Dünya şehri diye anılan ve her yıl hedefini biraz daha yükselten Antalya’da artan nüfus ve kozmopolit yapının uzantısında artık bildik görüntülerle karşılaşır olduk!
Maalesef sayıları hızla artan dilencilere tanıklık ediyoruz bugünlerde…
Öyle bir noktaya geldik ki; sayıları giderek artan ve neredeyse her marketin önünde bekleyen dilenciler, duraklarda, trafik ışıklarının yanında adeta mesken tutmaya başladılar.
Cami önünde bekleyenleri zaten söylemeye gerek yok.
Dilencilik; artık bir meslek (!) haline geldi…
Dikkatimi çeken bir diğer husu ise; yardıma muhtaç olduğunu söyleyerek gazetelerde haberlerini yaptırmak isteyen, haberini yaptırdıktan sonra çıkan gazete haberi örneğiyle dilenen insanları gördükçe hem üzülüyorum, hem de insanların acıma duygularını suistimal eden bu kişilerin neden bu kadar rahat hareket edebildiklerine şaşırıyorum…
Denetim yok, cezai yaptırım yok, şikayet yok!
Bu konu ile ilgili olarak Antalya’nın “Dilenciler şehri” haline geldiğini daha önceki yazılarımda zaman zaman dile getirmiştim…
Her market önüne konuşlanan, her trafik ışığının yanını mesken tutan dilencilere şimdiler Suriyeli dilenciler eklendi ve bu halka giderek büyüyor maalesef…
Öyle bir noktaya gelmiş durumda ki; dilenci istilasından pek çok kişi rahatsızken, bir dilencinin üzerinden ciddi miktarlarda para çıkabiliyor.
Bununla ilgili haberlere sık sık rastlıyoruz zaten…
Dilencilerin üzerinden çıkan paralar neredeyse dudak uçuklatırken, işlek cadde ve sokaklardan sonra neredeyse şehrin tamamında dilenciler artık boy gösteriyor.
Evet… Antalya’da her geçen gün biraz daha “hissedilen” dilenciler, seyyar satıcılar sorunu, olumsuz yansımalarını göstermeye maalesef devam ediyor.
Pandemi süreci ile birlikte sayıları “rekor” derecede artan dilenciler ile ilgili daha kapsamlı bir çalışma yapılmasının artık kaçınılmaz bir noktaya geldiğini üzülerek görüyorum.
Bu konu ile ilgili daha caydırıcı çalışmalar yapılması gerekiyor.
Bu yazı toplam 616 defa okunmuştur.