Büyük bir koşuşturma yaşadığımız bu hayatı anlamlı kılan, günlük stresimizi alıp götüren tüm canlılar; bu yaşamın birer rengi…
Hayvanlara eziyetlerin giderek arttığı, şiddetin tırmandığı günümüzde gün geçmiyor ki içimizi sızlatan olaylarla karşılaşmayalım!
Sosyal medya hesaplarından hayvanlara yaptığı eziyetleri birer maharetmiş (!) gibi lanse eden bu vicdansızlar, insanlıktan nasibini almamış birer zavallılar aslında…
Savunmasız köpekten, kediden tutun da aklınıza gelebilecek her türlü canlıya şiddeti reva gören bu vicdansızlar fiziki gücünü kullanarak bu eylemlerini yaparken, tespit edildikleri anda da küçük para cezalarıyla kurtuluyorlar.
Zaman zaman bu köşeden dünyayı birlikte paylaştığımız tüm canlılara saygı ve sevgi duymamız gerektiğini belirtirken içimi sızlatan olayları da köşeme taşıyorum.
Yakın zamanda evimizin maskotu sevgili kedimiz Leo’yu kaybetmenin verdiği üzüntüyle bu köşeyi ele alıyorum.
Bir canlının hayattan kopup gitmesi çok hazin.
Sözcükler düğümleniyor boğazınızda.
Hayvan sevgisi çok özge bir kavram.
Hayvan sevgisini bir yaşam biçimi olarak ele almak ve bu duygularla yaşama tutunmak istiyorsanız mutlaka bir hayvanı sahiplenin.
Bu kedi olabilir, köpek olabilir…
Kuş olabilir…
Akvaryumda değişik türde balıklar olabilir.
Seçim ve karar size ait.
Ama mutlaka canlı bir nefes evinize renk getirsin.
Paylaşmayı, birlikte nefes almayı, birlikte karnınızı doyurup, birlikte acıkma duygusunu yaşamalısınız.
Sizlerden bir parça olan, maskotunuz olan, günlük stresinizi alıp götüren bir canlıyı kaybettiğinizde, ölümüne tanıklık ettiğinizde sokak hayvanlarına, tüm canlılara bakış açınız kesinlikle değişecek.
O zaman hayvanlara şiddet uygulayan, zehirleyerek öldüren, bilerek otomobilini onların üstüne süren vicdansızlara, insanlıktan nasibini almamış kişilere bakışınız çok farklı olacak…
Tepkiniz çok daha etkili ve hassasiyetiniz derin olacak.
Hayatı birlikte paylaştığınız tüm canlılara sevgimiz ve saygınız çok daha ‘’kalıcı’’ olacak…
Bu yazı toplam 2293 defa okunmuştur.