Seçer, Fransız Kalkınma Ajansı’ndan 24 Milyon Euroluk Hibe Talebinde Bulundu
MERSİN (İHA) – Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) yetkililerinden, Mezitli İçmesuyu, İsale ve Şebeke Rehabilitasyon Projesi için 24 milyon Euro'luk hibe talebinde bulundu. 500 bin kişiye hitap edecek proje ile Mezitli ilçesinin 2050 yılına kadar temiz içme suyuna kavuşması hedefleniyor.
FRIT II (The Eu Facility For Refugees In Turkey) fonuyla AB'nin Türkiye'deki Mülteciler İçin Mali Yardım Programı kapsamında, Mezitli İçmesuyu Şebeke Rehabilitasyon Projesi Yapım İşi için Fransız Kalkınma Ajansı, İller Bankası ve MESKİ yetkilileri ile görüşmeler yapılmaya başlandı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer, AB hibe programı kapsamında Mersin'e gelen Fransız Kalkınma Ajansı ve İller Bankası yetkilileri ile bir araya geldi. Ziyarete, Fransız Kalkınma Ajansı Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Emilie Gang-Huang, AFD Türkiye Masası Şefi Eric Beugnat, AFD Su Uzmanı Madeleine Portmann, AFD Türkiye Belediye Finansman Sorumlusu Melis Aydemir ve AB Delegasyonu FRIT Suriyeli Mülteciler Mali Yardım Sorumlusu Michel Cat katıldı. Başkanlık makamında gerçekleşen buluşmada Seçer, Mezitli İçmesuyu, İsale ve Şebeke Rehabilitasyon Projesi hakkında değerlendirme toplantısı yaptı. Toplantıya, Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdürlüğü yetkilileri de katıldı.
"Mersin, yıllarca göçlerden kaynaklı travmaları göğüslemeye çalıştı"
Toplantıda, konuklarına Mersin'in jeopolitik, stratejik ve ekonomik önemini anlatan Seçer, Mersin'in tarihi ve kültürel mirasına da değindi. Suriyeli sığınmacılar hakkında da konuşan Seçer, "Mersin adeta Türkiye'nin bir izdüşümüdür, küçük bir Türkiye hüviyetindedir. Türkiye'nin her bölgesinden, her etnik yapısından, her inanç grubundan, özellikle son 30 yıl içerisinde önemli iç göçe maruz kalmış bir kenttir burası. Bunun yanında 2011 sonrası Suriye'deki iç karışıklıkların ardından önemli bir dış göçe, sığınmacı ya da Suriyeli misafir göçüne maruz kalan bir kenttir Mersin. Bütün bu göçlerden kaynaklanan ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel travmaları bu kent göğüslemeye çalıştı yıllarca. Sevindirici olan, buradaki farklı kültürlerin bir arada olması, muazzam bir renk cümbüşü oluşturuyor. Biz burada huzur, kardeşlik, barış içerisinde yaşıyoruz ve kentimizde mutluyuz" dedi.
"Kaynağı, 2 milyon 200 bin nüfusa göre harcamak zorundayım"
Kent olarak pek çok sorunla uğraştıklarını, özellikle mültecilerden kaynaklı göçün oluşturduğu yapısal sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Seçer, "Bunlardan bir tanesi de altyapı. Kanalizasyon, atık su arıtma, temiz suya erişim, temiz içme suyu gibi çeşitlendirebiliriz. Biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak nüfusumuz 1 milyon 800 bin ama bunun yanında 200 bin kayıtlı ve kayıt dışı da bir o kadar olmak üzere yaklaşık 400 bin Suriyeli misafir ile ya da sığınmacı ile bir arada yaşıyoruz. Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak merkezi bütçeden bize aktarılan gelir, İller Bankası'ndan nüfusumuza göre aktarılan gelir ve kendi öz gelirlerimizle 1 milyon 800 bin yurttaşımıza hizmet etmekle yükümlüyüz ve imkanlarımız da bununla sınırlı. Ancak bu kaynağı ben şu anda 2 milyon 200 bin nüfusa göre harcamak zorundayım. Bunu yaparken de Mersin'de yaşayan insanlar ya da buradaki hemşehrilerim arasında ayrımcılık asla yapamam. Bu yerlidir, bu Suriyelidir, sığınmacıdır gibi bir kategoriye giremem" diye konuştu.
Dünya görüşü gereği savaşa karşı olduğunu, kentte huzuru, barışı ve kardeşliği tesis etmek istediğini söyleyen Seçer, "Bu insanlara yardımcı olmamız gerektiğini düşünüyorum ama imkanlarımı da kullanırken son derece zorluk içerisindeyim ve zorlanıyorum. Burada benim gibi düşünen, benim gibi hisseden Avrupalı dostlarımıza seslenmek istiyorum. Bütün insanlığı üzen bu bölgede yaşanan insanlık dramı, savaşlar sonucu ortaya çıkan bu sonuçları, bu zorlukları hep beraber göğüslemek zorundayız. Bize de yaraşan budur. Belediye olarak bu konuda çalışan bütün kurumlarla işbirliğine hazırız ve bu çalışmaları da yapmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.
"500 bin kişiye hitap edecek bir yatırım olacak"
Başkan Seçer, temiz içme suyunun her modern ve çağdaş toplum ile temiz bir çevre için mutlaka yapılması gereken bir yatırım olduğunun altını çizerek, "Biz bu konuya önem veriyoruz. Ancak bizim popülasyon ve yaşadığımız hinterlant, bu popülasyon, kesik bir alanda yaşamıyor. Yani nüfus yoğunluğumuz, metrekareye düşen kişi sayısı çok fazla değil. Çok geniş bir alanda şehrimiz. Dolayısıyla bu da bizim yatırım maliyetlerimizi arttırıyor. Bugün ziyaretimizin sebebi olan hinterlantta Mersin'in, şehrimizin en müstesna, güzel, yeni yerleşim alanlarından bir tanesi Mezitli bölgesi. Bizim bu projeyi gerçekleştirmemiz durumunda 2050'ye kadar temiz suya erişim problemini çözmüş oluyoruz. Mersin'de yaşayan sığınmacıların yüzde 70'ine yakın bir bölümü de Mezitli bölgesinde yaşıyor. Hinterlant olarak da son derece doğal güzelliklere, tarihi birikimlere sahip bir kent. Pompeiopolis orada. Bunun yanında yazlıkçı konuklarımız çok fazla. Tatil bölgesi orası. Böyle bir yatırımın gerçekleşmesi o bölgede temiz suya erişim konusunda bize önemli avantajlar sağlayacak ve nihai olarak da yaklaşık 500 bin kişiye hitap edecek bir yatırım olacak" şeklinde konuştu.
"Projelerimiz hazır, uygun kredileri bulmaya çalışıyoruz"
Mersin'in bir turizm kenti olması dolayısıyla, özellikle batı Mersin'e yani Antalya'ya doğru önemli altyapı sorunları olduğunu da dile getiren Seçer, şunları söyledi:
"Bu problemleri çözmek için uğraşı içerisindeyiz. Oralarda altyapı yatırımlarına ihtiyacımız var. Süratle atıksu arıtma tesislerine ihtiyacımız var. Süratle düzenli katı atık depolama alanlarına, temiz su altyapılarına, projelerine ihtiyacımız var. Şu anda da orada birçok konuda projelerimiz hazır ve uygun kredi, hibeleri bulmaya çalışıyoruz. Bazı fonlar ve ajanslarla görüşmeler yapıyoruz. O bölgelerimizde bize temiz bir çevre sunacak olan bu tip yatırımların gerçekleşmesi demek. Batı Mersin Akdeniz'e kıyısı olan, Akdeniz'in birçok özelliklerini bünyesinde barındıran bir hinterlant. Gelişmekte olan bir turizm bölgesi. Oraya yapacağımız her yatırım aslında insanlık tarihine, kültürel birikimine ve mirasına bir hizmet anlamına geliyor."
"Uygun bir anlaşma yaptığımız takdirde projeyi başlatacağız"
Metro Projesi hakkında da bilgiler paylaşarak, projenin merkezi yönetimin yatırım programına alındığını dile getiren Seçer, "Projemiz hazır. 18,7 kilometre uzunluğunda, doğu-batı aksında seyreden, yaklaşık 6 kilometresi yer altından açılacak bir tek tünel sistemi. Türkiye'nin ilk tek tünel projesi. Bunun geri kalan kısmı aç-kapa yöntemi ile olacak. Bizim için önemli bir proje. Hem toplu taşıma açısından hem de kentin gelişimi açısından önemli bir proje olarak değerlendiriyoruz. Kararlıyız; uygun bir anlaşma yaptığımız takdirde projeyi başlatacağız. Farklı kurumlarla görüşme halindeyiz. Bizim için uygun bir kredi ve onun maliyeti son derece önemli. Parayı geri ödeyeceğimiz için maliyetinin ucuz olması gerekir ve bizi rahatlatacak bir vadeye sahip olması lazım. Bize ortalama 350 milyon Euro bir maliyeti olacak. Bu konuda da daha sonra bir görüşme imkanı sağlayabiliriz" dedi.
"2005'ten bugüne kadar 3 milyar Euro'luk bir yardım yaptık"
AFD Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Emilie Gang-Huang ise FRIT II yardımı kapsamında ve belediyelere yardım başlığı altında bazı teklifler hazırladıklarını dile getirerek, şöyle devam etti: "Mersin'in içme suyu projesi bunların arasındadır. Bu ziyaretimizin amacı, bu projeyi teknik olarak değerlendirmek. MESKİ ile de çalışma yapacağız. Her şey iyi geçtiği takdirde Avrupa Birliği'nin de desteğiyle bu hibeyi gerçekleştirmeyi umuyoruz. İller Bankası'nın hem Genel Müdürlüğü hem de bölge müdürlüğü yardımları ile bunu yapacağımızı umuyoruz. Şimdi başka sektörlerde ve projelerde de fonlar ve krediye ihtiyacınız olduğunu öğrendik. Fransız Kalkınma Ajansı, Fransa için ortaklaşa çözülebilecek projeler arayan, bulan bir finansman kuruluşu. 2005'ten itibaren Türkiye'de faaliyette bulunuyoruz. Bilhassa kredi verdiğimiz konular dışında, teknik yardım da yapıyoruz. 2005'ten bugüne kadar 3 milyar Euro'luk bir yardım yaptık. Bu miktarın yüzde 25'i devlete, yüzde 25'i de belediyelere gitti. Belediyelere yaptığımız bu yardım hazine garantisi istemeden oluyor. Şu ana kadarki bu belediye yardımları İstanbul ve İzmir gibi büyük belediyelere gitti. Bunların hemen hemen hepsi metro finansmanı için gitti. Bizim temel arzumuz, portföyümüzü bir parça diğer belediyelere de yaymak şeklinde. Ama devlet garantisi istemediğimiz için belediyenin geri ödeme kabiliyetini de incelemeden bu yardımları yapamıyoruz. Genellikle bir aracı banka vasıtasıyla yapıyoruz. Krediyi bir bankaya verip, o banka kullandırıyor."
Antalya Son Haber
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim