- IMKB
% - Altın
3811.829
%0.28 - Dolar
37.9229
%-0.03 - Euro
41.1308
%-0.02
- 18:53 - Et sektörü karamsar
- 18:48 - İYİ Parti’de bayramlaşma
- 18:01 - Yaşam Hastanesi: "Kanserle mücadelede erken teşhis hayat kurtarır"
- 17:43 - TFF 2. Lig: Isparta 32 Spor: 2 - Kepezspor: 4
- 15:23 - Antalya’da hortum 2 tonluk bungalovu 30 metre sürükledi, karavanı otomobillerin üzerine fırlattı
- 15:23 - Akçatı’da imece usulüyle çok amaçlı spor salonu yapılıyor
- 14:23 - Bilimin müzesi Kepez’de
- 13:58 - Antalya iş dünyasından boykot çağrılarına tepkiler
- 13:28 - Antalya’da bayram tatiline yağmur engeli
- 12:23 - Antalya’nın spor festivali markası Runtalya 20 yaşında
- 12:23 - Antalya’da dağ bisikleti macerası başlıyor
- 11:03 - ATB hal endeksi: Sebze ve meyvede miktar geriledi, fiyatlar yükseldi
- 10:23 - Antalya’daki Atatürk Parkı’nın ışıklandırmaları yenilendi
- 16:43 - Antalyasporlu milli cimnastikçilerden Sofya’da 4 bronz madalya
- 09:58 - Antalya’da ilk imza Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’ten
Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK





Unuttuğumuz değerler ve samimiyetsizlik...
Hızla akıp giden zamanda her gün biz insanlar için aslında yeni bir süreç ve yeni deneyimler...
Yaşanmış ve yaşanması mümkün her detay aslında yaşantımızın her alanında kendini fazlasıyla gösteren temel öğretiler olarak karşımızda duruyor.
Hayat maratonunda diyebilirim ki her yaşadığımız olay, her diyalog ve gözlem insanları daha iyi anlamamız gerektiğini gözler önüne seriyor.
Menfaatine göre savrulanların hızla arttığı günümüzde samimiyeti adeta mumla arar olduk.
Böylesine tutarsızlıklar içinde insanların birbirine olan güveni hızla tüketirken sahte ve yapmacık sözlere de gülüp geçer olduk!
Güvensizlik ve samimiyetsizlik o denli arttı ki adeta herkes birbirinden şüphe eder hale geldi!
Diğer taraftan birçok şey için zamanımızı boş yere harcarken, kendimize ne kadar az zaman ayırmaya başladık? Bunun farkına hiç varıyor muyuz acaba?
Cep telefonuna dalıp saatlerce gereksiz biçimde oyalanırken, yanı başımızda ilgi isteyen, belki de samimi bir sohbet isteyen yakınlarımıza, arkadaşlarımıza birkaç dakikayı artık çok görmeye başladık!..
Aslında hiç olmadığı kadar bencil ve vurdumduymaz olduk!
Bize gerçek değeri veren dostlarımıza bile bir selamı esirger olduk ve sanal ortamda teselli arar hale geldik.
Şöyle bir düşünüyorum da; zaman zaman kendimizle çeliştiğimiz anlar oluyor. Teknoloji ve bilişim çağı sanırım tüm dengelerimizi alt üst etti.
Benliğimizi yerle bir etti!
Soğuk, kasıntılı, duyarsız, önyargılı ve asabi olduk…
Göründüğünden “farklı” görünmeye çalışan insanlar sardı sanki etrafımızı. Bir yerlerde bir şeyler eksik, fazlasıyla “gösteriş” eğilimi var!
Bir konu hakkında görüş veya düşüncelerini dile getirirken “samimi” olmayan insanların yaklaşımları gerçekten üzüyor beni.
Kaçamak ifadeler, içten olmayan, inandırıcı olmayan söylemler…
Bu tutarsızlık yaşam felsefesine de yansıyor.
En çok ihtiyaç duyduğumuz insani olguların başında gelen hoşgörü ve anlayış kültürüne sıkı sıkıya sarılmamız gerekirken anlamsız biçimde kendini farklı noktalarda ve mevkilerde gösterme çabası; kolaycılıktan başka bir şey değil!
Ve olduğundan farklı görünmeye çalışanlara değinmek istiyorum.
Hani; ne olduğu gibi görünemeyen, ne de göründüğü gibi olamayan insanlar!
Sanırsınız ki her şey hakkında, her konu hakkında bilgileri var.
Oysa; o kadar boş ve kişiliksiz karakterler ki!
Anlamak mümkün değil…
Kendisiyle barışık olmayan insanların, etrafı ile barışık olmasını bekleyemezsiniz.
Tahammülsüzlüğü önyargı ile birleştirdiğimizde geçimsiz ve sevimsiz kişiler çoğalıyor.
Şurası bir gerçek ki; tahammülsüzlüğü bir yaşam biçimi olarak seçen ve o doğrultuda hareket eden, önyargılı, mesafeli, bencil ve hoşgörüden uzak figürler yaşantımıza ne katabilir?
Eleştiriyi bir yaşam biçimi olarak algılayan ve eleştiri oklarını yaşamı boyunca kendinden uzak tutan insanların “inandırıcılığı” sorgulanmalı artık.
Özeleştiriyi hep hedef saptırma olarak algılayan ve “büyük dağları ben yarattım” edasındaki bir yaşam biçiminin kime ne faydası olabilir?
Olmuyor da…
Kibirli, gösterişten hoşlanan, olduğundan farklı görünmeye çalışan, algı saptamasıyla mekanik mesafeler kurarak kendini soyutlamaya çalışan, işi düştüğünde selam veren, işi olmadığında farklı ve anlamsız bir kişilik sorunu yaşayan insanların inandırıcılığını neyle sorgulayacağız?
Sanırım teknolojik gelişmeler de değişimler değer yargılarımızı da alt üst etti…
En önemlisi samimiyeti, inandırıcılığı ve güven duygusunu kaybettik!
Kurslar ve etkinliklerMustafa Yetgin
İMAMOĞLU’NU KİM ÇAĞIRIYOR?Eşref Ural
Bayram heyecanımız nereye kayboldu?İSA KAVLAK
Bayramlar fırsattır!Ömer Yetgin
HEYBEDEKİ BÜYÜK TURP:TÜRKİYEGürsel Kaya
Evren Cebeci ve KampKahraman Köktürk
EMEKLİ OLUNCA ÇALIŞMAK İSTEMEMRaziye Gök Aktaş
ŞEHİRLEŞME-4Muharrem Yellice
NAZIM’I ABARTISIZ ANMAKYALÇIN DUMAN
Bakü’de iklim anlaşmazlığı: Dünyayı kirletenlerin YüzsüzlüğüMustafa Yıldıran
MUHASEBECİLERİN HAKLI İSYANIKamil Başkonak
CUMHURHİYET’İMİZİN 100 YILINI KUTLARKEN…Binali Efe
Kemer ve temizlik çalışmalarıAdem Vural
SEÇİMEyüp Koçak
Kesik Minare meselesi…Yusuf Katrağ
Antalya İş Dünyasından Boykot Çağrılarına Tepkiler
Antalya’da Bayram Tatiline Yağmur Engeli
Atb Hal Endeksi: Sebze Ve Meyvede Miktar Geriledi, Fiyatlar Yükseldi
Isparta’da Bayram Öncesi Gül Lokumu Satışları Arttı
Müsi̇ad Antalya’nın İftar Programında İş Dünyası Bir Araya Geldi
Sanayi Ve Teknoloji Bakanı Kacır: "Türkiye, Küresel Pazarın Yüzde 68’ini Kontrol Ediyor"
9 Günlük Bayram Tatili, Antalya’daki Otelleri Hareketlendirdi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Cw Solar Cell’e Ödül
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim