- IMKB
% - Altın
3829.783
%0.30 - Dolar
37.8009
%-0.12 - Euro
40.8425
%0.28
- 18:53 - Et sektörü karamsar
- 18:48 - İYİ Parti’de bayramlaşma
- 18:01 - Yaşam Hastanesi: "Kanserle mücadelede erken teşhis hayat kurtarır"
- 17:43 - TFF 2. Lig: Isparta 32 Spor: 2 - Kepezspor: 4
- 15:23 - Antalya’da hortum 2 tonluk bungalovu 30 metre sürükledi, karavanı otomobillerin üzerine fırlattı
- 15:23 - Akçatı’da imece usulüyle çok amaçlı spor salonu yapılıyor
- 14:23 - Bilimin müzesi Kepez’de
- 13:58 - Antalya iş dünyasından boykot çağrılarına tepkiler
- 13:28 - Antalya’da bayram tatiline yağmur engeli
- 12:23 - Antalya’nın spor festivali markası Runtalya 20 yaşında
- 12:23 - Antalya’da dağ bisikleti macerası başlıyor
- 11:03 - ATB hal endeksi: Sebze ve meyvede miktar geriledi, fiyatlar yükseldi
- 10:23 - Antalya’daki Atatürk Parkı’nın ışıklandırmaları yenilendi
- 16:43 - Antalyasporlu milli cimnastikçilerden Sofya’da 4 bronz madalya
- 09:58 - Antalya’da ilk imza Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’ten
Yusuf Katrağ





Doğayı hapsedemezsiniz…
Dünkü yazımda, şehir merkezlerini vuran sellerin oluşma nedenlerinin dere yataklarını da içine alan yanlış yapılaşma ve altyapı yetersizlikleri olduğuna dikkat çekmiştim.
Böylesine çok sebepli ve önemli bir konunun sadece iki nedene bağlı olduğunu düşünmek elbette yanlış olur.
Eğer ki, şehir merkezlerinde oluşan sellerin ve yüksek sıcaklıkların nedenleri arasında aşırı betonlaşma ve yanlış dönüşümü de görmezsek şehirlerimizi yanlışlar üzerine inşa etmeye devam ederiz.
Aşırı betonlaşmayla başlayacak olursak, maalesef bizler özellikle rantı yüksek olan yerlerde binlerce yılda oluşan en verimli topraklarımızın üzerini betonlarla kaplıyoruz.
Öncelikle toprağa sadece verimlilik açısından bakmamayı da öğrenmeliyiz.
Doğanın en değerli parçalarından biri olan toprağın, hem güneşin aşırı sıcak ışınlarını içerisine alarak sıcaklığı düşürdüğünü hem de yağmur sularını emerek sellerin oluşumunu engellediğini de göz önüne almalıyız.
Doğada verimlilikle birlikte böylesine önemli bir görevi de bulunan toprağın üzerini betonlarla kaplamak, doğal dengede bozulmaya neden oluyor.
Toprakla buluşamayan güneş ışınları betona çarpıp geri dönerek daha fazla sıcaklık olarak dünyayı etkilerken, betonun üzerinde biriken yağmur suları da sel olup, önüne geleni sürükleyip götürüyor.
İkinci konumuz ise yanlış dönüşüm.
Ülkemizdeki yapılaşma şekline baktığımızda kırsalda gecekonduyla başlayıp şehir merkezlerinde apartmanlara döndüğünü, daha sonra bu döngünün kat artışlarıyla devam ettiğini görüyoruz.
Yani; bir zamanların gecekondu mahalleleri kırsalda varlığını sürdürürken, bugün şehir merkezlerinde yerini yüksek katlı binalar, apartmanlar almış durumda.
Gecekondudan apartmana olan yanlış dönüşüm de hem sıcaklıkların artmasında hem de sellerin oluşmasında önemli bir etken.
İsterseniz sizler de internetten karşılaştırma yapabilirsiniz ama şu iki resme dikkatlice bakmanızı istiyorum.
Birisi gecekondu mahallesinin, birisi de apartman mahallesinin fotoğrafı.
Sizce hangisi daha yeşil ve doğaya uygun?
Elbette gecekondu mahallesi.
Gecekonduların sıklığına veya seyrekliğine göre yeşillik oranı değişmekle birlikte doğanın dengesine daha uygun.
İşte bu noktadan hareketle bizim yapmamız gereken dönüşüm, varoş olarak görülen gecekonduları yok etmek değil, onları daha modernize ederek varoşluktan kurtarmak olmalıdır.
Yeryüzünü güneşin aşırı sıcak ışınlarından koruyan, yağan yağmur sularının önemli bir kısmını hapsederek sellerin oluşmasını engelleyen, gecekonduların arasından bir koruma kalkanı gibi yükselen ağaçları yok etmek olmamalıdır.
Yok edilen gecekondu bölgelerindeki ağaçların yerine parklar yapılarak yenileri dikiliyor diyebilirsiniz ama unutmamak gerekir ki siz doğayı bir yere hapsedemezsiniz, onunla savaşamazsınız.
Düşünen ve akıllı bir varlık olan insanoğlunun belki de şu dünyada tek baş edemediği şey olan doğa, gün gelir kaybettiklerini geri alır.
Sel de doğanın kaybettiklerini geri almak için kullandığı silahlardan sadece biridir.
Hız, dikkatsizlik…Ömer Yetgin
Kurslar ve etkinliklerMustafa Yetgin
İMAMOĞLU’NU KİM ÇAĞIRIYOR?Eşref Ural
Bayram heyecanımız nereye kayboldu?İSA KAVLAK
HEYBEDEKİ BÜYÜK TURP:TÜRKİYEGürsel Kaya
Evren Cebeci ve KampKahraman Köktürk
EMEKLİ OLUNCA ÇALIŞMAK İSTEMEMRaziye Gök Aktaş
ŞEHİRLEŞME-4Muharrem Yellice
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
Bakü’de iklim anlaşmazlığı: Dünyayı kirletenlerin YüzsüzlüğüMustafa Yıldıran
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Antalya İş Dünyasından Boykot Çağrılarına Tepkiler
Antalya’da Bayram Tatiline Yağmur Engeli
Atb Hal Endeksi: Sebze Ve Meyvede Miktar Geriledi, Fiyatlar Yükseldi
Isparta’da Bayram Öncesi Gül Lokumu Satışları Arttı
Müsi̇ad Antalya’nın İftar Programında İş Dünyası Bir Araya Geldi
Sanayi Ve Teknoloji Bakanı Kacır: "Türkiye, Küresel Pazarın Yüzde 68’ini Kontrol Ediyor"
9 Günlük Bayram Tatili, Antalya’daki Otelleri Hareketlendirdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Cw Solar Cell’e Ödül
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim