Bugün 21 Kasım 2024 Perşembe
  • Antalya17 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2940.718
    %0.35
  • Dolar
    34.4659
    %0.07
  • Euro
    36.3751
    %0.30

Yusuf Katrağ

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yusuf Katrağ

Andımız meselesi

25 Ekim 2018 Perşembe 05:00

Danıştay 8. Dairesi’nin ilköğretim okullarında okunan öğrenci andını 2013 yılında kaldıran yönetmelik hükmünü iptal eden kararıyla birlikte bir tartışmadır sürüp gidiyor.

Öğrenci andının tekrar okutulmasını isteyen de, istemeyen de var.

İsterseniz gelin hep birlikte yıllarca bağıra bağıra okuduğumuz andımızın sözlerini şöyle bir hatırlayalım.

Türküm, doğruyum, çalışkanım,

İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.

Ey büyük Atatürk!

Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ne mutlu Türküm diyene!

Andımızla birlikte aslında Türk kelimesi üzerinde de duruluyor.

Gelin isterseniz birde Türk kelimesinin anlamına bakalım.

“Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse” ile “Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, Türkçenin değişik lehçelerini konuşan soy ve bu soydan olan kimse” şeklinde iki anlam çıkıyor karşımıza.

Hepimiz biliyoruz ki Türkiye üzerinde çeşitli bölgelerden göç ederek gelmiş ve yerleşmiş birçok soydan insan bulunuyor.

Türkiye toprakları üzerinde kader birliği yapan bu insanlar artık öylesine birbirine karışmış durumda ki, kız alıp vererek kan bağıyla da birbirlerine bağlanmışlardır.

Birçoğumuzun geçmişine baksak, farklı soydan gelen kişilerle karışmalar olduğunu rahatlıkla görürüz.

Bundan dolayıdır ki, bu ülke toprakları üzerinde kader birliği yapan insanlar olarak, Andımız içindeki Türk, Türküm kelimelerinden rahatsızlık duymak yersizdir.

Türk kelimesini ırkçılık olarak değil, “Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse” olarak görmeliyiz.

Bizim dış tehditlere karşı en çok birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, ayrışmaya değil birleşmeye ihtiyacımız var.

Her birimiz farklı soylardan gelebiliriz, özümüzü elbette unutmayacağız. Şu soydanım, bu soydanım diyebiliriz ama Türkiye üzerinde kader birliği yapanlar, bu ülkenin imkanlarından yararlananlar olarak Türküm de diyebilmeliyiz.

Atatürk’ün muasır medeniyetler seviyesine çıkma hedefini de hepimiz benimsemiş durumdayız.

Bu hedefe durmadan yürüyeceğimize ant içmek de son derece yerindedir.

Biz geleceğimiz olan evlatlarımıza milli bilinci, çalışkan olmayı, küçüklerini sevmeyi, büyüklerini saymayı, hedeflerinin yükselerek ileri gitmek olduğunu öğreteceksek öğrenci andını okumalarında sakınca görmemeliyiz.

Bunu yağmurda, çamurda, soğukta, sıcakta sırtlarında çanta ile bekletmeden sınıflarında da yapabiliriz.

Bu yazı toplam 1329 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim