Televizyonlarda, internet haber sitelerinde ya da sosyal medyada kadına yönelik şiddet haberlerine rastladığımda, en az bir saat kendime gelemiyorum. Tacize ve tecavüze uğrayan, dayak yiyen ve seslerini duyuramayan kadınların çaresiz, korku dolu hayatları beni kahrediyor.
Kadına el kaldıran, çocuğunun gözleri önünde döven ve öldüren insanlara tanık oldukça içimi büyük bir kin kaplıyor. Buna artık dur denmesi lazım. Sokak ortasında estirilen bu terörün kökünün kazınması lazım! Kadın ve çocukların haklarının korunması, o hakların devlet tarafından garanti altına alınması lazım.
Çünkü bir ülkenin karakterini, o ülkenin kadınları ve çocukları belirler. Kadınların ve çocukların sağlıklı yetişmesi, o ülkenin sanayide, bilimde bir adım öne gitmesi demektir. Toplumda kadına sözde değil, özde duyarlılık geliştirilmeli. Bu duyarlılık, sosyal medyada paylaşım yapmak ile gelişmez. Bunun için daha fazlasını yapmamız gerekiyor.
Bu ülke gelecekte söz sahibi olmak istiyorsa, kadınlarına ve çocuklarına sahip çıkmalı. Onları uğradıkları zulümle baş başa bırakmamalı. Bir ülkenin kadınlarına verdiği değer, o ülkenin gelişmişliği ile doğru orantılıdır. Allah yeryüzünde kadını erkeğe bir arkadaş, bir dost olsun diye yaratmış. Ona annelik vasfını vererek cenneti ayakları altına sermiş. Kadına karşı şiddet sona erdirecek bir çalışmanın yapılması şart. Sokak ortasında öldürülen, dövülen kadınlar oldukça, bu ülkenin geleceği bir adım öne gitmez.
Annelerinin sokak ortasında öldürülüşüne tanık olan çocukların ahı bu ülkeye fayda getirmez.
Bu vesileyle, tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya kadınlar günü kutlu olsun.