Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

            Geçtiğimiz gün Dünya Çevre Günü etkinliklerini kutladık. Bazı kurum ve kuruluşların farklı etkinliklerine tanıklık ettik.

            Dünya Çevre Günü etkinliklerine odaklanırken gözümün önüne kent manzaraları geldi.

   Hani şu neredeyse her cadde ve sokağın tabela kirliliğine boğulduğu, çöplerin zamanında alınmadığı, görüntü kirliliğinin doruk noktaya çıktığı ve neredeyse ‘’olağan’’ hale gelen görüntüler!

            Bazı vatandaşların duyarsızca çöpleri gelişi – güzel bırakıp gittiği, çöplerin uzun zaman dışarıda bırakıldığı, kötü ve ağır bir kokunun etrafa dağıldığı, zamanında çöp atıklarının alınmadığı kent manzaralarında kutladık Dünya Çevre Günü’nü…

            Oysa ki; bu şehirde yaşayan, havasını soluyan, suyunu içen, bu şehirde kazanıp bu şehirde karnını doyuran herkesin, hepimizin daha yaşanabilir bir çevre adına ‘’sorumluluk’’ alması gerekmiyor mu?

            Antalya’nın en eski yerleşim birimleri Muratpaşa ilçesi sınırları içerisinde.

            Tam da bu noktada görüntü kirliliğinin daha çok ön plana çıktığı alanlar da bu ilçede.

            Varlık, Yıldız, Altındağ, Kışla, Deniz, Güvenlik, Elmalı, Tahılpazarı, Yüksekalan, Sinan ve Zerdalilik gibi mahallelerde görüntü kirliliği çok fazla.

            Balbey ve Kaleiçi bölgesini söylememe zaten gerek yok.

            Dün Antalya’nın en işlek noktalarından birisi olan Muratpaşa ilçesindeki Kızılsaray mahallesindeki görüntü kirliliği ile ilgili bir haber yaptık.

  Kızılsaray mahallesindeki görüntü kirliliği ile yollara kadar taşan çöpler vatandaşların tepkisine neden oluyordu.

Çöp konteynerlerinden dışarıya sokağa taşan çöp atıkları ile görüntü kirliliği görenleri hayrete düşürürken, bu konuda acilen  önlemler alınması isteniyor.

                        Öyle ki; Dünya kenti diye tanımlanan Antalya’da görüntü kirliliğinin boyutu her geçen gün artarken, Muratpaşa ilçesindeki özellikle kent merkezinde en eski yerleşim birimlerinden birisi olan Kızılsaray, Kışla, Elmalı mahallesinin kaderine terk edilmiş hali tepki çekiyor.

Gün içerisinde en az yolum bu mahallelerden mutlaka birisine düşüyor.

Gördüğüm manzaralar gerçekten Antalya’ya yakışmıyor.

Aynı şekilde reklam amaçlı panoların, bez afişlerin ve güneşten korunmak amacıyla yapılan gölgeliklerin çirkin bir görüntü oluşturması; görenleri hayrete düşürüyor.

            Şehrin en eski ve en işlek merkezlerinden birisi olan Kızılsaray mahallesindeki görüntü kirliliğinin yanı sıra, trafiğin de ciddi biçimde aksaması, mahallenin artık otopark olarak kullanılması da ayrı bir sorun!

            Dünya Çevre Günü’nde bu tarz görüntüleri gördükçe kendi içimde bu şehir adına ikilemler yaşıyorum.

Kepez ilçesindeki, Döşemealtı’ndaki, Aksu’daki, Serik’teki, Alanya ve Korkuteli olmak üzere tüm ilçelerimizdeki aksaklıkları, duyarsızlıkları gündeme getiriyoruz.

    Dün de Muratpaşa ilçesindeki görüntü kirliliğini gündeme getirdim.

   Kızılsaray mahallesindeki zamanında toplanmayan çöpler etrafa dağıldığı gibi ağır bir koku oluşuyor. Bu görüntüler gerçekten hiç hoş değil. Her gün neredeyse aynı görüntülerle karşı karşıyayız. Son zamanlarda görüntü kirliliği bu mahallede ön planda. Sanki kaderine terk edilmiş bir görüntü var. Aynı şekilde bu mahallede trafik yönünden tam bir karmaşa var. Ve aynı zamanda tabela kirliliğinden tutun da otopark sorununa kadar ciddi biçimde çözüm bekleyen sorunlar var…

            Planlı, kurallı, temiz ve yaşanabilir bir çevre ile özdeş bir şehirde yaşamak hepimizin hakkı…