Köy okullarının ‘’öğrenci azlığı’’ gerekçe gösterilerek kaderine terk edilmesi, bir süre sonra da unutulup gitmesi; eğitimdeki en önemli sancılarımızdan birisi…
Taşımalı eğitim sistemi diye köylerdeki öğrencilerin en yakın noktadaki başka okullara nakil edilmesi; aslında hem eğitime vurulan darbe, hem de tarıma vurulan darbe olmuştur…
Bu yanlıştan dönülmediği sürece hem eğitimdeki sorunları konuşmaya, hemde tarımdaki kan kaybını konuşmaya devam edecek gibiyiz!
Son yıllarda hangi köye gitsem; dikkatimi çeken en önemli eksiklik köy ilkokullarının öğrenci azlığı nedeniyle hizmet verememesi.
Başka bir ifadeyle; kaderine terk edilmesi.
Köylerden mahallelere dönüşen yerleşim birimlerinde bakımsız, yıkık ve çocuk seslerinin, zil seslerinin duyulmadığı okulları gördükçe yüreğim sızlıyor.
Böylesi bir ortamda aklıma köy okullarımızın durumu geldi…
Eğitimimizin daha nitelikli ve rekabetçi olabilmesi için tüm imkanların seferber edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kapanan köy okullarımızın durumu yeniden gözden geçirilmeli örneğin.
Öyle ki; köylerden şehirlere göç, köylerin mahalleye dönüşmesi, köy okullarındaki öğrenci azlığı ve göç gibi nedenlerle zaman içerisinde kapanan köy okulları hep içimde bir sızıdır…
Yıllar öncesinde cıvıl cıvıl öğrenci sesleriyle inleyen, teneffüs ziliyle şenlenen, eğitim yuvalarımız olan köy okullarının kapanarak kaderine terk edilmesi gerçekten çok üzücü ve dramatik bir olay.
Köylerden şehirlere göç olayının uzantısında ‘’öğrenci azlığı’’ nedeniyle kapatılan köy okullarının virane ve yıkık görüntüleri sanıyorum herkesin yüreğini burkuyor.
Atıl durumdaki bu okulların onarılması, tadilatla yeniden aktif hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu noktadan hareketle atıl durumda olan, kaderine terk edilen köy okulları onarılarak yeniden eğitim ve öğretime kazandırılmalı…
Bir köy düşünün, 5 öğrenci de olsa; kendi köyünde, kendi yaşam alanında eğitim görebilmeli…
Bugün 5 öğrenci vardır, gelecek yıl 50 öğrenci olur!.
Bu yazı toplam 396 defa okunmuştur.