Eleştiriye tahammül gösteremeyen bireyler haline geldik…
Bu konuda hoşgörüsüzlüğü sanırım çoktan unuttuk.
Doğru bildiğimiz yanlışlar ile yanlış bildiğimiz doğruları sorgulamaktan kaçtığımız için kendimize yeni bir yol haritası hazırlayamıyoruz.
Siyaset ve özellikle futbol kültürü yoğunlaşması içerisinde bazı değer yargılarımızdan hızla uzaklaşıyoruz.
Ama bunun farkında değiliz…
En büyük eksikliklerimizden birisi de, her şey olup bittikten sonra bir değerlendirme yapmamız…
Olup bitenlerden sonra bir “değerlendirme” yapmak kadar kolay ne var?
Başka bir ifadeyle; sonuca göre ‘’sonuç çıkarmak’’ ne derece doğru?
Varsa bir sorun ya da eksiklik bunu en başta söyleyebilmek ve bu alana yoğunlaşabilmektir önemli olan.
Dikkati bu yönde çözüme odaklı kılabilmektir ‘’değerli’’ olan.
Dikkat ederseniz en kolay yorumlar ve değerlendirmeler bu şekilde yapılıyor maalesef!
En yalın haliyle haber, inceleme, kültür ve sanat haberlerinden çok magazinsel yarışma ve evlilik proğramlarına ve dizilere hızla entegre oluşumuz da kendi içerisinde belirsizlikler barındırıyor.
İşte böyle olduğu için kıyaslama, empati, araştırma, sorgulama ve önsezi gibi özge kavramlardan soyutlanıyoruz.
Ve sonuca göre yorum yapan bireyler haline geliyoruz.
Oysa bu “kolaycılıktan” başka bir şey değil!
Ortaya çıkan sonuca göre bahaneler üretmek kadar, nedenleri sıralamak çok kolay.
Aynı şekilde bu olayı siyaseten de düşünebiliriz. “Şu partinin başarısız olmasının nedenleri şunlar” diyerek saatlerce konuşabiliriz.
Diğer taraftan ortaya çıkan başarısızlığın nedenlerini de çıkan sonuç uzantısında enine boyuna tartışmak mümkün…
Çok az kişinin yaptığı ise daha sonuçlar ortaya çıkmadan ortaya çıkabilecek realiteyi saptayabilmek…
İşte daha sonuçlar açıklanmadan olası sonuçlar üzerine kafa yoran insanların düşünceleri çok önemli…
Günümüzde en çok gereksinimimiz olan olgulardan bir tanesi bu ayrıntı…
Bu yazı toplam 1998 defa okunmuştur.