2025 yılı ile birlikte haftalardır merakla beklenen emekli maaşlarına zam oranı belli oldu!
Açıklanan oran tıpkı asgari ücret gibi tam bir hayal kırıklığı yarattı.
Emeklilerin hemen hemen tamamı aslında emekli maaşlarının asgari ücrete eşitlenmesini beklerlerken, çok daha altında kaldı.
Asgari ücretin de günümüzün ekonomik şartlarında çok düşük kaldığını düşünecek olursak, emekli maaş oranını bu anlamda tanımlamakta zorlanıyorum.
Şurası bir gerçek ki, emekliler ve asgari ücretle çalışanların durumu hayat şartlarının her geçen gün daha da zorlaştığı günümüzde daha da kötüye gidiyor.
Böylesi bir durumda kuşkusuz ki bu ekonomik sıkıntılar en çok emekliler ile asgari ücretle çalışanları etkiliyor.
Şu anda ülkemizde SGK, Bağ- Kur ve Emekli Sandığı’ndan emekli olan toplam 17 milyon civarında emekli var.
Neredeyse 20 milyona yaklaşan bir sayıdan söz ediyorum.
Emeklilerin ortak derdi yaşam şartlarının zorluğu ve emekli maaşlarının düşük olması.
Asgari ücretin 22 bin lira olduğu günümüzde 12 bin 500 lira maaş alan milyonlarca emekli bulunuyor.
Son zamla bu rakam 14 bin seviyesine çıksa da oldukça yetersiz!
Ev kiralarının 15 bin liradan başladığı ve 40 bin liraya kadar çıktığı günümüzde ev kiralarının da altında bir emekli maaşı gündemden düşmüyor.
Yıllarca devlet ya da özel sektörde çalışıp vergisini ödeyen, istihdama katkı sağlayan ve ekonominin gelişimi ve güçlenmesi için katkı koyan milyonlarca emekli gerçekten zor şartlarda yaşıyor.
Hele hele asgari ücretten SGK’ya primi yatırılıp da düşük maaş alan emeklilerin durumu gerçekten içler acısı.
Çarşı – pazardaki reel enflasyon oranı yüzde 80’ler civarındayken, açıklanan bu oran gerçekten zor şartlarda geçim mücadelesi veren emeklileri hayal kırıklığına uğrattı.
1 kilogram beyaz peynirin 200 lirayı çoktan aştığı, 1 kilogram etin 700 lirayı geçtiği, 1 kilogram tereyağının 450 liraya yaklaştığı günümüzde emekli maaşı ile geçinebilmek gerçekten çok zor!
Elektrik, doğal gaz, içme suyu giderleri zaten aldı başını gitti!
Emekli bir kişinin emekli maaşıyla geçinebilmesi çok zor değil; artık imkansız gibi bir şey.
Emekli maaşının elektrik, su, telefon ve ulaşım giderlerini bile karşılayamaz duruma geldiği ortada.
Meyve ve sebze fiyatlarının baş döndürücü bir hızla yükseldiği, eğitim ve sağlık giderlerinin katlamalı arttığı günümüzde emeklilerin karın tokluğuna yaşamlarını sürdürdüğü ortada.
Her zaman vurguladığım gibi kişi başına düşen gelir artmadığı sürece, çarşı – pazardaki enflasyon önce kontrol edilip sonra da düşmediği sürece emeklinin omuzundaki yük her geçen gün daha da artıyor.
Bu yazı toplam 405 defa okunmuştur.