Antalya hızla değişiyor ve eski kimliğinden artık eser kalmadı… Her gün biraz daha ‘’betonlaşan’’ bir kent gerçeğinden söz ediyorum.
Çocukluğumda yaya olarak yürüdüğüm caddeler ve sokaklardaki bahçelerin yerinde şimdi iç içe geçmiş, çevre düzenlemesi olmayan, otoparkı, kent estetiği olmayan binalar var.
Geçtiğimiz günlerde Zerdalilik Mahallesi’nden Burhanettin Onat Caddesi’ne doğru yürürken kaybolan bahçelerden etrafa ıslak ve nemlenmiş çimento kokuları yükseliyordu.
İçim ürperdi…
Sembollerini kaybetmiş bir şehrin sanki acı çeken görüntüleri vardı.
Baş döndürücü bir değişimin sancısı gibi!.
Nüfus artarken eski doğallıktan hızla uzaklaşmak bu şehrin aslında en büyük çelişkisi!
Zaman zaman Antalya’ya tatile gelen bir turistin her gelişinde farklı bir değişimi görerek yaşadığı şaşkınlığı ve üzüntüyü benzer ifadelerde bulmak mümkün.
Belki bizler bu şehirde yaşayanlar olarak hızla gelişirken kaybolan güzelliklerin farkında değiliz!
Tatile gelen yerli ve yabancı turist Antalya’nın her geçen gün doğallığından hızla uzaklaştığını çok net görüyor ve özetleyebiliyor.
Ve Antalya için böylesi değerlendirmelerle sık sık karşılaşıyorum.
“Böyle giderse Antalya yakın gelecekte İstanbul’u sollar!”
“Trafik gerçekten ürkütücü boyutlarda…”
“İstanbul’daki yeşil alan, Antalya’dan çok daha fazla! Böyle olmamalı aslında…”
Evet… Bu sözleri ve tespitleri çoğaltmak mümkün.
Falez tahribatına ise ayrı bir parantez açmak gerek.
Muratpaşa’nın prestij noktalarından olan falezler tehlike sinyalleri veriyor.
Kepez’de ise görüntü kirliliği ve çarpık yapılaşma düşündürücü boyutta.
İmar planlamasındaki yanlışlıklar ve eksiklikler fazlasıyla kendini hissettiriyor.
Bu gerçeği maalesef gören yok..
Her ilçesinde neredeyse betonlaşma yarışının devam ettiği Antalya’da yeşil dokunun yerini beton bloklar alırken, bu duruma en çok turistler şaşırıyor.
Bu şaşkınlıklarını yüzlerinden okumak mümkün.
Antalya’ya her gelişlerinde Antalya’nın değiştiğini ve özellikle de biraz daha betonlaştığını söyleyen turistler; kent merkezinden sonra uzak yerleşim birimlerinde de hızlı bir betonlaşmanın yaşandığını, bu durumun yakın zamanda turizme zarar vereceğini söylüyorlar.
Olaya kendi penceremizden bakacak olursak…
Belki de sürekli bu şehirde yaşamak; yanlışlara, sorumsuzluklara ve duyarsızlıklara karşı kör, sağır ediyor bizleri…
Belki de yanlışları kanıksıyoruz giderek…
Bu yazı toplam 460 defa okunmuştur.