Kadın cinayetlerinin arttığı, şiddetin tırmandığı, cinsiyet ayrımcılığının körüklendirildiği bir ortamda gerçekten bazen sözcüklerin yetersiz kaldığı durumları yaşıyoruz.
Hepimizi derin üzüntüye savuran Emine Bulut’un acımasızca hayatını kaybettiği ve cinayet görüntülerinin sosyal medyada görüntülenmesiyle başlayan tepkiler her geçen gün artıyor.
Bu olayın yarattığı tepki, sosyolojik ve psikolojik travmalarını derinleştiriyor.
Artık kadınlarımız şiddet görmesin, öldürülmesin, evlatlarından ayrılmasın!
Aynı zamanda her türlü istismara uğramasın…
Sevginin, hoşgörünün, merhametin, bereketin, yaratıcılığın, özverinin, kısacası yaşamın tüm evrelerinde kadınlarımızın rolü ve önemi ortada.
Tartışılamayacak kadar büyük.
Şevkatin sembolü olan kadınlarımızın her geçen gün artan ve tırmanan sorunlarına odaklanmalı artık!
Kadınların yükünün hafifletilmesi, kadın istihdamının önündeki engellerin kaldırılması, kadının şiddetten korunması çok sık telaffuz edilen kavramlar.
Bu kavramlardan özellikle kadına şiddetin önlenmesi için, kadın cinayetlerin önüne geçilmesi için yapılan düzenlemelerin sonuçsuz kalması gerçekten düşündürücü…
Kadına hak ettiği değeri vermek; giderek karmaşık bir hale gelen sorunlarını çözmekle mümkün olabilir ancak.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yıllar önce kadınlarımıza verdiği haklar, kazandırdığı statü korunarak çağdaş yaşam ilkesinde çok daha ileri boyutlara taşınmalı.
Bunu kadınlarımızla el ele vererek başarmalıyız.
Yoksa; gelişmiş bir ülke portresinden bahsedemeyiz.
Kadın erkek eşitliği kağıt üzerinde kaldığı sürece, kadın vekillerin sayısının azaldığı bir ortamda, kadına şiddetin tırmandığı, kadın cinayetlerinin hız kesmediği bir ortamda, cinsiyet ayrımcılığının sıradanlaştığı bir ortamda bir demet karanfille “Sorunların takipçisiyiz” yaklaşımı hiç inandırıcı değil!
Kadınlarımız şiddet gördüğü için sığınacak bir yer arıyor.
İşsizlik; en çok kadınları vuruyor.
Yaşamın zorlukları omuzlarına yüklenmiş durumda.
Cehaletin en büyük darbesini onlar yaşıyor…
En çok kadınlar eğitimden mahrum bırakılıyor.
Etrafımızı kuşatan savaşlarda, en büyük zulmü gören başta kadınlar ve çocuklar…
Herhangi bir kadının çığlığı, hepimizin çığlığı olmalı…
Annesiz kalan çocuğun döktüğü gözyaşı hepimizin acısı ve gözyaşı olmalı.
Bu yazı toplam 602 defa okunmuştur.