Bugün 21 Kasım 2024 Perşembe
  • Antalya17 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2940.718
    %0.35
  • Dolar
    34.4659
    %0.07
  • Euro
    36.3751
    %0.30

Eyüp Koçak / Muhabir Türk

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Eyüp Koçak / Muhabir Türk

Allah’ım; bu yolda beni kendime mahcup etme!

16 Ağustos 2021 Pazartesi 00:29

Birkaç gündür Kuran’ı Kerim’in Türkçe çevirisini okuyorum.  Altı bin altı yüz altmış altı ayetin Türkçe çevirilerini satır satır okudum, okumaya devam ediyorum.  Meleklerle, insanlarla ve peygamberle sohbet eden yaratıcının,  bunu yaparak neyi yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyorum. Bu yaşıma kadar kendimi Müslüman kabul etmiş, dini inançlarımı geleneksel ritüellere göre yaşamış biriyim.   

Din konusunda bazı aklı evveller gibi ahkâm kesecek cüretim de yok.  Sadece beni yoktan var eden yüce yaratıcıyı anlamaya, onun bizlere anlatmak istediği şeyleri, neden doğrudan değil de,  şifrelerle anlatmak istediğini kavramaya çalışıyorum.

İnsanoğlu, Âdem’den bu yana yüce yaratıcının emirlerini yerine getirmeye çalışıyor.  Ve Âdem’in yeryüzüne indiği günden bugüne, insanoğlunun başı dertten kurtulmamış. İslami kaynaklara göre;  insanlık tarihin 7 bin yıl,  Tevrat’a göre 10 bin yıl olduğu söyleniyor.  Bazı kaynaklar,  Afrika’da 300 bin yıl önce yaşamış insan fosillerinin varlığından bahsediyor.  Yani insanlık tarihi hakkında bilimsel, net ve kesin bir tarih yok.  Bing Bang yani büyük patlamanın yaşandığı, insan için yaşama koşullarının oluştuğu günden bugüne, insanoğlu inanç konusunda hep bir arayış içerisinde olmuş.  Kimi yüce yaratıcıyı güneşte, kimi taşta, kimi çamurda,  kimi kırda bulmuş. Kimi bir ineğe taparak, kimi inanmayarak kendi tanrısını yaratmış. 

Bazen bütün bu yaşananlara Tanrı’nın kızgınlıkları da eklenmiş.  Hz. Nuh döneminde, Lût Kavminde olduğu gibi, azgın toplumlar helak edilmiş.  MÖ 1900 yıllarına kadar varlığını sürdürmüş Lût Kavmi’nin yok oluşu,  hep ilgimi çekmiştir.  O toplumlarla günümüz toplumların ortak yanını, hangi çağrılara kulak asmadığını, o toplumları idare eden kudreti, insanoğlunun üzerine çektiğini felaketleri öğrenmek istiyorum.  

İşte bu köşeyi bundan sonra bunun için kullanacağım.   Tanrı, 40 küsur yıl önce beni yeryüzüne davet ettiyse, bunun da bir sebebi olmalı…

Ben dindar biri değilim. Dolayısıyla din ve yaratılış konusunda okuduğum kaynakların yorumu tamamen beni bağlar. Pek çok kişinin sormaya cesaret edemediği soruları sormak,  Yaratıcımız olduğuna inandığım Allah’ı tanımak, onun bizlere verdiği akıl ile onu anlamak ve kavramak istiyorum.  

“İlimden gidilmeyen sonu karanlıktır”  diyen Hacı Bektaşi’nin,  “Gel gör beni aşk neyledi” diyen Yunus’un,  “Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm” diyen Karacaoğlan’ın,  “Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme” diyen Mevlana’nın, “Selamsız sabahsız gelir geçersin, Her yolun bir sonu vardır nereye” diyen Şahballı gibi gönül erlerinin yoludur bu yol.

Bu yolun sonu nereye varır bilmiyorum. Bu yolda belki üzülür, belki kırılır, belki yorulurum.   Ancak Allah’ın verdiği nefesi, aklı onun için kullanmam gerektiğini anladığım bir süreçten geçiyorum.

Ey Âlemlerin Rabbi!

Seni anlamama, seni kavramama izin ver.  Güzelliklerini görebilmem için gözlerimdeki perdeyi kaldır.  Yarattıklarını anlayabilmem için zihnimdeki perdeyi kaldır.  Sana dost olmak için kalbimdeki perdeleri kaldır.  İşitilmeyen güzel çağrılarını işitmek için kulaklarımdaki perdeleri kaldır.  Allah’ım; bu yolda beni kendime mahcup etme!

 

 

 

Nurgül Şahballı'nın Aşk Şarkısını Dinle: 

Bu yazı toplam 1555 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim