"İsrail’in hukuksuz saldırılarının peşini bırakmayacağız"

Saadet Partisi, 81 ilde İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırılarına bir kez daha tepki gösterdi. Antalya İl Başkanı Mehmet Fatih Tekin, "Saadet Partisi olarak İsrail’in hukuksuz saldırılarının peşini bırakmayacağımız ve her alanda takipçisi olacağımız bilinmeli" dedi.

Saadet Partisi, Filistinlileri acımasızca katleden İsrail'e karşı tepkisini sürdürüyor. Dün 81 ilde eş zamanlı basın açıklamaları gerçekleştiren partililer, daha önce bulundukları suç duyuruları ile ilgili olarak makul sürelerde işlem gerçekleştirilmediği gerekçesiyle görevliler hakkında görevi ihmalden suç duyurusunda bulundu. Sabah saatlerinde Antalya Adliyesi önünde buluşan Partililer, "Şehitlere rahmet zalimlere lanet" pankartı açtı. İsrail'e karşı tepkilerin yer aldığı ellerindeki dövizlerle de dikkat çeken partililer adına açıklamayı Antalya İl Başkanı Mehmet Fatih Tekin yaptı. İsrail’in hukuksuz saldırılarının peşini bırakmayacaklarını vurgulayan Tekin, "Uluslararası hukuk bakımından ele alındığında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları net bir biçimde soykırım suçunu oluşturmakta" diye konuştu.

"SİVİL HALKI HEDEF ALIYOR"

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının 10 aydır kesintisiz olarak sürdüğüne dikkat çeken Tekin, şunları söyledi:

"Bu süreçte İsrail tarafından on binlerce sivil öldürülmüş, temel haklar ve özgürlüklerin neredeyse tamamı bilinçli ve ısrarlı bir şekilde ihlal edilegelmiştir. İsrail saldırılarının özellikle sivil halkı hedef aldığı gerçeği, hastanelere, okullara, çadır kamplarına ve sivil yerleşim yerlerine yapılan saldırılarla açıkça görülmekte. İnsanların en temel ihtiyaçlarının karşılandığı hastaneler, aşevleri, okullar ve ibadethanelere yönelik sistemli saldırılar, İsrail’in savaş hukukunu hiçe saydığını alenen göstermekte. İsrail’in Gazze’ye yönelik kuşatma ve ambargosu insanlık dışı boyutlara ulaşmış ve 2 milyonun üzerinde sivil halkı doğrudan etkilemiş ve etkilemeye devam etmekte. ABD, İngiltere, Fransa, Almanya gibi Batı ülkelerinin bu açık ihlaller karşısında takındığı tavır ise daha da vahim."

"FİLİSTİN TOPRAKLARINI GASP EDİYORLAR"

İsrail'in özellikle 2007 yılından bu yana Gazze’ye karşı başlattığı ablukanın karadan, havadan ve denizden devam ettiğinin altını çizen Tekin, "Zaten 17 yıldır fiilen ambargoya maruz bırakılmış ve İsrail’in izin verdiği ölçüde gıda ve tıbbi malzeme yardımına ulaşabilen bir halk, gelinen 10 aylık süreçte insanlık dışı bir tutumla, bunlardan dahi mahrum bırakılmakta. İsrail’in ısrarlı ablukasının hedefinde Gazze halkının sindirilip göçe zorlanması ve İsrailli yerleşimcilerin boşalan yerlere yerleştirilmesi planı yatmakta. İsrail 1948 yılından beri kararlı bir şekilde Filistin topraklarını dünyanın gözü önünde, hatta onların desteği ile adım adım gasp etmiştir" açıklamasında bulundu.

"NİYETLERİ ORTADA"

İsrail’in Gazze saldırılarında hayatını kaybeden on binlerce sivilin yarısından fazlasının çocuk ve kadınlardan oluştuğuna işaret eden Tekin, "Gazze saldırıları sonrasında kayıp olan insanların sayısı ise tespit edilememekte. Geride kalan sivil halk yine İsrail’in askeri, siyasi saldırılarına, ekonomi, eğitim ve sağlık alanında birçok insanlık dışı muamelesine maruz kalmakta. Gazze’ye giriş ve çıkışları uzun sürelerle kapatan İsrail, insani yardımları da engellemekte. Hastanelerin, okulların, camilerin ve sivil yerleşim yerlerinin hedef alınması nedeniyle zorla göç ettirilen sivillere yönelik silahlı saldırılar göç esnasında ve çadır kamplarında dahi devam etmekte. İsrail tarafından yapılan Gazze’nin güvenli hiçbir bölgesinin kalmayacağı yönündeki açıklamalar niyetlerini açıkça ortaya koymakta" ifadelerini kullandı.

"SOYKIRIM SUÇU VAR"

İsrail'in, hiçbir uluslararası kuruluşu, hiçbir evrensel hukuk normunu dikkate almadığını, hiçbir temel hak ve hürriyeti önemsemediğini vurgulayan Tekin, "Savaş ortamında dahi vazgeçilemeyecek pek çok temel hak İsrail tarafından Gazze saldırısı esnasında ihlal edilegelmiştir" dedi. Uluslararası Af Örgütü direktörlerinin bölgede yaptığı incelemelerin İsrail’in doğrudan sivilleri hedef aldığını ve bu eylemlerinin neticesinde savaş suçları işlendiğini ve uluslararası hukuka göre ceza soruşturmasına tabi tutulması gerektiğini ortaya koyduğunu belirten Tekin, "Uluslararası hukuk bakımından ele alındığında İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları net bir biçimde soykırım suçunu oluşturmakta. 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi ile uluslararası belgelerde ve Roma Statüsü’nün 6. maddesinde açıkça tanımlanan soykırım suçu İsrail’in eylemleriyle bire bir örtüşmektedir. Aynı zamanda İsrail, 1980 tarihli Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi ile belirtilen, kullanılması yasak olan kimyasal silahlarla Gazze’ye saldırmıştır. Savaşın etkilerinden azade tutulması gereken sivil halkın, savaşın hedefi konumuna getirilmiş olması açık bir soykırım suçunun varlığına delil teşkil etmekte" diye konuştu.

"GÖREVİ İHMALDEN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ"

Saadet Partililerin bütün ülke genelinde İsrail’in insanlık dışı saldırılarına yönelik olarak adliyelerde gerçekleştirdikleri suç duyurularına ilişkin herhangi bir davanın açılmamış olmasının düşündürücü olduğunu da söyleyen Tekin, "Saadet Partililer olarak daha önce bulunduğumuz suç duyuruları ile ilgili olarak makul sürelerde işlem gerçekleştirmeyen kamu görevlileri hakkında bugün görevi ihmalden suç duyurusunda bulunacağımızı da burada deklare ediyoruz" dedi.

"HUKUKSUZ SALDIRILARIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ"

Son olarak gerek ulusal gerekse uluslararası platformlarda Gazze halkının yanında olduklarını her yönüyle ortaya koymaya devam edeceklerini dile getiren Tekin, "İnsanın sadece ve sadece insan olması sebebiyle doğuştan ve doğal olarak sahip olduğu bütün temel hak ve hürriyetlerin Gazze’deki her bir kardeşimizi de kapsadığını bütün dünyaya hatırlatmaya devam edeceğiz. Saadet Partisi olarak İsrail’in hukuksuz saldırılarının peşini bırakmayacağımız ve her alanda takipçisi olacağımız bilinmeli" diye konuştu. HABER: YUSUF KATRAĞ