En güzel hayır insanın gönüllere girmektir.
Yoksulları giydirmek, açları doyurmaktır.
Fakir olan hastaları ziyaret edip yardım etmektir.
Kimsesizlerin kimsesi olmak için mücadele vermek, hayvan kesmekten bin kere daha evladır.
Okumak isteyen öğrenciye yardım etmek hayırların en güzelidir.
Yetim, dul ve sefalet içinde yaşayan ailelere maddi ve manevi imkân sağlamaktır.
Kurban kesmek şart değil sadece farzdır. İsteyen hayvan keser, istemeyen de kurban niyetine insanları sevindirir…
Bütün dini ve milli bayramlarda olduğu gibi Kurban Bayramı'nda çocukları sevindirmek, yaşlıları ziyarete giderek onların hayır duasını almak, hakka göçenleri kabirlerin başında yad etmek, bayramların en güzel yanıdır.
Yılda bir defa kurban etiyle karın doyurmak yerine, alamadığı elbise, defter, kitap, kalem almak en azından kurban etti kadar makbuldür.
Çocukluğumuzda kurban kesmenin ritüelleri vardı;
Koç kurban edilmeden önce üç gün misafir muamelesi görürdü.
Boynuz ve alnına kına yakılırdı.
Kurbanlığın boynuna al yazma (Puşu) bağlarlardı.
Kesilen kurbandan rızalık alınırdı.
Kurban kesen aile Alevi ise dede gülbank (dua) vermeden asla kesilmezdi.
Sünni veya başka bir mezhep mensubu ise hoca çağrılır veya o ailenin en büyüğü tarafından dualar edildikten sonra kurban kesilirdi.
Kesilen kurban içeriye taşınmadan dörtte üçü kapı, komşu, fakir fukaraya dağıtılırdı.
Şimdi öyle mi?
Küpte kavurma yapılıyor.
Sucuk salam ve sosis yapanların haddi hesabı yok.
Bazıları da güya dini vecibeleri yerine getiriyormuş gibi, üç veya beş kişi toplanıp büyük baş hayvanlardan birini satın alıp kesiyor. Ama bölünüp herkes hakkını aldıktan sonra aktarmasız derin dondurucuya konulması ise Allah ile kulu kandırmaktan başka bir şey değildir.
Kurban kesip gerçek ihtiyacı sahiplere dağıtan herkesin sevabı kabul ve makbul olsun
Gösteriş için kan akıtanlar ve can alanları Allah bildiği gibi yapsın inşallah…
Geçmiş bayramınız şen gönlünüz zengin olsun.
Bu yazı toplam 1974 defa okunmuştur.