Mutlaka sizlerin de dikkatini çekmiştir özellikle son 3-4 yıldır gayrimenkul sektöründe ciddi bir canlanma var.
Bu canlanma kuşkusuz ki artan konut fiyatlarından ziyade arsa ve tarla fiyatlarında yaşanıyor.
Çok değil; 5-6 yıl öncesinde köylerde tarlaların fiyatları yerinde sayarken, hatta talep olmazken şimdilerde su sorunu olan köylerde bile metrekare birim fiyatlarında artış gözlemleniyor.
Elbette bu artış dar gelirliyi daha da zo r durumda bırakırken, arsa ve tarla fiyatlarındaki ‘’abartılı’’ artış sonrası dar gelirli aileler ev alma ümitlerini birer birer kaybediyor.
Gayrimenkul sektöründeki bu fiyat artışının temelinde benim düşünceme göre yatırımların daha çok konut, yol ve alt yapı çalışmalarına ağırlık verilmesi yatıyor.
Yani; bir mahallede, ilçede sosyal ve kültürel odaklı bir yatırım gerçekleşirse bu otomatikman gayrimenkul sektörüne yansıyor.
Suni olarak fiyatların şişmesi ise vatandaşı etkiliyor.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi, tutarlı bir fiyat dengesi yok.
Bunun bana göre en önemli nedeni bilgi kirliliğinden kaynaklanıyor.
Antalya’da yeni konut alanları kalmadığı için artık şehir diğer ilçelere doğru kayıyor. Bu da fiyatların anormal biçimde artmasına neden oluyor.
Fiyatlar böyle dengesiz biçimde artmaya devam ederse düşük gelirli vatandaşların ev sahibi olma hayali hiçbir zaman gerçekleşmeyecek görünüyor.
Her ne kadar yerel belediyelerin ve Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı hizmetler fiyatların artmasında etken gibi görünse de bana göre hızlı göç ve emlak sektöründe yaşanan bilgi kirliliği fiyatların “dengesiz” biçimde artmasına neden oluyor.
Emlak sektöründe ekonomik durgunluğa rağmen yaşanan bu fiyat tırmanışı alt yapı yetersizliklerini sıkça gündeme getiriyor ki; asıl sorgulanması gereken ayrıntı bence bu…
Abartılı fiyat artışlarını sorguladığımız bugünlerde su sorunu olan, yol sorunu olan ve alt yapı sorunu olan köylerin, ilçelerin sorunlarının çözümüne odaklanılması gerekmiyor mu?
Bu yazı toplam 2266 defa okunmuştur.