Bugün 27 Kasım 2024 Çarşamba
  • Antalya11 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2945.307
    %0.56
  • Dolar
    34.6343
    %0.05
  • Euro
    36.3565
    %-0.42
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Cinayet zanlısından ilginç savunma "Maktul zannediyorum yere düşen bıçağın üzerine düştü”
15 Şubat 2023 Çarşamba 12:08

Cinayet zanlısından ilginç savunma "Maktul zannediyorum yere düşen bıçağın üzerine düştü”

Eskişehir'deki bir parkta Hüseyin Koç'un (44) darp edilip bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili 7 sanık mahkemedeki ilk savunmalarını yaptı.

Eskişehir'deki bir parkta Hüseyin Koç'un (44) darp edilip bıçaklanarak öldürülmesiyle ilgili 7 sanık mahkemedeki ilk savunmalarını yaptı. Maktulü bıçakladığı iddia edilen tutuklu sanık Birdal E., savunmasında, "Maktul zannediyorum yere düşen bıçağın üzerine düştü" dedi.

Eskişehir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk celsesinde, maktul Hüseyin Koç'u "kasten öldürme" suçundan tutuklu bulunan sanıklar Adnan E. ve Birdal E. duruşma salonunda hazır edildi. "Suçluyu kayırma" ve "kasten öldürme" suçundan tutuksuz yargılanan sanıklar Hüseyin C. ve Serdar E. ile Alaettin T., Ali E. ve Bircan E. duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmaya maktulün yakınları ve taraf avukatları katıldı.

"Maktulün sosyal medya üzerinden bize hakaret içerikli bir takım mesajlar yazdığını duyuyorduk"

Mahkemedeki savunmasında maktulün sosyal medya üzerinden tehditlerde bulunduğunu ve olay günü kendilerine saldırdığını söyleyen sanık Adnan E., "Maktulü tanıyorum. Maktul ile benim aramda herhangi bir husumet bulunmamaktadır. Olay tarihinden bir süre önce maktulün sosyal medya üzerinden bize hakaret içerikli bir takım mesajlar yazdığını duyuyorduk. Olay tarihinde evdeydim. Saat 13.00 sularında amcamın çocuğu olan sanık Birdal eve geldi. Bu sırada ben Birdal'ın evindeydim. Birdal eve geldiğinde kızının evde olup olmadığını sordu. Kızı evde değildi. Birdal da kızı için mutlaka parka gitmiştir diye söyledi. Birdal aceleyle evden aşağıya indi, ben de onun arkasından indim. Dışarıda arabanın içerisinde arkadaşlarım Hüseyin ve Serdar vardı. Birdal ile bu araca bindik. Birlikte Birdal'ın kızının kursuna gittiği camiye doğru yola çıktık. Parkta çocukları görünce Birdal'ın kızının da çocuklarının arasında bulunduğunu düşündük ve Birdal ile arabadan indik. Biz parkın içerisinde Birdal'ın kızına bakarken maktul elindeki bıçakla Birdal'a saldırarak yaraladı. Ben maktulü sırtından tuttum. Maktul, bana ve Birdal'a sürekli elindeki bıçakla saldırıyordu. Birdal almış olduğu bıçak darbeleriyle sendelemişti ancak kendisini toparladıktan sonra maktulün elindeki bıçağı düşürmek için tekme attı. Maktulün elindeki bıçak yere düştü. Sonra biz üçümüz yere düştük. Ben bir ara maktulün elinden düşen bıçağı elime aldım. Bu arada maktulün üzerinden bir şeyler daha çıkarttığını fark ettim ancak ne olduğunu algılayamadım. Demir parçası tarzında bir alete benziyordu. Bu kez de bu demir parçasıyla bize saldırıyordu. Yere düştükten sonra elimdeki bıçağın sap kısmıyla maktulün saldırısının önüne geçebilmek için maktulün diz kısmına bir kaç kez vurdum. Keskin tarafıyla vurmadım. Boğuşma sırasında Birdal'ın maktulün elindeki demir parçası olarak tarif ettiğim eşyayı alarak bununla birkaç kez maktule vurduğunu gördüm. Birdal maktule vurmadan önce de yani bu arbede sırasında sürekli maktule "senin bizimle alıp veremediğin ne, neden bizimle uğraşıyorsun" şeklinde sözler söylüyordu. Maktul çok saldırgandı ve arbede sırasında biz ağır küfürler ediyordu. Sürekli bizi, ailemizi öldürmekle tehdit ediyordu. Bir ara maktulün yerde yattığını fark edince biz o şokla ne olduğunu anlayamadık. Olay yerinden ayrıldık. Birdal ile 1 gün dışarıda kaldık, sonra teslim olmaya karar verdik. Benim elimdeki bıçağı da biz karakola teslim ettik. Kendimi ve Birdal'ı savundum, öldürme kastıyla hareket etmiş değilim" dedi.

"Maktul zannediyorum yere düşen bıçağın üzerine düştü"

Savunmasında maktulü 35 yıldır tanıdığını ve psikolojik rahatsızlığı olduğunu öne süren Birdal E., "Maktul ile 35 yıllık bir arkadaşlığımız vardır. Aramızda herhangi bir husumet bulunmamaktadır. Maktulün bazen davranışları birbirini tutmuyordu. Bazen çok iyi olabiliyordu, bazen anlam veremediğimiz birtakım tavırlara giriyordu. Olay tarihinden önce maktulün sosyal medya üzerinden bize hakaret içerikli bir takım mesajlar yazdığını duymuştuk. Hatta etraftan maktulün bize zarar vereceğine ilişkin birtakım söylemlerde bulunduğunu da duyuyordum. Ben sürekli maktulün bu şekilde tutarsız davranışları, hakkımızda hakaret ve tehditlerde bulunması sebebiyle ondan kaçtım. Maktulün psikolojik rahatsızlığı vardı, raporu olduğunu biliyordum. Olay tarihinden bir veya iki gün önce yeğenimle karşılaşmıştık. Yeğenim maktulü kastederek, sosyal medyada yine olumsuz birtakım paylaşımlarda bulunduğunu bizleri katledeceğine ilişkin birtakım mesajlar paylaştığını anlattı. Maktulü aradım, bizimle sorununun ne olduğunu sordum ancak maktul beni dinlemiyordu. Çok ağır hakaretler etmeye başladı. Ben maktulün bu şekilde ağır hakaretlerinden dolayı huzursuz oldum. Eve gittiğimde kızım yoktu. Kızım camiye kursa gidiyordu. Benim eve vardığım saatlerde dönmüş olması gerekiyordu fakat evde olmayınca tedirgin oldum. Araçla camiye doğru gittik. Parkın orada ben ve Adnan araçtan indik. Ben çocukların bulunduğu bölüme bakarken birden Adnan'ın bağırmasını duydum. Bu sırada maktulün elindeki bıçakla beni sırtımdan vurduğunu fark ettim. Biz maktulü etkisiz hale getirmek için tutmaya çalıştık fakat maktul elindeki bıçağı bize doğru savuruyordu. Göğsümden hafifçe yaralandım. Maktul çok saldırgandı, elinde bıçak vardı. Ben maktulün bıçak olan eline tekme attım, bıçak yere düştü. Arbede halinde yere düştük. Maktul zannediyorum yere düşen bıçağın üzerine düştü, çünkü yerdeyken bir ara saldırganlığının azaldığını, güçsüzleştiğini fark ettim. Ben maktulü yerde tutarken belinden demir parçası benzeri bir eşya çıkarttı. Hemen onu elinden aldım. Maktulü etkisizleştirmek ve bize olan saldırısının önüne geçebilmek için bu demir parçası eşyayla ona vurmaya başladım. Bu sırada sanık Serdar da oradaydı, gelip beni tuttu. Sanık Hüseyin de zannediyorum arabanın yanında kalmıştı. Serdar beni tutunca ben maktulü bıraktım. Daha sonra hepimiz birlikte arabaya bindik. Elimdeki demir parçasına benzeyen eşyayı da ben parkta attım. Sanık Hüseyin'den bizi eve bırakmasını istedik. Hüseyin bizi eve bıraktı. Maktulü öldürme, yaralama kastıyla hareket etmiş değilim" ifadelerini kullandı.

Tutuksuz sanıklar Hüseyin C., Serdar E., Alaettin T., Ali E. ve Bircan E. üzerlerine atılı "suçluyu kayırma" kavgaya iştirak etmediklerini söyleyerek suçlamasını reddettiler.

Mahkeme heyeti, sanıkların mevcut tutukluluk hallerinin devamına hükmederek duruşmayı 2 Mayıs'a erteledi.

Olay anı cep telefonu kamerasına yansımıştı

2022'nin Ağustos ayında Şirintepe Mahallesi'nde bulunan bir parkta Hüseyin Koç ile bir grup arasında kavga çıktı. Kavga esnasında Hüseyin Koç darp edilip bıçakla yaralandı. Şüpheliler olay yerinden kaçarken Hüseyin Koç kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olayla ilgili inceleme başlatan İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Gasp ve Cinayet Büro Amirliği ekiplerince, Birdal E., Hüseyin C., Adnan E., Serdar E. ile kaçmalarına yardım ettikleri öne sürülen Alaettin T., Ali E. ve Bircan E. yakalanarak gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Adnan E. ile Birdal E.'nin tutuklanırken, diğer 5 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Olayın gerçekleştiği anlar ise parkın yakınlarındaki bir evde yaşayan kişi tarafından balkondan cep telefonu kamerasıyla kaydedilmişti.

Bu haber toplam 593 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim