- IMKB
% - Altın
3227.892
%0.42 - Dolar
35.8569
%0.22 - Euro
37.3245
%-0.04
- 10:43 - Eğirdir Gölü’nde yasa dışı avlanan 100 kilogram canlı kerevit göle salındı
- 17:43 - Alanya Belediye Başkanı Özçelik, çocuklar ile sahili temizledi
- 17:23 - Antalya’da "Doğal Tozlaşma için Bombus Arıları" toplantısı
- 16:20 - Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya’ya geliyor
- 16:14 - Antalya’nın sorunlarını TBMM’de dile getirdiler
- 16:10 - AK Parti Kepez’den Erdoğan mesaisi
- 14:23 - Bakan Tekin’den özel okullara fahiş fiyat uyarısı: "Kapatmaya kadar gider, çekinmeyiz"
- 12:33 - CW Enerji’den 7.5 milyon dolarlık panel satışı
- 12:23 - Demre’de 300 metrede 3 gündür mahsur kalan keçi operasyonla kurtarıldı
- 10:43 - Bebeklerde Kalp Hastalıklarına Dikkat, Erken Belirtileri Tanıyın
- 19:23 - Antalya’da domates üretimi düşüyor, hal işlem miktarları alarm veriyor
- 18:43 - MÜSİAD Antalya’dan Stratejik Yönetim Kampı
- 17:23 - Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan, vatandaşın sorun ve taleplerini dinledi
- 16:30 - “Çiftçilerimizin zararı tazmin edilmeli”
- 16:24 - “Zincir marketler piyasa dengelerini olumsuz etkiliyor”
Kahraman Köktürk
Yaşasın Zeytin Ağacı
Antik dönemde zeytin ağacının kesilmesinin cezası ölümdü. Çünkü zeytin, hayatın ta kendisiydi. Zeytin sıkılır, yağından yaralar iyileştirilirdi. Meyvesi yenir, şifa bulunurdu. Sıcak havalarda gölgesinde oturulur, serinlik bulunurdu. Kuruyan dalları yakılıp insanlar ısınırdı. Zeytin hep kutsal bir meyveydi. Yağı karanlık gecelere ışık olurdu.
Olimpiyat sporlarını kazanan sporcuların başına zeytin dalından taçlar takılırdı. İmparatorlar halk içine çıkarken zeytin dalından taç takardı. Yeni doğan çocuklar zeytinin yağıyla kutsanırdı. Zeytinyağına "sıvı altın" derlerdi. Zeytin ekmeğe katık olurdu. Kırgınlar, dargınlar barışmak için birbirine zeytin dalı uzatırlardı. Zeytin dalı her zaman barışın sembolü oldu... Hiçbir zaman ne savaşın sembolü oldu ne de zeytin ağaçlarının kesilmesine izin verildi.
Oysa günümüz zihniyeti binlerce yıl önce yaşayan insanlardan daha geri. Hiçbir değerli maden yüzlerce, binlerce yaşta olan o ağaçları yok etmeye değmez. Homeros’un kulağına şöyle fısıldadı zeytin ağacı: "Herkese aitim ve kimseye ait değilim. Sen gelmeden önce buradaydım ve sen gittikten sonra da burada olacağım."
"Toprak," dersin, "binlerce, milyonlarca yıl bize ürün vermek için evriliş" derim. "Maden, enerji," dersin, "temiz enerji isterim. Sen bizi dinlemezsin; biz toprak anayı dinler, bolluk, bereket, zenginlik, cennet buluruz onda."
Thomas Jefferson'un dediği gibi, "Zeytin ağacı cennetin en zengin armağanıdır." Zeytin ağacının hikâyesi...
Yunan mitolojisine göre, Zeus kendisine en değerli hediyeyi verene kentin koruyuculuğunu verecektir ve bunun için bir yarışma düzenler. Denizlerin tanrısı Poseidon, Zeus'a uzak diyarlara dahi uçarak gidebilen ve savaşta yenilmeyecek bir at armağan eder. Athena ise zeytin ağacını. Yarışma çetindir çünkü ikisi de Zeus'a dünyanın en güzel hediyesini vermek isterler. Kuşkusuz, dünyanın en uzak diyarlarına gidebilecek ve yenilmez savaşçı bir at mükemmel bir hediyedir; ancak zeytin ağacı daha mükemmeldir. Zeytin ağacının muazzamlığı karşısında başta Zeus olmak üzere tüm tanrılar ve tanrıçalar büyülenmiş ve ağacın kutsallığı karşısında donakalmışlardır. Tüm hırsına ve kazanma isteğine rağmen Poseidon bile zeytin ağacından o kadar etkilenmiştir ki, aralarındaki çekişmeye rağmen zeytin ağacının üstünlüğünü kabul eder. Bunun üzerine Athena, zeytin ağacından bir dal kırıp Poseidon'a verir ve öylece aralarındaki düşmanlık zeytin ağacının rakipsiz güzelliği karşısında yok olur. O günden sonra Athena'nın ismi Atina kentine verilir. "Düşmana zeytin dalı uzatmak" deyimi de neredeyse tüm dillere tam da bu mitten gelmiştir. Çünkü zeytin ağacı, düşmanınızın dahi kıyamayacağı güzellikte ve kutsallıktadır.
Dünyada kesilmesi yasak olan başlıca iki ağaç, zeytin ve sakız ağaçlarıdır. Diplerine kimyasal dökülmediği müddetçe ya da dünyadan, doğadan ve çocuklarımızın güzel geleceklerinden nefret eden bir grup merhametsiz ve açgözlü kesmediği müddetçe sonsuza kadar yaşarlar.
Zeytin, sonsuzluktur...
- Nüfus arttıkça sorunlar da artıyorMustafa Yetgin
- Antalya’da niye yok?Ömer Yetgin
- ŞEHİRLEŞME- 3.Muharrem Yellice
- “ ANTALYA’DAKİ BELEDİYE UYGULAMALARINA FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI”Eşref Ural
- TAMAMGürsel Kaya
- Tatilde okullardaki oturma gruplarının bakımı yapılmadıİSA KAVLAK
- Düşmeyiz ama Takviye ŞartKahraman Köktürk
- GÖMÜLÜ MALİ YÜKÜMLÜLÜKLER GELECEKRaziye Gök Aktaş
- NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
- Bakü’de iklim anlaşmazlığı: Dünyayı kirletenlerin YüzsüzlüğüMustafa Yıldıran
- MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
- CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
- Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
- SEÇİMEyüp Koçak
- Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
- Antalya’da "Doğal Tozlaşma İçin Bombus Arıları" Toplantısı
- Antalya’da Domates Üretimi Düşüyor, Hal İşlem Miktarları Alarm Veriyor
- Müsi̇ad Antalya’dan Stratejik Yönetim Kampı
- Adana’nın Şalgamı Dünyaya Açılıyor
- Anfaş’ta ’Food Product’ Heyecanı
- Matso’dan Manavgat’a Lezzet Atağı: Yerel Ürünler Markalaşacak
- Antalya Osb Sanayicileri Yeni İşbirlikleri İçin Japonya’da
- Antalya’da Erzurum Günleri
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim