Bugün 21 Kasım 2024 Perşembe
  • Antalya17 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2940.718
    %0.35
  • Dolar
    34.4659
    %0.07
  • Euro
    36.3751
    %0.30

Yusuf Katrağ

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yusuf Katrağ

Büyüyen ekonomide küçülen tarım

14 Eylül 2018 Cuma 05:00

Gayrisafi Yurtiçi Hasıla verilerine göre Nisan, Mayıs, Haziran aylarını kapsayan yılın ikinci çeyreğinde ekonomi yüzde 5.2 oranında büyüdü.

Ekonominin büyümesi elbette takdire şayan bir durum ama burada bir şeylerin ters gittiğini de görmemiz gerekiyor.

Ekonomi büyürken tarım sektörünün yüzde 1.5 oranında küçülmesi, topyekün bir büyümenin söz konusu olmadığını gösteriyor.

Halbuki sağlıklı bir büyümeden bahsedebilmek için, öncelikle bütüncül bir büyümenin olması gerekir.

Ekonomideki büyümeyi, insan vücuduna benzetecek olursak sağlıklı bir vücut için kollar büyüyorsa ayaklar da büyümeli değil mi?

Dış organlar büyüyorsa, iç organlarda büyümeli.

Aksi durumda sağlıklı bir büyümeden bahsedemeyiz.

Dışa bağımlılıktan kurtulmak isteyen bir ülkenin tarımda küçülme şansı yoktur.

Çünkü tarım, yaşamın devam edebilmesi için stratejik öneme sahiptir.

Hele hele sağlıklı gıdaya ulaşmanın her geçen gün zorlaştığı günümüzde bu stratejik önem daha da artmaktadır.

Tarım yoksa, gıda yoksa sağlık da yaşam da yok demektir.

Hayvanlara bir bakın, hayattaki tek amaçları su ve gıdaya ulaşmak, karınlarını doyurmaktır.

Biz insanlar için de aynı şey geçerli aslında.

Belki para veya değerli eşya diye bir şeyler icat edilmemiş olsaydı, ilk çağlardaki gibi bugün tek yaptığımız gıda peşinde koşmak olacaktı.

Tarımın önemi hammadde olarak da çok büyüktür.

Sanayide, hizmette ve daha birçok şeyde hammadde olarak tarım ürünleri yer almaktadır.

Kurtuluş mücadelesinden sonra yokluk içerisinde yaptığımız kalkınma hamlesinin temeline baktığımızda da tarımı görürüz.

Çocuk denilecek yaştaki gençlerin savaşlarda hayatlarını kaybettiği, geride kalanların ise açılık ve yoksulluk içerisinde verdiği mücadelenin sonrasında ortaya çıkan enkazdan kurtuluşun reçetesi tarım ve hayvancılık olmuştur.

Tarım ve hayvancılığa sarılan milletimiz yoksulluğu, sefaleti öküzlerle sürdükleri tarlalarla, tarımla elde ettikleri ürünlerle besledikleri hayvanlarla yenmiş, namerde muhtaç olmaktan kurtulmuştur.

Kurtuluş mücadelesi zamanlarında olduğu gibi yine millet olarak namerde muhtaç olmaktan kurtulmak istiyorsak, tarımı büyümenin sürükleyicisi haline getirmek zorundayız.

Bunu başaramazsak, birçok sanayi ürününün hammaddesinde olduğu gibi gıdada da dışarıya bağımlı olmaya devam ederiz.

Bu bağımlılık bir gün öyle bir noktaya gelir ki telafisi mümkün olmayabilir.

Onun için, tarımda atılması gereken adımları daha çok geç olmadan atmalıyız.

Büyüyen ekonomide küçülen tarımla karşılaşmamalıyız.

Bu yazı toplam 3026 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim