Diyabetik ayak yaralarına dikkat
Enfeksiyon Hastalıkları Uzm. Dr. Serpil Mızrakçı, vücudun tüm sistemlerini etkileyen diyabetin en ciddi sonuçlarından birinin ayaklarda oluşan ve iyileşmeyen yaralar olduğuna dikkat çekerek, "Zamanında tedavi edilmeyip kontrol altına alınmayan diyabetik ayak yaraları ayağın ve bacağın kesilmesine neden olabiliyor" dedi.
Lara Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzm. Dr. Serpil Mızrakçı, diyabetik ayak yarasının gelişmesinin pek çok nedeni olabileceğini belirterek, en sık nedenin ise nöropati denilen sinir hasarı olduğunu kaydetti. Mızrakçı, özellikle kan şekeri düzensiz olan ya da sürekli yüksek seyreden hastalarda sinir hücrelerinde hasar olabileceğini işaret etti.
Enfeksiyon Hastalıkları Uzm. Dr. Serpil Mızrakçı, "Duyu sinirlerinde ortaya çıkan hasara bağlı olarak şeker hastaları ayaklarında oluşan yaralanmalara bağlı olarak acıyı hissetmezler. Diyabetik ayak, tanısı geç konulan, şekeri kontrol edilemeyen ve düzensiz seyreden ileri yaş şeker hastalarında görülmektedir. Bununla birlikte, diyabetik ayak genellikle diz alt kılcal ve orta çaplı atar damarların tıkanmasına bağlı olarak ortaya da çıkmaktadır" dedi.
Belirtileri
Diyabetik ayak gelişen bir hastada başlangıçta sıklıkla ağrılar meydana geldiğinin altını çizen Uzm. Dr. Serpil Mızrakçı, "Özellikle geceleri ortaya çıkan ayakta iğne batması hissi tipiktir. Diyabetik yara veya ülser geliştiğinde ağrının ortadan kalktığı gözlemlenir. Bu durum iyileşmeden çok diyabetik ayak durumunun kötüleştiğinin bir belirtisi olarak algılanmalıdır. Diyabetik ayağın son evresinde bacakta enfeksiyona bağlı; şişlik, kızarıklık, akıntı, kanama gözlemlenebilir. Farkına varılmayan veya tedavi edilmeyen diyabetik ayakta kangren sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Geç tanı konulan diyabetik ayak enfeksiyonları sepsis denilen ölümcül hastalığa kadar gidebilir. Tedavi edilmeyen enfeksiyonlar kemiğe kadar ilerleyebilir kangrene kadar gidebilir ve ayağın kesilmesine sebep olabilir. Belirtileri dikkate almamız gerekir, aksi takdirde ayağımızı kaybedebiliriz" dedi.
"Tanı nasıl konuluyor"
Dr. Mızrakçı, "Diyabetik ayak tanısı sık olarak yara açıldığı zaman konulur. Özellikle diyabeti olan hastalarda ayak ve ayak parmaklarında çıkan yara diyabetik ayağı akla getirmelidir. Diyabeti olanların damarsal sorunlar açısından yakın takip edilmesi önemlidir. Bu nedenle arterial doppler ultrasonogafi, anjiyografi yapılması gerekiyor. Tedavinin erkenden başlaması için tanının erkenden konulması önemlidir. Tanı konulduktan sonra yara bakımının çok iyi yapılması, enfeksiyon gelişen hastalarda doku kültürünün alınması gerekiyor. Kültür sonucuna göre gerekli antibiyotik tedavisinin yapılması, damar tıkanıklığı olan hastalarda girişimsel olarak tıkanıklığın giderilmesi, doku beslenmesinin oksijenasyonunun sağlanması gerekmektedir" diye konuştu.
Mızrakçı, diyabetik ayak yarası oluşumunu kolaylaştıran faktörlerin ise damar ve sinir hasarına bağlı sorunlar, kontrolsüz şeker, sigara, yanlış ayakkabı giyilmesi, çıplak ayakla yürüme, tırnak bozuklukları, ek sağlık sorunları, görme kaybı, şişmanlık, ileri yaş ve hijyen eksiklikleri olduğuna dikkat çekti.
"Korunmanın yolları"
Diyabetik ayaktan kurtulmanın mümkün olduğunu belirten Mızrakçı, "Öncellikle kan şekerinin düzenli takibinin yapılması, beslenmeye dikkat edilmesi ve bununla birlikte ayak bakımına dikkat etmek gerekiyor. Hastanın kendi kendine ayak muayenesi önemli. Ayaklarınızın her gün ısı, renk değişikliği, şekil bozukluğu, yara, çatlak, nasır, siğil, su toplaması yönünden kontrol edilmelidir. Kısacası ayaklarımızı her gün muayene etmeliyiz. Ayak parmak aralarında deride incelme, akıntı varsa, tırnakta batma, kalınlaşma, şekil bozukluğu ve mantar enfeksiyonu varsa doktora görünmenizde fayda vardır. Bununla birlikte ayağın altını ve üstüne her gün kontrol etmeliyiz. Ayak temizliğine özen göstermeliyiz. Ayaklarımızı her gün ılık sabunlu suyla yıkamalıyız. Ayaklarınızı uzun süre suyun içinde bekletmemelisiniz. Uzun bekletmelerde ayak derisi kurur ve çatlar. Ayrıca ayaklar kesinlikle sıcak suda yıkanmamalıdır. Parmak araları kuru kalmalıdır. Topuklardaki ölü dokular nazikçe temizlenmelidir. Tırnaklar derin kesilmemelidir. Düz bir şekilde kesilmelidir. Bunların yanında yılda bir kez rutin ayak kontrolü yapılmalıdır. Her muayenede ayaklarınızı diyabet hemşirenize ya da doktorunuza kontrol ettirmenizde fayda vardır" açıklamalarıyla hastalığa yakalanma durumunu ertelemiş ve varsa da ilerlemesini engellemiş olursunuz" dedi.
Çorap ve ayakkabı tercihi
Diyabetik ayakta çorap ve ayakkabı tercihinin önemine değinen Dr. Mızrakçı, "İçi yamalı, dikişli ayağa büyük gelen çoraplar kullanılmamalıdır. Her gün çoraplar değişmeli ve temiz olmalıdır. Dikişsiz, pamuklu çoraplar tercih edilmelidir. Olası yara ve akıntıları erkenden fark edebilmek için açık renkli ve bilek kısımları sıkı olmayan çorapları tercih edilmelidir. Kumsalda ya da evde çıplak ayakla yürünmemeli. Mutlaka önü kapalı terlikler tercih edilmelidir. Ayakkabı seçimi çorap seçimi gibi önemli bir nokta. Sivri burun, yüksek topuk, parmak arası, önü açık, iç dikişleri olan rahatsız edici ayağa küçük ya da büyük gelen ayakkabı ve terlikler tercih edilmemelidir. Ayak yaralarının büyük bölümü ayağa uygun, rahat ayakkabılarla önlenebilmektedir. Giydiğiniz ayakkabılar ayağı tam kavrayan yumuşak deri veya bez, tabanı da kalın olmalıdır. Diyabetli kişiler kendi ayak kalıpları alınarak üretilen ayakkabıları tercih etmelidirler. Ayakkabı genişliği ayak genişliği kadar olmalıdır. Ayakkabılar tabanlık ile desteklenmeli ve ayakkabılar çorapsız giyinilmemelidir" ifadelerine yer verdi.
Antalya Son Haber
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim