Bugün 12 Mart 2025 Çarşamba
  • Antalya9 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3429.685
    %-0.02
  • Dolar
    36.5914
    %0.00
  • Euro
    39.8982
    %-0.24

Eşref Ural / Journal - Konuk Yazar

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Eşref Ural / Journal - Konuk Yazar

YAKIN ZAMANLARIN KISA HİKAYESİ (2)

07 Şubat 2025 Cuma 15:18

2018 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi tam da “evlere şenlikti”. AKP-MHP Blokuna karşı CHP-İYİ PARTİ Bloku görünüyordu sahnede. CHP Genel Başkanı K. Kılıçdaroğlu’nun kafasında tek aday vardı; Abdullah Gül. Ve gerçekten de Erdoğan-Gül arasında geçecek bir yarışta ve o günün konjüktüründe Erdoğan’ın kaybetmesi ciddi bir olasılık olarak görünüyordu. Tam bu süreçte çok ilginç bir şeyler oldu; önce, içinde dönemin genelkurmay başkanının ve MİT müsteşarının olduğu bir helikopter, Abdullah Gül’ün İstanbul’daki evinin bahçesine gürültülü bir iniş yaptı! Ve birkaç gün sonra bir acayip olay daha oldu ve ittifaktaki partinin lideri Meral Akşener, “ben de cumhurbaşkanı adayıyım” diye bir açıklama yapıverdi! Bir yandan da laik/seküler kesim CHP genel merkezini taciz ediyordu; “ikinci bir Ekmelettin vakası istemiyoruz! Aday mutlaka içimizden biri olmalı!”. Ve bu parçalanmış tabloda Abdullah Gül, kendi ismi etrafında bir konsensüs sağlanamadığını ve aday olmayacağını açıklamak zorunda kaldı. Ve CHP de kısa bir süre sonra Muharrem İnce’yi “gel bakalım Muharrem” diyerek aday gösterdi. 

Muharrem İnce’nin seçim kampanyası daha da inanılmaz olaylara sahne oldu. Kazanma ihtimali zayıf olsa da, kampanya yine de hiç de fena gitmiyordu. Hitabeti iyiydi, CHP seçmeninin dışındaki kesimlere, bilhassa milliyetçi çevrelere de sıcak gelen bir havası vardı. Ama bu tablo, CHP Genel Merkezinde ve bazı üst düzey parti kurmaylarında resmen paniğe sebep oldu. “Eyvah, bu adam kazanırsa bizim siyasi kariyerimiz ne olur, nasıl etkilenir, halimiz nic’olur” şeklinde özetlenebilecek bir panik haliydi bu. Bu endişe sebebiyle Muharrem İnce’nin kampanyasına aktif destek vermekten imtina ettiler ve “mış gibi” yaptılar. Kampanyayı seküler/laik kesim kendisi yönetti. Neyse ki genel merkezdekilerin korktukları başlarına gelmedi, çok şükür kendi adamları seçimi kazanamadı, ama “öteki adam”, yani Erdoğan, seçimi ilk turda kazanmayı başardı. 

2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi ise, daha başka ve akıl almaz olaylara sahne oldu. Bir yıl önceki sosyo-politik hava şöyleydi; Ekonomide alarm zilleri çalıyor, enflasyon hızla artıyor, mülteciler ve bilhassa Suriyeli sığınmacılar meselesi bütün ülkede öncelikli rahatsızlık sebebi, adam kayırma, torpil, mülakat, haksızlık, hukuksuzluk toplumda ve bilhassa genç nesilde ciddi rahatsızlık sebebi. Çok açık ki halk Erdoğan’la seçim sandığında hesaplaşmayı ve vedalaşmayı bekliyor. Cumhur İttifakı yorgun, Millet İttifakı daha enerjik görünüyor. Toplumun çok geniş bir kesimi, merak içinde Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının açıklanmasını bekliyor. Halkın çok önemli bir kısmı, aday olarak Mansur Yavaş’ı görmek istiyor, o olmazsa da Ekrem İmamoğlu. 

2023’ün 6 Şubat gecesi ülkemizin güney şehirlerinde çok büyük bir deprem oluyor ve beş-altı şehrimiz neredeyse yerle bir oluyor. Hükümetin deprem yönetimi noktasında sergilediği başarısızlık seçmen kitlelerinde sinirlerin daha da gerilmesine yol açıyor. Yani yaşanan sürecin tamamı Ak Parti iktidarının aleyhine. Artık seçimi kazanmasına hiç kimse ihtimal vermiyor, kendileri bile umutsuz. 

Bu arada bir parantez açmama izin verin, bir ara, herhalde yapılan anketlerden çıkan ortak kanaate göre, Mansur Yavaş ismi “muhtemel aday” olarak öne çıkmaya başladı. Herhalde Şubat sonları ya da Mart başlarıydı. Birdenbire sosyal medyada Mansur Yavaş aleyhine etkili bir kampanya sahaya sürüldü. Onun yıllar önce yaptığı bir konuşma, bilhassa solcu-devrimci kesimlerce yaygınlaştırılmaya başladı. Ve tam da bu günlerde HDP’nin “fiili başkanı” konumunda olan Ahmet Türk, “Mansur Bey aday olursa bizim kapımızı çalmasın” demek suretiyle tartışmaya son noktayı koydu. Artık “mıntıka temizliği” tamamlanmış, Kılıçdaroğlu’nun aday olmasının önündeki en büyük engel böylece ortadan kaldırılmış oluyordu. (Bitmedi, devam edecek).

Bu yazı toplam 625 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim