Ömer Yetgin / BUGÜNLÜK

 Hayatı birlikte paylaştığımız tüm canlılara karşı sorumluyuz ve duyarlı olmak mecburiyetindeyiz.
 Yaşam hakkı kutsaldır ve her canlının yaşama hakkına saygı gösterilmelidir.
 Bu noktadan hareketle can  dostlar dediğimiz tüm canlıların bu hayatın en güzel renkleri olduğunu unutmadan hareket etmemiz gerekiyor. 

  Tam da bu noktada hayatı birlikte paylaştığımız, tüm zorlukları, mücadeleleri ve güzelliği beraber yaşadığımız tüm canlılara karşı sorumluyuz.
  Bu sorumluluk ve duyarlılık refleksi çok özge bir kavram.
  Gün geçmiyor ki sokaktaki can dostlarımıza yani sokak hayvanlarına yönelik olarak kötü bir tablo ile karşılaşmayalım!
  Zehirlenerek öldürülen, ıssız ormanlara terk edilen, barınaklarda eziyet edilen can dostlarımız için çok dağa fazla duyarlılık göstermeliyiz.
   Onlara sevgide, şefkatte, merhamette ve sorumlulukta daha fazla empati yapmalıyız.
  Çünkü bu hayat onlarla  birlikte güzel, tüm canlılarla anlamlı.
 Gerek günlük hayatta, gerekse sosyal medyada birlikte yaşadığımız sokak hayvanlarına karşı sorumsuzca ve acımasızca görüntüler hepimizi üzüyor kuşkusuz.
Şurasını unutmamalıyız ki; bu hayatı anlamlı kılan, günlük stresimizi alıp götüren tüm canlılar; bu yaşamın birer rengi…
 Hayvanlara eziyetlerin giderek arttığı, şiddetin tırmandığı günümüzde gün geçmiyor ki içimizi sızlatan olaylarla karşılaşmayalım!
 Sosyal medya hesaplarından hayvanlara yaptığı eziyetleri birer maharetmiş (!) gibi lanse eden bu vicdansızlar, insanlıktan nasibini almamış birer zavallılar aslında…
 
 Bir canlının hayattan kopup gitmesi çok hazin.
 Hayvan sevgisi çok özge bir kavram.
Unutmayalım ki bu dünya tüm canlıların...
 Hayvan sevgisini bir yaşam biçimi olarak ele almak ve bu duygularla yaşama tutunmak istiyorsanız mutlaka bir hayvanı sahiplenin.
Bakın o zaman tüm canlılara karşı bakış açınız kesinlikle değişecek ve daha çok mutlu olacaksınız.
 Paylaşmayı, birlikte nefes almayı, birlikte karnınızı doyurup, birlikte acıkma duygusunu yaşamalısınız.
 Sizlerden bir parça olan, maskotunuz olan, günlük stresinizi alıp götüren bir canlıyı kaybettiğinizde, ölümüne tanıklık ettiğinizde sokak hayvanlarına, tüm canlılara bakış açınız kesinlikle değişecek.
 O zaman hayvanlara şiddet uygulayan, zehirleyerek öldüren, bilerek otomobilini onların üstüne süren vicdansızlara, insanlıktan nasibini almamış kişilere bakışınız çok farklı olacak…
 Tepkiniz çok daha etkili ve hassasiyetiniz derin olacak.
 Hayatı birlikte paylaştığınız tüm canlılara sevgimiz ve saygınız çok daha ‘’kalıcı’’ olacak…
 Tüm bunların yanında maddi durumu iyi olmamasına rağmen sokakta yaşayan kedilere, köpeklere, kuşlara yiyecek bırakan, mama alan ve bizzat eliyle besleyen insanları gördüğümde inanın öyle çok mutlu oluyorum ki…
 Maddi zorluklarını hiçe sayarcasına sokak sokak dolaşarak aç kalan sokak hayvanlarına parklarda dolaşarak mama bırakan insanlar gerçekten de çok güzel görüntüler.
 Ve onlar örnek oluyorlar…
 Paylaşmanın ne denli özge bir kavram olduğunu gözler önüne seriyorlar.
 Sevgide, saygıda, merhamette ve paylaşımda cömert olduğumuz zaman, empati yapabildiğimiz zaman her şey çok daha anlamlı olacak...
 Vicdanlı, merhametli ve hoşgörülü olmak en büyük hazine kuşkusuz.
  Aç ve susuz olduğunu söyleyemeyen, derdini anlatamayan, her geçen gün yaşam alanları biraz daha daralan sokak hayvanlarına karşı sorumsuzca davranmak biz lere hiç bir şey kazandırmaz.
 Sığ tartışmalarla bir yere varmak olası değil.
 Sokak hayvanlarının kısırlaştırılarak ve sahiplendirilerek populasyonunu sağlamak can dostlara karşı sorumluluğumuzun ilk adımı olmalı.