Antalya bir sahil şehri ve denizle iç içe bir görüntüsü var…
Antalya’nın denizle iç içe görüntüsü var; ancak gerçekten deniz potansiyelinden ne kadar faydalanabiliyoruz?
Deniz ve sahil şehri Antalya’da o kadar çok denizden uzak insan tanıyorum ki!
Belki de bu güzelliklerle bir arada yaşamak zamanla duygularımızı sıradanlaştırıyor.
Belki de varlık içinde yokluk çekiyoruz.
Ve aslında denize bu kadar yakınken tüm yıl boyunca hiç denize girmemiş Antalyalıların bu tercihini analiz etmekte zorlanıyoruz!
Sizi 70’li ve 80’li yıllara götürmek istiyorum bir an…
Yıllar öncesinde bu kentte tüm sahiller farklı kurum ve kuruluşlar tarafından halka kapatılmıştı anımsarsanız…
Ve hatta obalarla çevrilen denize girebilmek için kilometrelerce uzağa gitmek zorunda kalıyorduk…
Hatta bir defasında hiç unutmam obalardan dolayı Konyaaltı’nda denize girememiştik ve Lara’nın en uçsuz noktalarında denize girebildiğimizde neredeyse akşam olmuştu…
70’li ve 80’li yıllarda böylesi manzaralarla karşılaşmak çok sıradandı…
Amatörce balık avlamak istediğimizde yine denize perde çeker gibi önümüzde duran yapılar, obalar ve yasakçı zihniyetle karşılaşır hevesimiz kursağımızda kalırdı…
Ne deniz bize sırtını döndü, ne de biz denize uzaklaştık…
Sadece engeller ve deniz kültürünün oluşamaması çok uzaklardan bu engin mavilikleri izleyip “yetinmemize” neden oldu…
Yıllar sonra sahiller halka açıldı ve “ücretsiz” hale getirildi…
Yürüyerek sahile inmek, denizin mavilikleriyle rahatça buluşmak kolaylaştı…
Ancak… Deniz kültürü oluşmadığı için yine de sahillerin dolduğunu söylemek olanaksız…
Halen binlerce insanın denize gitmediğini gördükçe, duydukça tuhaf oluyorum…
Engeller kalktıkça denizle olan mesafemiz artıyor…
Adeta varlık içinde yokluk yaşıyoruz…
Yıllar önceki resmi kurum ve kuruluşlara tahsis edilen obaların yerini şimdi deniz kenarındaki işletmeler aldı ve yine ‘’sınırlı’’ sayıda açık alan vatandaşlara kaldı.
Yüksek ücretli şezlonglar, yüksek yiyecek ve içecek fiyatları yerli ve yabancı turistler için sorun değil elbette.
Bu şehrin yaşayanı, dar gelirli, emekli yine sınırlı sayıdaki alandan denize girmenin hesabını yapıyor.
Yıllar geçse de, değişen çok fazla bir şey yok aslında…
Bu yazı toplam 353 defa okunmuştur.