Bugün 21 Kasım 2024 Perşembe
  • Antalya17 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2940.718
    %0.35
  • Dolar
    34.4659
    %0.07
  • Euro
    36.3751
    %0.30

Yusuf Katrağ

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yusuf Katrağ

Tarımda devrim zorunluluğu

09 Nisan 2018 Pazartesi 13:28

 Hava ve su, bunlar olmadan yaşayabilir miyiz?

 

Hayır.

Peki, toprak ve tarım olmasa?

Yine hayır.

Çünkü, toprak ve tarım en az hava ile su kadar önemli.

Toprak olmazsa tarım ve hayvancılık, tarım ve hayvancılık olmazsa da gıda olmaz.

Gıda olmazsa da malum.

Gerek direkt, gerek işlenmiş, gerekse dolaylı yoldan gıdaya ulaşmanın tek yolu tarımdan geçiyor.

Tarım sayesinde dalından kopardığımız meyve ve sebzeleri, işlenerek ekmek vs. gibi ürünleri yiyebiliyoruz.

Tarımı yapılan ürünlerden beslenen hayvanlarla da et gıdasına ulaşıyoruz.

Tarım olmazsa yeterli gıdaya ulaşamayız.

Yeterli gıdaya ulaşamazsak karnımızı doyuramayız.

Karnımız doymazsa beynimiz randımanlı çalışmaz.

Beynimiz çalışmazsa  da bilgi üretimi olmaz.

Bilgi üretilmezse ne icat ne de teknoloji olur.

Hani bazen ‘Bir TIR tarım ürünü satıyoruz ama küçücük bir çipe denk geliyor kazancı’ deniyor ya aslında o çipin üretimi tarıma bağlı biliyor musunuz?

Bugün petrolsüz yaşamak bir şekilde mümkündür ama ya tarımsız.

Aç yaşayabilir misiniz?

Aç kalan veya yetersiz beslenen insanlar ne kadar sağlıklı gelecekler meydana getirebilir?

Aç kalan bir annenin çocuğu ne kadar sağlıklı büyüyebilir?

Aç bir çocuk yeterince sağlıklı büyüyebilir, bedensel ve fikirsel üretim gerçekleştirebilir mi?

Daha bir çok yolu var tarımın önemini anlatmanın ama hangi yolla anlatmaya çalışırsak çalışalım anlatamayız.

Kelimeler yetmez, bir yerde tıkanırız.

Ülkemizin elinde tarım gibi öyle bir maden, altın yumurtlayan tavuk var ki teknolojiden, petrolden daha değerli.

Öylesine verimli topraklara sahibiz ki dünyadaki bir çok insanın tatmadığı lezzetler bizim her gün elimizin altında.

Topraklarımızla hangi tohumu buluştursak çıkmayacağım, ürün vermeyeceğim demiyor.

Peki, dünyaya hükmedebilecek bir tarımı yapabilecek doğal kaynaklarımız varken biz bunu değerlendirebiliyor muyuz?

Kocaman bir hayır.

Biz bu potansiyelimizi değerlendirebiliyor olsaydık, geçtiğimiz günlerde Antalya Ticaret Borsası Başkanımız Ali Çandır’ın da dile getirdiği gibi bugün tarım zinciri içerisinde yer alan ‘tedarikçi, çiftçi, tüccar, aracı, tüketici’ şikayetçi olur muydu?

 

‘Tarlada 1 lira pazarda 5 lira’ diye bir söylem ortaya çıkar, böyle bir duruma Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bile tepki gösterir miydi?

 

Hayır.

O zaman bir yerlerde eksikliğimiz, yanlış yaptığımız şeyler var.

Bu eksiklikler ve yanlışlıklar da plansızlık kavramında buluyor kendisini.

Plansız üretim arz talep dengesizliğine, bu dengesizlik de belirsizliğe neden oluyor ve buda çoğu zaman tarım zincirinde zarar meydana getiriyor.

Bir köylü çocuğu olarak benim görebildiğim bunlar ama asıl sorunları ve çözüm önerisini de yine konunun uzmanı olan ATB Başkanı Ali Çandır veriyor aslında.

Tedarikçi üreticiye tedariği sağlayabilmek için bankalara koşuyor ve dolayısıyla tedarik fiyatına bankaya ödeyeceği finansman giderini de ekliyor.

Çiftçi fidanını, ilacını, gübresini vs. gibi birçok girdisini sezon sonu vadeli aldığı için vade farkı ödemek zorunda kalıyor.

Üzerine tüccar nakliye gibi maliyetlerini ve kârını ekliyor.

Tüketici de elini yakan fiyatlara isyan ediyor.

Çandır’ın çözüm yolu ve önerisi çok basit aslında.

‘Tarımda baştan sona yenilik sağlayacak bir devrim ve maliyetleri düşürecek olan örgütlenmeyi sağlamak’

Bizim elbette küçük ölçek üretimi gibi büyük bir sorunumuz olabilir ama örgütlenmeyi sağlayarak aile çiftçisini koruyacak şekilde ‘Tarım devrimi’ gerçekleştirebilirsek, Cumhurbaşkanımızın dahi şikayetine konu olan aracı sorununa, tarımın büyük şirketlerin eline geçerek tekelleşmeye doğru gitmesine, fırsatçılara engel olmuş oluruz.

Tarımdaki bir devrimle daha ucuza, verimli ve kaliteli üretimi sağlayabilir, ürünlerimizi dünyaya teknolojiden ve petrolden daha pahalıya satabiliriz.

Elimizdeki bu altın yumurtlayan tavuğu doğru şekilde destekleyebilir, teşvik edebilir ve planlayabilirsek dünyaya hükmetmememiz için hiçbir sebep yok.

Realitemizi görebilmek için de ortaya koyduğu analizlerle sürekli olarak sektöre dikkat çeken, ‘örgütlenme ve devrim zamanı’ olduğunu söyleyen Çandır’a kulak vermeliyiz.

Tarımdan ve tarıma bağlı diğer sektörlerden daha fazla şikayetçi olmamak için, Çandır gibi konuya hakim sektör temsilcilerini dinlemeliyiz.

Bu yazı toplam 2091 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim