Ergün Penbe: "Şimdi Olsa Belki Uefa Finalinde İlk Penaltıyı Atmazdım"
Eski milli futbolcu Ergün Penbe, 2000 yılında ilk defa bir Türk takımının UEFA kupasını kazandığını hatırlatarak, "Belki dünyada inanmayan, o kupayı almamıza imkan vermeyen bir sürü insan varken bizim içimizde o kupayı alacağımıza inanan insanlar vardı. Final maçında 120 dakika boyunca gol olmadı, penaltılara gittik. Fatih hoca yanıma geldi, "Ergün ilk penaltıyı sen atar mısın" dedi. Ben de; "Atarım" dedim. Belki şimdi olsa atmam derim ama o gün atarım dedim" dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından belirli aralıklarla gerçekleştirilen ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği "Sporun Mutfağındakiler" paneli eski milli futbolcu ve Teknik Direktör Ergün Penbe, milli güreşçi Metahan Başar, milli okçu Mete Gazoz ve spor yorumcusu Serhan Türk'ün katılımıyla gerçekleştirildi. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Emre Tilev'in yaptığı panelde, panelistler kendi alanlarıyla ilgili konuşmalar yapıp, öğrencilerden gelen soruları yanıtladılar. Burada konuşan Ergün Penbe, 2010 yılında Mersin İdmanyurdu'nda görev yaptığını söyledi. 2010 yılından 2019 yılına kadar Mersin'in çok değiştiğini kaydeden Penbe, "Çok daha güzel bir şehir olmuş. 2013 yılında da Akdeniz Oyunları'na ev sahipliği yapmıştı ve bunun neticesinde birçok spor komplekslerine sahip oldu. Biz burada idman yaptığımız zaman sahamızda çim bile yoktu maalesef. O dönem Mersin İdmanyurdu, 2. Lig'deydi. Sonra Süper Lig'e çıktı, daha sonra ise ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir kulüpte başına gelebileceklerinin en kötüsü geldi. Bunlar sporun içinde olan olağan durumlardır" şeklinde konuştu.
"Belki şimdi atmam derim ama o gün atarım dedim"
2000 yılında aldıkları UEFA kupası ile ilgili de konuşan Penbe, "2000 yılında ilk defa bir Türk takımı UEFA Kupası'nı kazanmıştı. Biz tabii o sürece gelene kadar Şampiyonlar Ligi'nden elendik, UEFA'ya kaldık. Daha sonra ne yaparız diye takım arkadaşlarımızla konuşurken birkaç tane kendine güvenen arkadaşımız biz bu kupayı alacağız dedi. Belki dünyada inanmayan birçok insan varken, o kupayı almamıza imkan vermeyen bir sürü insan varken, bizim içimizde o kupayı alacağımıza inanan insanlar vardı. İnanmak zaten başarmanın en büyük faktörlerinden bir tanesiydi. O kupayı almamızda da bunun büyük rolü olduğunu düşünüyorum. Arkadaşlık, takım ruhu, takımdaşlık inanılmaz üst seviyedeydi. Tabii finalde Arsenal maçına geldi. O gün inanılmaz bir heyecan vardı. Çünkü o dönem Arsenal yıldızlarla dolu bir takımdı. Hatta futbolcu çıkış tünelinde iki takım yan yana geldiğinde Henry benim yanımdaydı. Ağzından köpük çıkartıyordu. Bende Suat ağabeye dedim ki; "Bu adam deterjan mı yutmuş" dedim. Biz küçükken deterjanlı suyla balon çıkartırdık. Ne oluyoruz filan dedik. Maça çıkarken Suat ağabey kupaya dokundu, "Ne olur olmaz belki alamazsak kupaya dokunayım" dedi. Bu şartlarda sahaya çıktık. 120 dakika boyunca mücadele ettik. Maçta gol çıkmadı. Tabii maç bitti biz hepimiz yere oturduk. Çünkü psikolojik savaş, efor sarf ediyorsunuz, oturduk kaderimizi bekliyoruz. O ara Fatih hoca yanıma geldi, "İlk penaltıyı sen atar mısın" dedi. Bende atarım hocam dedim. Belki şimdi atmam derim ama o gün atarım dedim. Kaçıracağım hiç aklımdan geçmedi. Bir köşe seçtim ve golü attım. Bu gol takıma çok iyi motivasyon oldu. Biz attık, onlar kaçırdı, biz attık onlar kaçırdı ve sonuçta biz kupayı kazandık. İnanılmaz bir duyguydu. UEFA Kupası müzenize geldi. Tarihinde bir Türk takımı kupayı müzesine getiriyordu. Biz o duyguyu sahada çok hissetmezsek de İstanbul'a döndüğümüzde insanların kalabalığını görünce bize hatırlattı ki ne büyük bir şey başarmışız. O zaman dedik ki; "Vay be biz neler başarmışız'. O duygu inanılmazdı" diye konuştu.
Metehan Başar: "Hedefim 2020 Tokyo Olimpiyatlarında altın madalya kazanmaktır"
Metehan Başar da 2017 ve 2018 yılında dünya şampiyonu olduğunu vurgulayarak, "Şu anda bir olimpiyat sürecine girdik. Olimpiyatlara 2 yıldan az bir süre kaldı. Önümüzde tekrar bir dünya şampiyonası var. Tabii ona iyi bir şekilde hazırlanıyoruz. Şu anda kamptan izinli olarak geldim. Şu an güreşin iyi bir takımı var her kategoride. Bunların arasından altın madalyaya ulaşabilecek çok iddialı isimler var. Ben de inşallah bunlardan biri olarak kendimi görüyorum. Olimpiyatlar öncesi bu Dünya Kupası önemli. Oraya en iyi şekilde hazırlanmalıyız. Benim hedeflerim arasında 2020 Tokyo Olimpiyatları'na gidip, orada altın madalya kazanmak var" ifadelerini kullandı.
Mete Gazoz ise okçuluğa çok küçük yaşta başladığını belirterek, "Benim annem de, babam da okçu. Doğal olarak ben de okçu oldum. Okçuluk dışında da bazı spor branşları yaptım. Bunların arasında en çok sevdiğim okçuluk oldu. Okçuluğa çok küçük yaşta başladığım için bu spor branşı hep hayatımda oldu. Okçuluk güzel bir spor, okçuluğa başlayabilirsiniz" dedi.
Konuşmaların ardından panelistler öğrencilerden gelen soruları yanıtladı.
Tel : 0 242 311 76 60 0 242 311 76 61 | Faks : 0 242 311 46 64 | Haber Yazılımı: CM Bilişim