Bugün 25 Kasım 2024 Pazartesi
  • Antalya8 °C
  • IMKB

    %
  • Altın
    3002.717
    %-0.11
  • Dolar
    34.5123
    %-0.08
  • Euro
    36.1711
    %0.46
Karakter boyutu : 12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto
Anal Fissüre Botokslu Çözüm
17 Ocak 2020 Cuma 10:03

Anal Fissüre Botokslu Çözüm

İç Hastalıkları, Hepatoloji ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, anal fissür hastalığı hakkında uyarıda bulunarak, insanların...

İç Hastalıkları, Hepatoloji ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, anal fissür hastalığı hakkında uyarıda bulunarak, insanların anal bölge hastalıklarından dolayı doktora başvurmaya çekindiklerini ve yaşanan sorunların daha da ilerlemesine neden olduklarını dile getirdi.

Tuvalette geçirilen zamanı kabusa dönüştüren anal fissür hastalığının, dışkılama esnasında, anüste yırtılır tarzda bir ağrı ve kanama ile kendini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, hastaları uyardı.

Anal fissür hastalığının, genellikle kabız ve aşırı ıkınmalar, sert ve yüksek hacimli dışkılamalar sonucunda ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, kimi zaman cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların, anal kanser veya anüste oluşan travmalar neticesinde de oluşabileceğini dile getirdi. Bu tip durumlarda makat bölgesinin zorlanmaması gerektiğinin altını çizen Gümürdülü, ağrılar çoğu zaman dışkılama sırasında başlar, zamanla azalabilir veya geçebilir, kanamalara ise bazen tuvalet kağıtlarında rastlanır.

Kabızlık nedeniyle anal fissür oluşan hastaların, yırtılmanın verdiği ağrıyı azaltmak amacıyla makat kaslarını sürekli olarak kasılı tutma ihtiyacı hissettiklerini ve zorlanarak tuvalete çıktıklarını bunun da anal fissürün iyileşmesini geciktirdiğini kaydeden Gümürdülü, "Aynı zamanda her dışkılamada ağrı hissi oluştuğu için hastalar tuvalete gitmekten de kaçınır ve genellikle kabız olurlar bu arada oluşan sert ve katı dışkı kabızlığın şiddetini arttırarak hastalığın iyileşmesi önünde engel teşkil eder" dedi.

Bazı hastalarda makatta bulunan çatlağın, anal kanal içerisinde daha geniş bir alana yayılmış olabileceğini, bu durumda hastalığın iyileşmesi daha zor olacağını ifade eden Gümürdülü, kabızlık ve ishale yönelik olarak alınacak önlemlerin anal fissür tedavisindeki etkinin de büyük olacağının altını çizdi.

Gümürdülü, "Tüm bu nedenlere bağlı olarak anal fissür sorunu yaşayan kişiler mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurarak gerekli muayenelerden geçmeli ve tedavi görmelidir" dedi.

"Beslenme anal fissürde önemli"

Anal bölgenin muayenesinde kolaylıkla tanı konulabilen anal fissür rahatsızlığının ilk basamak tedavisinde beslenme düzeninin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, şunları kaydetti:

"Uygun diyet düzenlemesi ve bol su tüketilmesi ile dışkının yumuşak hal alması hastayı rahatlatır. Bol su ile birlikte sulu sebze yemekleri, salata ve meyve gibi bol lifli gıdalar tüketilerek, gerekirse dışkı yumuşatıcı özelliği olan şurup, toz veya drajeler kullanılabilir. Katı dışkılama anal fissürün gelişme ve devamına yol açabildiği için, yeterli su ve lif alımının sağlanması ilk basamak tedavisinin başlıca unsurudur."

Beslenme düzeninde yapılan değişikliklerin faydalı olmadığı durumlarda estetik uygulamalarda sıkça kullanılan botoksun anal fissürü tedavi etmekte de kullanıldığını kaydeden İç Hastalıkları, Hepatoloji ve Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Gümürdülü, "Anal bölge kaslarına yapılan botoks enjeksiyonu kasların yaklaşık 6 ay gevşemesini ve kan dolaşımının artarak yaranın iyileşmesini sağlar. Anestezi gerektirmeden kısa bir sürede gerçekleştirilen botoks uygulamasından sonra hastalar günlük hayatlarına rahatlıkla dönebilirler" diye konuştu.

Anal fissürü olan hastaların önemli bir kısmının botoks enjeksiyonu ile tedavi edildiğini söyleyen Gümürdülü, bu yöntemle de sonuç alınamadığında cerrahi müdahalelere başvurulduğunu kaydetti.

Gümürdülü, cerrahi tedavi yöntemi hakkında şu bilgileri verdi:

"Cerrahi tedavide anal kanal etrafını saran, spazma uğrayarak anal kanal basıncında yükselmeye neden olan kasın bir bölümünün kesilerek, basıncın düşürülmesi ve iyileşmenin hızlanması hedeflenmektedir. Cerrahi tedavi sonrasında genellikle hastalar aynı gün evine gönderilir ya da bir gece hastanede kalabilir."

Antalya Son Haber

Bu haber toplam 1804 defa okunmuştur
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 1983 Antalya Son Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim