Bugün 04 Aralık 2024 Çarşamba
  • Antalya12 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2954.659
    %0.39
  • Dolar
    34.7445
    %0.10
  • Euro
    36.5021
    %-0.16

Eyüp Koçak / Muhabir Türk

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Eyüp Koçak / Muhabir Türk

Kim suçlu?

31 Ekim 2019 Perşembe 00:01
Diziler mi çarpık, toplumumuz mu?
 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, birkaç gün önce Türkiye’nin iki popüler dizisi hakkında görüşlerini dile getirmiş, “Lanet bir dizi var 'Çukur' diye. Onun kadar olamıyorsak yazıklar olsun. Bir de 'Adana Sıfır Bir' diye dizi var. İkisinin etki alanı kadar etki alanı oluşturamıyorsak yandık” ifadelerini kullanmıştı. 
 
Bakan Soylu’nun açıklaması, “Sıfır Bir ve Çukur” dizisi bitecek mi sorularına neden olsa da, gerçek farklı. Çünkü Görsel medya sektöründe nereden baksanız bir tutarsızlık, nereden baksanız bir ahmaklık var.  Türkiye’nin etki alanı yüksek, gençleri olumsuz etkileyen diziler sadece bu iki dizi ile alakalı değil. Türkiye’nin ulusal bütün televizyon kanallarına şöyle bir göz gezdirin, “Çukur ve Sıfır Bir” dizilerinden kat be kat tehlikeli dizilere rastlayacaksınız. Çarpık aile ilişkilerinden tutun ensest ilişkilere kadar yüzlerce dizi,  gençlerimizi ve toplumumuzu zehirlemeye devam ediyor.  
 
Sadece diziler mi?
 
Yarışma programları ve şov programlarının da kötülenen dizlerden kalır yanı yok. Evlilik programlarının yerini alan tuhaf içerikli programlar ise ayrı bir dert olarak karşımızda duruyor.  Yani programı ortadan kaldırmak bile bazen çözüm olmuyor. Hemen boşluğu farklı ve tuhaf yapımlarla doldurmaya çalışıyorlar. Bir taraftan bu tür TV yapımlarını eleştiriyor ve yerin dibine sokuyoruz, diğer taraftan bu yapımlar Türkiye’nin en çok izlenen yapımları oluyor. 
Ortada tuhaf bir çelişki var. 
 
İşin televizyon kısmını halletseniz, YouTube gibi küresel dijital video platformları izleyicilerin imdadına koşuyor.  Her ne kadar RTÜK dijital video kanallarına müdahale etse de, bu işin kesin çözüm yanı yasaklamak değil, toplumu bu konuda doğru bilgilendirmekten geçiyor. 
 
Geçtiğimiz günlerde Çağan Irmak’ın bir sinema filmini izledim. “Bizi Hatırla” adlı sinema filminde;  TV yöneticisi, dizide maço karakterleri azaltan senaristlere köpürüyor ve şu  korkunç cümleleri kuruyor:  “Hiç merak edip tepemizdeki dizilere baktınız mı? Kan gövdeyi götürüyor orada. Biz oğlanın eline tabanca verelim, önüne geleni vursun demiyorum ama siz resmen cinsiyetsiz bir karakter koydunuz ortaya. Bu ülkede birkaç kadın ‘yok biz maço erkek görmek istemiyoruz, yok kadın hakları yok, birey olma durumları’  deyip dursunlar. 
 
Ülkenin geri kalan kadınları, akşam TV başına geçtiğinde erkek görmek isterler. Bu net! 2 saat boyunca sünepe kocalarını unutup, dizideki oğlanla öpüşürler kafalarının içinde. İşte bizim işimiz de bu! Onlara bu soft porno malzemesini vermek” 
 
Filmdeki TV yöneticisinin ortaya koyduğu fikir, bugün olan biteni tüm çıplaklığı ile anlatmıyor mu?  O halde ne yapmalıyız, dizileri ve sinema filmlerini yasaklamak yerine, topyekun ailelere yönelik eğitim seferberliği başlatmalıyız. “Kafalarının içinde öpüşen kadın”  “kafalarının içinde öpüşen erkek” zihniyetini ortadan kaldırmalıyız. 
Bilmem anlatabildim mi?
 
Bu yazı toplam 922 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim