Müslümanların gönlü alınmak istendi. Hatırlayın, ülkemizde bile Obama’nın başkanlığı için kurban kesen vardı değil mi?

Obama yönetime geldi. İlk dönem ılımlı bir politika çizdi. Irak başta olmak üzere birçok yerde askerlerini çekti. İlk yıllarda kaybolan güven sorunu, ufak rötuşlarla Obama döneminde halledildi. Ancak Obama’nın ikinci başkanlık serüveni, bambaşka bir serüven oldu. Dış politikada oldukça başarısız bir grafik çizildi. Çin, Rusya, Hindistan gibi ülkeleri durdurmak çizilen Ortadoğu Planı’na kalınan yerden devam edildi. Birçok Arap ülkesinde ‘bahar’ adı altında isyanlar çıkarttı. Bugün o isyanların çıktığı tüm toplumlar, berbat bir yaşam sürüyor. Demokrasi ve özgürlük yalanıyla insanları köleleştirmeyi başardılar. Türkiye’de FETÖ aracılığı ile darbe yapmaya kalkıştılar. İnsanları birbirine kırdırmak, iç savaş çıkartmak istediler. Deliller ve yaşananlar ortada olmasına rağmen hala FETÖ’ nün lideri iade edilmiş değil. İlk başkanlık döneminde Obama’ya kurban kesen vatandaşlar, bugün bıraksanız Obama’yı kesecek. İş o kadar kötüye gitti yani.

Türkiye’de kaybedildi.

Ortadoğu Planı’nda büyük halka olan Türkiye, yönünü tam da korktukları yöne, Rusya ve Çin’e döndü. Dış politikada bu olurken; kendi ülkelerinde, zenci bir başkan döneminde, zenciler sokak ortasında tekrar vurulmaya başlandı. Yani ılım insan portatifi ikinci başkanlık döneminde çöktü. Dün Bush’a olan kızgınlık, bugün Obama’ya var.

Baba Bush döneminde de, Bill Clinton ılımlı biri olarak sahaya sürülmüştü. ABD politikaları ve sonuç değişmedi.

Şimdi bambaşka bir lider ABD’nin kaderini tayin edecek.

Görüyoruz ki, ABD’de başkanlar değişse de asla sistem değişmiyor. Sadece ve sadece yaptıkları planın olumsuz yanları, kandırmalarla düzeltilmeye ya da erteletilmeye çalışılıyor. Asla ve asla devlet yönetim sisteminden ve yüzyıllık planlardan vazgeçilmiyor. 
Trump’a bence fazla bel bağlamayın!

Bu yazı toplam 1603 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim