Yüzyıllar boyunca doğal afetler farklı şiddetleri ve çeşitliliğiyle tüm canlıların ciddi manada olumsuz etkilendiği konuların başında gelmekte.
Doğal afetler dediğimizde aklıma hemen depremler, sel taşkınları gelmekte.
Doğal afetlerle yaşamak ve önlemler almak da bu manada büyük önem arz ediyor.
Zaman zaman basında deprem anında yapılması gerekenlerle ilgili olarak daha çok bilgilendirici çalışmalar yapılması gerekiyor.
Ve elbette söz dönüp dolaşıp ‘’Depreme Dayanıklı Binalar’’ yapılmasını artık kaçınılmaz bir durum olduğu ortaya çıkıyor…
Bu manada Deprem konusu; artık hayatımızın bir gerçeğinden hareketle ülkemizin de deprem kuşağında bir ülke olduğu gerçeğini unutmamalıyız
Geçtiğimiz günlerde Antalya ve çevresinde hafif de olsa hissettiğimiz deprem bir kez daha gösterdi ki, deprem kuşağında olan ülkemizde deprem master planı kaçınılmaz bir gerçek…
Bu manada deprem kuşağında olan ülkemizin; asla ve asla unutmaması gereken en önemli faktör; mevcut binaların depreme dayanıklılığı ne durumda? İvedilikle bunu gözden geçirmemiz lazım.
Örnek verecek olursam; 1. Derecede bir deprem ülkesi olan Japonya’nın depremle mücadele konusundaki projelerini önemsememiz gerekiyor.
Ve bu noktada Kentsel Dönüşüm meselesi son derece önemli bir olay. Ekonomik ömrünü tamamlamış, virane ve yıkılmaya yüz tutmuş binaların yıkılarak yerine yeni binaların yapılması lazım.
Tabi bu aşamada güvenli binalar deyince depreme dayanıklı binalardan söz ediyorum.
Deprem gerçeğini sadece acı tecrübelerin yaşandığı olaylarda anımsamak da yanlış bana göre.
Çünkü Deprem konusu yaşantımızın bir gerçeği.
Ve bu gerçeği bilerek yeni yaşam alanları oluşturmalıyız.
Bu anlamda ekonomik ömrünü tamamlamış binaların yıkılarak yerine depreme dayanıklı binaların yapılması lazım.
Bilhassa 2000 yılından önce yapılan binaların fiziki durumunun ne olduğu sorusu; birçok kez tartışılmasına, gündeme getirilmesine rağmen, bu acı gerçeği gözden kaçırmamak lazım.
Çok katlı yapılaşma modelinden az katlı ve doğal dokuyu koruyan bir planlama modeline geçmemiz lazım.
Esen kalın.
Bu yazı toplam 575 defa okunmuştur.