Satın alma gücü, ekonomik veriler, fiyatlar, enflasyon, piyasa şartları ve gerçekler…
Bir tarafta ekonomik sıkıntının getirdiği borçlanma, diğer tarafta inanılmaz bir tüketim çılgınlığı…
Kredi kartlarıyla ay sonunu getirmeye çalışanlarla, neredeyse bir restorantta bir asgari ücretli çalışanın aldığı maaşı masada bırakıp gidenler.
İnanılmaz tezatlar zinciri ve her geçen gün artan gelir eşitsizliği.
Böyle bir durumda emeklilerin durumunu zaten anlatmaya sözcükler yetmez!
Üretimi ihmal ederken, tüketimin sürekli olarak ‘’özendirildiği’’ bir süreci yaşıyoruz.
Yaşantımıza yön veren bu kavramlar üzerinden hareket ederken, bir olgunun eksikliği diğerini çağrıştıran ve beraberinde sorunlar getiren bir olguya dönüşürse ciddi sıkıntı var demektir…
Üretimi ihmal ederken, bu boşluğu dolduran tüketim çılgınlığına giden süreçte çelişkileri ve sorunları bir arada yaşıyoruz.
Zamanımızın büyük bir bölümü artık ne yazık ki ya cep telefonu ile, ya da bilgisayar başında geçiyor.
Kitap okumaya zaman ayırmadığımız gibi; kendimize de zaman ayıramaz hale geldik!
Geçtiğimiz günlerde elektrikli scootere binen bir kişinin elindeki cep telefonuna göz atarken görüntüsüne bakınca ‘’Nereye gidiyoruz böyle?’’ demekten kendimi alamadım.
Gerçekten çelişkiler içerisinde yol alırken tutarlı bir görüntüye hasret kaldık!
Üretimi teşvik edeceğimiz yerde tüketim ve savurganlığın en keskin kareleri ile geçiyor günlerimiz…
Tüketim çılgınlığında sınırları zorlar hale geldik!
Bir taraftan böylesi bir durum, diğer tarafta sosyal yaşama ayrılan zamanın kalmaması…
Böyle bir tabloda geçim sıkıntısı ile tüketim çılgınlığı ise tezat bir görüntü oluşturuyor ki, bunu anlayabilmek çok zor!
Acilen üretimi canlandırmamız gerektiği artık çok net ortada.
Üretimi canlandırırken, teşvik ve desteği de ihmal etmemek gerekiyor.
Gıdanın son yıllarda anormal derecede değer kazandığı günümüzde, çarşı – Pazar sebze ve meyve fiyatları rekor derecede artmış durumda.
Üretim sektöründe uğraşanlar giderek azalırken, tüketim ise hızla artıyor.
Tam bir tezatlıklar zinciri!
Bu yazı toplam 353 defa okunmuştur.