Aile Uyuşmazlıklarına Arabuluculuk Katkısı

AİLE Arabuluculuğu Derneği Başkanı Ayşe Dilek Ergüler, boşanma, nafaka, mal paylaşımı, tazminat, velayet konularında arabuluculuk hizmeti verdiklerini, aile içi şiddet ve istismar konularında arabuluculuk uygulanmasının mümkün olmadığını söyledi.

Arabuluculuk konusunda aktif şekilde faaliyet gösteren 27 derneğin bulunduğu Türkiye'de, aile arabuluculuğu konusunda ilk ve tek dernek olan "Aile Arabuluculuğu Derneği" geçen sene Antalya'da kuruldu. Faaliyetlerini yürütmek için geçen günlerde yeni ofisine taşınan "Aile Arabuluculuğu Derneği" ilk toplantısını gerçekleştirdi. Dernek Başkanı Avukat Arabulucu Ayşe Dilek Ergüler, dernek yöneticileri ve avukatlarla bir araya geldi.

'AİLENİN KORUNMASINA YÖNELİK TOPLUMSAL YARARA HİZMET ETMİŞ OLACAĞIZ'

Derneğin faaliyetleri hakkında avukatlara bilgi veren Ayşe Dilek Ergüler, aile arabuluculuğunda boşanma, nafaka, mal paylaşımı, tazminat, velayet, çocukla kişisel ilişki kurma gibi konuların hakim tarafından aile arabulucusuna yönlendirildiğini anlattı. Aile arabuluculuğunun toplumda tanınmasının, yaygınlaşmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Ergüler, özellikle aile uyuşmazlıkları, aile şirketinde uyuşmazlık, çocuklarla ilgili uyuşmazlıklarda uzlaştırıcı rol oynadıklarını söyledi. Ergüler, "Bilimsel çalışmalar gerçekleştirip aile ve çocuk mahkemelerinde bilirkişi desteği vermeyi ve bu konuda eğitimler geliştirerek üniversitelerde, adalet akademilerinde, barolar birliğinde ve diğer eğitim kurumlarına katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu çerçevede toplumsal cinsiyet ve çocuğun üstün yararı ilkelerine öncelik verilerek gerçekleştirilecek çalışmalar ile ailenin korunmasına yönelik toplumsal yarara hizmet etmiş olacağız" dedi.

AİLE UYUŞMAZLIKLIKLARINDA ÖNEMLİ KATKI

Arabuluculuğun temel prensiplerinin gizlilik, iradilik, bağımsızlık, tarafsızlık ve eşitlik konuları olduğunu söyleyen Ergüler, hukuki ve ticari arabuluculukla örtüşen aile arabuluculuğuna ek olarak çocuğun üstün yararı ve ailenin korunmasını hedef aldıklarını belirtti. Ergüler, "Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi kararına göre aile uyuşmazlıkları, birbirine bağlı olacak ve süreklilik arz eden ilişkiler içinde bulunan kişilerin taraf olduğu uyuşmazlıklardır. Aile arabulucuları ise aile üyeleri arasındaki iletişimin iyileştirilmesi, ihtilaflı taraflar arasındaki anlaşmanın azaltılması, dostane çözümlerin üretilmesi, ayrılık ve boşanmada tarafların kendileri ve devlet için yol açtığı sosyal ve ekonomik masraflarının azaltılması ve anlaşmazlığın çözülmesi için gereken zamanın azaltılması konularında önemli katlı sağlar" diye konuştu.

'ŞİDDET YA DA İSTİSMAR DURUMLARINDA ARABULUCULUK MÜMKÜN DEĞİL'

Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununun 1. maddesine göre "aile içi şiddet" iddialarını içeren konuların arabuluculuğa elverişli olmadığını söyleyen Ergüler, şöyle konuştu:

"Bu çerçevede aile arabulucusunun ilk görevi uyuşmazlık yaşayan taraflarla teke tek görüşerek aile arabuluculuğu konusunda kapsamlı bilgilendirme yapmak ve aile içinde şiddet ya da istismar olup olmadığını araştırmaktır. Şiddet ya da istismar durumunda arabuluculuk uygulanması mümkün değildir. Aile hukuku alanında arabuluculuktan anlaşılması gereken, tarafların boşanmamalarını sağlamaya yönelik bir arabuluculuk değil, ilişkilerin devamını sağlayacak, müşterek çocukların menfaatını koruyacak, tarafların bitirmek istedikleri birlikteliklerin dostane sonlandırılmasını sağlayacak bir arabuluculuk olmalıdır."

Ayşe Dilek Ergüler, "Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı öncülüğünde aile arabuluculuğuna özel yasal düzenleme, adli yardım, aile arabulucularının eğitimi ve akreditasyonu gibi konularda çalışmalar yürütülmekte ve derneğimiz de bu çalışmalara aktif olarak destek vermektedir" dedi.

FOTOĞRAFLI