Doğal dokunun önceliğimiz olması gerekirken; bugünkü Antalya portresinde daha çok çarpık yapılaşmanın net izleri var.
Yılların ihmali ve geleceğe dönük planlamada hep günü kurtarma ve rant olgusu bugünkü Antalya resimlerinde kendini çok net biçimde tanımlıyor.
Hele hele pandemi döneminde bu acı gerçekle bir kez daha baş başa kaldık!
Beton bloklardan bunalan vatandaşlar artık kilometrelerce uzağa giderek sessiz ve huzurlu bir ortam arıyor. Ancak; gün geçtikçe ve talep arttıkça ilçelerdeki doğal dokusu henüz bozulmamış alanlar bile artık uçuk fiyatlara alıcı buluyor!
Şurası bir gerçek ki; çarpık yapılaşma ile birlikte tarım alanları ve doğal doku tahribatının yaşandığı Antalya’da doğal dokunun korunması için vatandaşlar çevreci projeler istiyor.
Çakırlar, Doyran, Duraliler ve Altınova gibi yerleşim birimlerinde elde kalan sayılı yeşil alanların mutlak surette korunmasını isteyen Antalyalılar; Batı Çevre Yolu ve Kuzey Çevre Yolu projelerinde bu hassasiyetin korunmasını istiyorlar.
Örneğin; Duraliler ve Avni Tolunay mahallelerindeki doğal dokunun mutlak surette korunmasını isteyen mahalle sakinleri ise çevre duyarlılığının geliştirilmesi için çevreci projeler beklediklerini belirttiler.
Çok katlı yapılaşmanın çözüm olmadığı, çarpık yapılaşmanın Antalya’nın ekolojik dengesini bozduğu artık bilinen bir gerçek…
Ve tarım alanlarını ve doğal dokuyu tahrip ederek imara açmak çözüm değil. Önemli olan doğal doku ile barışık çevreci projeler oluşturmak.
Antalya’nın bu yöndeki hassasiyetlerinin korunması gerek…
Bu yazı toplam 444 defa okunmuştur.