Mustafa Yetgin

            Bazı lokantalarda eski nostaljik ilimizle alakalı siyah – beyaz fotoğrafları görmekteyim.

            Bu siyah – beyaz fotoğrafları her gördüğümde içim sızlamakta. Çünkü Antalya eski senelerde çok daha güzel ve yeşil alan çok fazlaydı.

            Muratpaşa ilçesinde bulunan Lara bölgesi olarak bilinen bölge başta olmak üzere her yer portakal bahçeleri ile doluydu.

            Seralar, bahçeler, ağaçlar ve çiçekler.

            Maalesef Muratpaşa ilçesi başta olmak üzere ciddi manada betonlaşma yarışına maruz kaldık.

            Kepez ilçesinde de gecekondulaşmanın izleri halen silinmesi ve kötü bir yapılaşma görülmekte.

            İşte siyah beyaz fotoğraflarda kalan ilimizdeki o güzellikler hızla yok edilmekte.

            Dereler kuruyor, doğa tahrip edlmekte.

            Malumunuz üzere son senelerde yeşil alanlarımız  giderek azalıyor ve yerine yeniden yeşillendirme ve ağaçlandırma yapılmıyor.

            Antalya deyince zihinlere her yeri yeşil yerler geliyor ama gerçekten öyle mi acaba?

            İlimiz bilhassa son 30 – 40  senedir eski yeşil alanlarından eser yok.

            Yeşil alan tahribatının endişe verici duruma geldiği Antalya’da çevre dostu projeler geliştirilmesi lazım.

            Bilhassa ilçelerde dağların tahrip edilmesinin ve mermer ocağı amaçlı kullanılır hale gelmesinin doğa tahribatı açısından endişe verici boyuta geldiğini söyleyen Antalyalılar, su kaynaklarının ve doğal dokunun gelecek kuşaklara aktarılmasının kaçınılmaz olduğunu söylüyorlar.

            Bu düşüncelerinde kanaatimce haklılar.

            Mesela diğer ilçelerimizden Elmalı, Akseki, Gündoğmuş, İbradı, Kaş, Manavgat, Alanya  ve Kumluca gibi ilçelerde doğal doku tahribatının önlenmesi gerektiğini söyleyen Antalyalılar, çevre dostu projeler oluşturulmasını istiyor.

                        Maalesef bir çok bölgemizde dağlar bile tahrip edilmiş durumda. Yatırımların elbette şehrimiz için önemi var. Ancak; doğal doku yok edilerek atılan adımlar geleceğimiz açısından büyük sıkıntılar doğurur. Çevreyle uyumlu, doğayla dost projelerin desteklenmesi gerek. Doğayı yok ettiğimiz sürece doğal afetler hep bir risk olarak karşımızda durur.

            Doğal afetler yaşamamak için doğayla dost projeler yapılmalı.

            Mevcut Belediye başkanları küresel iklim değişikliği ile mücadelede projeler üretmeli.

                        Sağlıcakla kalın.