Yardımlaşmak, zorda olana, darda olana yardım etmek, biraz olsun yükünü hafifletebilmek ne özge bir davranış biçimi…
Böylesi dayanışmalar; insan olmanın erdemliliğini ortaya koyan altı çizilmesi gereken ayrıntılar.
Bu davranış biçimleri, eğer amacına ulaşıyorsa ve de bu insani duygular suiistimal edilmiyorsa daha da güzel.
Ve anlamlı…
Mübarek Ramazan ayında olduğumuz bugünlerde yardımlaşma ve dayanışma olgusuna dikkat çekmek istiyorum.
Ekonomik anlamda sıkıntılar yaşadığımız bugünlerde gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan her yardım, her destek oldukça anlamlı.
Aynı zamanda maddi durumu iyi olanların zorda ve darda olanlara el uzatması, işsiz gençlere iş kapısı açılması son derece yerinde bir yaklaşım olacaktır.
Yardım ederken, destek olurken de yardım yapılan kişi ya da kişilerin haberi olmadan ve bu insani yardımlaşmanın reklam konusu edilmeden gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Yardım ulaştırılan ailelerin incitilmeden ve habersiz şekilde bu eylemin gerçekleşmesi çok önemli.
Örneğin ‘’Askıda ekmek’’ kampanyası da bunlardan bir tanesi.
Fırın işletmecilerinin, pastanelerin ve hatta bazı büfelerin uyguladığı bu yardımlaşma sisteminde bazı vatandaşlar kendi aldıkları ekmeklere ek olarak bu işletmelerden ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için ekmek alıp askıda ekmek kampanyasına destek oluyorlar.
İhtiyaç sahipleri de göz önünde olmayan bu yerden ihtiyacı kadar ekmeği alıp evlerine götürüyorlar.
Düşünce olarak gayet iyi bir uygulama.
Ancak ihtiyacı olmadığı halde ‘’Askıda ekmek’’, ‘’Askıda gıda paketi’’ gibi yiyecekleri alan kişilerin de sayısının hızla artması gerçekten düşündürücü ve ürkütücü.
Aynı şekilde maddi durumu iyi olmasına rağmen ihtiyacı varmış gibi yardımlaşma ve dayanışma kolilerinden almak için sıraya gider, muhtarlıklara ismini yazdıranları da unutmamak gerek!
Yardımlaşma duygularımızı suiistimal eden, kullanan, duygu sömürüsü yapan kişileri gördükçe ürperiyorum.
Geldiğimiz nokta ürkütücü…
Bu özge, insani duygularımızı bari köreltmeyin!
Bu yazı toplam 354 defa okunmuştur.