Bugün 21 Kasım 2024 Perşembe
  • Antalya17 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    2940.718
    %0.35
  • Dolar
    34.4659
    %0.07
  • Euro
    36.3751
    %0.30

Yusuf Katrağ

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Yusuf Katrağ

Vatandaşı fırsatçılıkla suçlamak…

21 Kasım 2018 Çarşamba 05:00

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz Haziran ayında yapılan seçimlerden önce bir “İmar barışı” (İmar affı) konusu ortaya atıldı.

8 Haziran’da da başvurular başladı ve Ekim ayı sonunda bitecek başvuru süresi yoğun talep nedeniyle Aralık ayı sonuna kadar uzatıldı.

Vatandaşın devletle ihtilaflı durumunun ortadan kaldırılması, imara aykırı, ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması yoluyla bu yapılara yasallık kazandırılması hedeflenen “İmar Barışı" düzenlemesinden milyonlarca vatandaş yararlandı.

31 Aralık 2017'ye kadar yapılan yapıları kapsayan bu düzenlemeden milyonlarca kişi yararlanarak Yapı Kayıt Belgesi aldı ve almaya da devam ediyor.

Düzenlemeden milyonlarca kişinin yararlanıyor olması, devletin ne kadar doğru bir karar aldığının göstergesi olabilir ama 2017 yılı 31 Aralık’tan önceki yapıları kapsayan düzenlemeden sonra mantar gibi türeyen yapılar, vatandaşın ihtiyacına yeteri kadar cevap verilemediğinin bir göstergesi adeta.

Bugün bakıyorsunuz büyük caddelerin üzerindeki dükkanların bina çekme mesafelerinde kalan boş kısımları, üzerleri ve etrafları kapatılarak imar affına sokulmaya çalışılıyor.

Böylece dükkanların kapalı alanları kaldırımlara kadar dayandırılıyor.

Yine; “Belki bir af daha çıkar, imar affından yararlanırım” denilerek kırsal alanlarda, köylerde, yaylalarda mantar gibi gecekondu tarzı yapılar yükseliyor.

Kaçak yapılara sürekli olarak yenileri ekleniyor.

Peki; vatandaşları yasak olmasına rağmen risk alarak kaçak yapılar inşa etmeye yönelten ne?

Büyük bir bölümü için ihtiyaç diyebiliriz.

Dükkanlarının önüne çıkma yaparak daha fazla kazanç peşinde koşanları, “Bir kat daha fazla çıkayım, şuraya bir iş merkezi dikeyim de gelir elde edeyim” düşüncesinde olanları imar affı konusunda fırsatçılıkla suçlayabiliriz belki ama gerçekten ihtiyacı olduğu için kaçak yapı yapmaya yönelenleri suçlamak yanlış olur.

Mesela bizim insanımızın büyük bir çoğunluğunda yayla kültürü vardır.

Yazın sıcak aylarda yaylalara çıkarlar.

Yaylaya çıkan da konaklamak için mecburen bir ev yapacaktır oraya.

Yine kırsal alanda yaşayanlar çoluk çocuğunu everecek.

Evereceği çocuğuna bir ev yapmak mecburiyetinde.

Seçim öncesinde yerel yöneticiler de oy alma kaygısıyla kaçak yapılara göz yumuyor zaten.

Mecburiyetten her şeyi göze alarak özellikle seçim öncesinde dikiyor kaçak yapıyı.

Çünkü başka çaresi yok.

Ne yapsınlar, ev yok diye çoluk çocuklarını evermesinler mi?

Burada yapılması gereken herkesin aynı kefeye konularak suçlanması değil, gerçekten ihtiyacı olduğu için kaçak yapıya yönelenlerle ticari kâr amacıyla kaçak yapı yapanları ayırmak.

Fırsatçı olanlarla mecbur kalanların ayrımını yapmak.

Cezaları ve planlamaları da buna göre belirlemek.

Bir yerde yapı yapılması mecburiyeti varsa, insanlara yapı yapmayı yasaklamaktan çok doğaya, çevreye uyumlu yapılar yapmaya teşvik etmek.

Planlı yapılaşmayı sağlayarak daha yaşanılabilir bir Türkiye oluşturmak.

Yoksa vatandaşı fırsatçılıkla suçlamak, kaçakları çeşitli adlar altında yasal hale getirmek işin en kolay kısmı.

REKLAM:İCRADAN SATILIK DAİRE

ihale-tarihi-icin-tiklayin.jpg

Bu yazı toplam 3120 defa okunmuştur.
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim