Çandır: “Gönlümüz razı değil”

Antalya’da hayata geçirilen veya yapılmak istenen GES, HES, taş ve maden ocaklarıyla ilgili konuşan ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, merkezden kağıt üzerinde ve uzaktan algılamayla verilen izinlerin yerelde yarattığı tahribat ve tepkilerin yansımasının sürekli yaşandığına işaret ederek, “Dağlarımızın delik deşik edilmesine, tarımsal potansiyelimizin yok edilmesine, havamızın bozulmasına ve sularımızın zarar görmesine gönlümüz razı değil” dedi.

Antalya; doğası, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ön plana çıkan bir şehir. Nitekim bu özelliklerini özellikle 1980’li yıllardan sonra hızla gelişen turizm ve günümüzde her yıl kırılan gelen turist rekorlarıyla gösteriyor. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan doğal güzellikleriyle ve zengin tarihiyle herkesin gözbebeği olan kent için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, kente geldiği 1930 yılında “Hiç şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel yeridir” diyerek gördüğü manzara karşısında duygularını dile getirmiştir. Antalya, günümüzde her ne kadar turizmle ön plana çıkıyor gibi görünse de esasen tarımın da en önemli merkezlerinden birisi. Son yıllarda özellikle örtü altı üretimle ön plana çıkan kent, maalesef sık sık taş ve maden ocakları, güneş enerji santrali (GES) ve hidroelektrik santrali (HES) gibi doğal görünümüne ve dengesine etki eden projelerle gündeme geliyor. Taş ve maden ocakları nedeniyle geçtiğimiz yıllarda yukarıdan bakıldığında delik deşik edilmiş dağlardaki hoş olmayan görüntülerin eleştiri konusu olduğu kentteki akarsular üzerinde kurulmak istenen HES’lere karşı da yöre halkı ve STK’lar sürekli tepki gösteriyor, mücadele veriyor. Son olarak geçtiğimiz ay gündeme gelen Doyran ve Geyikbayırı sınırlarındaki Doyran Çayı’na yapılması planlanan Doyran HES Projesi de gösterilen tepkiler sonrası durduruldu.

“SAHİP ÇIKMAK HEPİMİZİN BOYNUNUN BORCU”

Kent olarak bir taraftan iklim değişikliği ve su kaynaklı sorunlarla boğuşurken, diğer taraftan güneş enerji santrali (GES) ve hidroelektrik santrali (HES) projeleri ile taş ve maden ocaklarının gündemi sürekli meşgul ettiğine dikkat çeken Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, “Antalya’yı Antalya yapan tarihi, doğası, taşı, toprağı ve iklimidir. Bizler GES, HES, taş ve maden ocakları konusunda tümden reddedici değiliz. Merkezden kağıt üzerinde ve uzaktan algılamayla verilmiş izinlerin yerelde yarattığı tahribat ve tepkilerin yansımalarını sürekli yaşıyoruz. Bu yöntemin mutlaka yereldeki taraflarla ve paydaşlarla etkili bir düzeyde değerlendirmesinden sonra harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü doğaya verdiğimiz tahribata değip değmediğine bakmamız gerekir.  Dağlarımızın delik deşik edilmesine, tarımsal potansiyelimizin yok edilmesine, havamızın bozulmasına ve sularımızın zarar görmesine gönlümüz razı değil. Bugünün ihtiyaçları için gelecek nesillere tükenmiş bir şehir devretmeye hakkımız yok. Dolayısıyla kentimiz ve ülkemiz bütçesine gelir sağlayan ve hatta döviz kazandıran bu alanlarda izin verilen ya da verilecek olan her türlü faaliyetin olumsuz etkileri de iyi hesap edilmeli. Bu kentin havasına, suyuna, taşına, toprağına, tarihine ve doğasına sahip çıkmak hepimizin boynunun borcu” dedi. HABER: YUSUF KATRAĞ