“Depremdekinden fazla can kaybını iş kazalarında yaşıyoruz”
İnşaatlarda yaşanan kazaları değerlendiren İMO Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, “İş kazası illaki yaşanır ama sadece inşaat sektöründe yılda 2 bin civarında ölümlü iş kazası yaşanıyor. Can kaybı olarak bir depremdekinden çok daha fazlasını yıl içinde iş kazalarında kaybediyoruz” diyerek bu kazaların gerekli önlemlerin alınarak gerçek anlamda denetimlerle önlenebileceğinin altını çizdi.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, inşaat kazalarını değerlendirerek yapılması gerekenlere dikkat çekti. İşverenler tarafından iş güvenliğinin prosedür olarak görüldüğünü ve denetimlerin yeterli düzeyde yapılmadığını belirten Akdoğan, bir yılda inşaat kazalarında ölenlerin sayısının depremlerde ölenlerden fazla olduğuna işaret etti. Kazaların denetimlerin tam anlamıyla yapılması durumunda önlenebileceğini kaydeden Akdoğan, “Gerçekten işini iyi yapan ve işini iyi yapanları arayan işverenler, müteahhitlerin sayısı artması gerekiyor ki kazaları yaşamayalım” dedi. Akdoğan, odaların yetkilerinin elinden alınarak üyeler üzerinde etkilerinin kalmadığına da değindi.
“PROSEDÜR OLARAK GÖRÜLÜYOR”
İş güvenliği ve denetimlerin müteahhitler tarafından bir prosedür olarak görüldüğünü belirten Akdoğan, “İş kazası yaşanan şantiyelerde muhtemelen şantiye şefi aktif olarak çalışmıyordur. İş güvenliği önlemleri tamamen kağıt üzerinde alınmıştır. Sürekli olarak denetimin prosedür olmaktan çıkması gerektiğini dile getiriyoruz. Projecilik de aynı şekilde algılanıyor. Mesela, bir kalıpçı müteahhidin gözüyle gördüğü bir şeyi ortaya çıkarıyor ama bir proje veya denetleme işinde maddi bir şey çıkmadığı için tamamen bir prosedür olarak görülüyor” dedi.
“DENETİMLER TAM YAPILDIĞINDA KAZALARIN ÖNÜNE GEÇİLİR”
“İşveren bir iş sağlığı ve güvenliği uzmanıyla anlaşıyor. İş sağlığı ve güvenliği uzmanları çok düşük ücretlere dosya tutuyor. Aylık 500-1000 liraya iş güvenliği takibi yapanlar var” diyen Akdoğan, “Bu, şantiyeye gidip gelmenin yakıt parası değil. Bunun personel, ofis giderleri var. Dolayısıyla böyle düşük ücretlerle sağlıklı bir denetimin yapılması mümkün değil. Diğer taraftan kağıt üzerinde şantiye şefliği yapılıyor. Bir defaya mahsus 3-5 bin liraya şantiye şefliği yapanlar şantiyenin yerini bilmiyor. Gerçek anlamda şantiye şefinin olduğu, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri alınan iş yerlerinde kazalar yaşanmaz. Yaşansa da daha hafif atlatılır. Denetimler tam yapıldığında kazaların önüne geçilir. İş kazası illaki yaşanır ama sadece inşaat sektöründe yılda 2 bin civarında ölümlü iş kazası yaşanıyor. Can kaybı olarak bir depremdekinden çok daha fazlasını yıl içinde iş kazalarında kaybediyoruz” şeklinde konuştu.
“SERMAYE DAHA GÜÇLÜ”
Bu konuların tüm kurum ve kuruluşlar tarafından bilinmesine rağmen sermayenin daha güçlü olduğunu belirten Akdoğan, “İş güvenliği uzmanı gerçek anlamda denetlemesini yapsa, şantiye şefi tam zamanlı çalışmış olsa işverenin cebinden biraz daha fazla para çıkmış olacak” dedi.
“MEVZUATLARIMIZ YETERLİ”
Türkiye’nin mevzuat olarak çok yeterli olduğunun altını çizen Akdoğan, “Çok güzel mevzuatlarımız var ama uygulamada bunun sıkıntılarını yaşıyoruz. En büyük eksikliğimiz eğitim ve denetim. Bu ikisi düzelmeden bazı şeylerin düzelmesi de zor olacak ama biz düzelmesi için mücadele vermeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“KÖTÜLEMEK İÇİN SÖYLEMİYORUZ”
Akdoğan, “İş güvenliği ve denetim anlamında, her anlamda işini iyi yapan firmalar illaki var ama bunların sayısını artırmamız gerekiyor. Hassasiyeti olan müteahhitler de var. Biz bir meslek grubunu veya işverenleri kötülemek için bunları söylemiyoruz ama herkesin o seviyeye çıkmasını istiyoruz. Gerçekten işini iyi yapan ve işini iyi yapanları arayan işverenlerin, müteahhitlerin sayısı artması gerekiyor ki kazaları yaşamayalım. Herkes işini hakkıyla yapsın ve hakkını talep etsin. İyi ücretler alsın. Bizim savunduklarımız bunlar” diye konuştu.
“MESLEKTAŞLARIMIZ ÜZERİNDE ETKİMİZ KALMADI”
Odaların meslek mensupları üzerinde etkisinin kalmadığını da belirten Akdoğan, şunları dile getirdi:
“Türkiye’de Odaya kayıtlı 130 binin üzerinde inşaat mühendisi var. Kayıtlı olmayanlar da bulunuyor. Yeni mezun bir kişinin paraya ihtiyacı var. Hiçbir şey yapmayacaksın sana 5 bin lira vereceğiz deniyor. Bunu nasıl engelleyebiliriz. Biri yapmasa diğeri yapıyor. Odaların kendi meslektaşı üzerinde denetim yetkisi yok. Biz üyelerimizin ne iş yaptığını bilmiyoruz. Bir meslek örgütü düşünün meslektaşlarının ne yaptığından haberi yok. 2012’deki yasalar bizi bu hale getirdi. Sadece şantiye şefi belgesi almaya geldiğinde görebiliyoruz. Şantiyede çalışıyor mu? Bununla ilgili bir SGK dökümü yok. 2017 yılında SGK ile olan protokolümüz kaldırıldı. Böyle olunca biz nasıl kendi meslektaşlarımızın özlük haklarını savunacağız? Bizim meslektaşımız üzerinde bir etkimiz kalmadı. Şuan piyasa başıboş şekilde gidiyor. Sahte mimar mühendisler, doktorlar türüyor. Yasalarla meslek odaları cezalandırılırken esasında toplum cezalandırılıyor. Bunların acısını 10-15 yıl sonra görmeye başlayacağız. Meslek odaları her zaman doğruyu söylemiştir.” HABER: YUSUF KATRAĞ
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim