Turizmde en önemli olgulardan birisi çekim alanlarının yeterli olup olmadığıdır.
Sadece güneş, tarih ve deniz denklemi turizmde nereye kadar etkili olabilir?
Ya da yeterli olabilir mi?
Turizmin bileşenlerinde ise çok farklı seçeneklere ve alternatiflere gereksinim var.
Doğal dokusu ile uyumlu çekim merkezleri bunların başında geliyor.
Akşam ticaretinin ve sosyal yaşam dokusunun turizmle uyumu da çok önemli bir ayrıntı olarak karşımıza çıkıyor.
Diğer taraftan her yıl milyonlarca turistin dünyanın dört bir yanından koşup geldiği ve milyarlarca dolar kazandırdığı Antalya; aynı zamanda ülkemizin tanıtımına da çok ciddi katkılar koyuyor.
Hem turizm için, hem tarım için, hem de besicilik için çok uygun koşullara sahip Dünyada kaç tane şehir var?
Yok denecek kadar az…
Siz bu özelliklere ticareti ve kısmen sanayiyi de ekleyebilirsiniz.
Antalya’nın ‘’iddialı’’ olduğu kulvarlar turizm ve tarım.
Diğer sektörleri tamamlayıcı bir faktör olarak söyleyebilirim.
Antalya; yıllarca tarım ve turizm kimliğiyle ülke ekonomisinin adeta lokomotifi oldu…
Tarım denince akla Antalya geldi; ülkemizin meyve ve sebze ambarı olarak anıldı…
Ama artık Antalya’da tarım kan kaybetmeye başladı…
Antalya’nın tarımdaki potansiyelinin düşmeye başlaması ülkemizin tarımsal potansiyelini de etkileme başladı.
Bu gerçeği görmek gerek.
turizmdeki yanlış planlama ve koordinasyonla milyonlarca turiste kapılarını açan, milyonlarca dolar geliri ülke ekonomisine kazandıran bu kent, alt ve üst yapı projelerini gerçekleştirebilme noktasında turizmden gerektiği biçimde yararlanamıyor.
Bu temel eksiklik; çekim gücünü arttıracak projelerle desteklenmeli.
Antalya’ya kazandırılan her yeni yatırım çekim gücü demektir.
Yerel yönetimlerin de daha çok çekim gücü yaratabilme noktasında kararlı adımları atması şart.
Bu yazı toplam 439 defa okunmuştur.