Cerrahinin “Altın Standardı” Laporoskopi

Avrupa Hospital Adana Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Bülent Halaçlar, halk arasında "kapalı ameliyat" ya da "kansız ameliyat" diye bilinen laporoskopik cerrahinin açık ameliyatlara oranla sayısız faydalar sağladığını bildirdi.

Opr. Dr. Bülent Halaçlar, laporoskopinin, 1980'li yılların ortalarına kadar genelde tanısal amaçlı uygulanan bir işlem olmasına rağmen teknolojik gelişmelere paralel olarak son yıllarda tedavi amaçlı uygulandığını söyledi.

Laparoskopinin, genel anestezi uygulanarak yapılan, ucunda kamera olan uzun ince bir aracın karın içerisine sokulması yoluyla organların görüntülenmesini temel alan bir ameliyat olduğunu belirten Halaçlar, bu ameliyatların hem hekimler, hem hastalar tarafından öncelikli tercih olduğunu ifade etti.

Cerrahide "Altın standart" olarak tanımlanan laparoskopinin açık ameliyatlara göre avantajlarına dikkati çeken Opr. Dr. Halaçlar, "Bu yöntemin en önemli avantajı hastanede yatış süresinin çok daha kısa olmasıdır. Ameliyat sonrası çok daha az ağrı kesiciye gereksinim duyulmakta, işe ve normal yaşantıya dönüş süresi kısalmaktadır. Ameliyata göre değişmekle birlikte 3 ile 4 gün içinde hastalarımız normal yaşantılarına dönebilmektedirler. Hasta, aynı gün ya da hastanede bir gece gözetim altında tutulduktan sonra taburcu edilebilmektedir" dedi.

Estetik kaygıyı önlüyor

Halaçlar, bu tür ameliyatların geniş kesilerin olduğu açık ameliyatlara göre daha az yara izi bıraktığını, bunun da estetik açıdan büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Daha kısa sürede ve hızlı bir biçimde hayata adaptasyon, laparoskopinin en önemli faydası olarak gösterilebilir" şeklinde konuştu.

Hasta konforu sağlıyor

Opr. Dr. Halaçlar, hasta konforunun yanı sıra, laporoskopik cerrahinin sağlık giderlerinin düşmesinde de önemli bir etken olduğunu laparoskopi ameliyatların ilk olarak safra kesesi ve jinekoloji operasyonları için kullanılmaya başlandığını ancak, günümüzde hemen her ameliyatta uygulanabildiğini vurguladı.

Halaçlar, "Avrupa Hospital Adana Genel Cerrahi Kliniğimizde, safrakesesi taşları, tiroid hastalıkları, guatr , hemoroit, kolon kanseri, mide fıtığı, karın, kasık ve mide fıtığı, Ur (tümör), polipozis koli , paratiroid hastalıkları, meme kisti, hipertiroidi, karaciğer abseleri, guatr (yumrulu), mide kanseri, karaciğer tümörleri, pankreas kanseri, mide hastalıkları, hemoroit anal fissür , göğüs kanseri, ülserler, tiroid kanseri, göğüs kanseri, varis , safra yolu darlığı ve dalak gibi birçok operasyonları başarıyla gerçekleştirmekteyiz" diye konuştu.

Başarıyı etkileyen en önemli faktör erken teşhis

Opr. Dr. Bülent Halaçlar, tıp alanındaki gelişmelere paralel olarak teşhis ve tedavide kullanılan son teknoloji cihazların artık geçmişin "vebası" gibi görülen ve neredeyse grip gibi salgın hale gelen kanser hastalıklarının tedavisine de imkan tanıdığını söyledi. Opr. Dr. Halaçlar, hastanelerinde onkolojiik cerrahi alanında da önemli ameliyatlar gerçekleştirdiklerini ancak, bu ameliyatların başarı oranını etkileyen en önemli faktörün erken teşhis olduğunun unutulmaması gerektiğini sözlerine ekledi.