Köyden kente göç; yıllardır süregelen sosyolojik ve ekonomik bir olgu…
Üretimin canlandırılmasını beklerken, tarımın ve hayvancılığın geliştirilmesini beklerken, köylerdeki nüfusun giderek azalması ve buna karşın şehirlerdeki nüfusun bu göçle birlikte artması, issizlik başta olmak üzere birçok sorunu çoğaltıyor.
Şurası bir gerçek ki özellikle yeni nesil tarım ve hayvancılıkla artık uğraşmıyor.
Bunun yerine kent merkezinde asgari ücretle de olsa bir işte çalışıp hayatına yön vermeyi hedefliyor.
Çiftçiliğin para kazandırmadığını düşünüyor.
Haksız da sayılmaz…
Çünkü; mazot ateş pahası, gübre fiyatları cep yakıyor, diğer masraflar da işin cabası.
Tarım ve hayvancılık politikası iflas etmiş durumda!
Çiftçiyi, besiciyi düşünen yok!
Vatandaşın bu zor şartlardaki satın alma gücü ise her geçen gün daha da kötüye gidiyor.
Tarım alanları hızla imara açılırken, mera alanları da hızla yok oluyor!
Tarım ve hayvancılık ülkesi iken gelinen durum vahim…
İşte tam da bu noktada tarım ve hayvancılığın ‘’özendirilmesi’’ noktasında ciddi bir eksiklik olduğunu düşünüyorum.
Tarım ve hayvancılığın sürekli kan kaybetmesi ve özellikle köyden kente göçün önlenememesi nihayet bakanlığı harekete geçirdi…
Anımsanacağı üzere geçtiğimiz aylarda yapılan bir değerlendirmede,Türkiye nüfusunun neredeyse yüzde 10’ununun köylerde yaşaması vahim bir tablo…
Bunun da ciddi biçimde irdelenmesi gerekiyor.
Yani artık bu tabloya baktığımızda yeni kuşak köylerde yaşamak istemiyor ve tarımla uğraşmak istemiyor…
Dolayısıyla besiciliği hiç düşünmüyor…
Artık tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi, üretimin canlandırılması ve teşvik edilmesi noktasında somut adımlar atılmalı.
Köyden kente göç ve uzantısındaki sosyo-ekonomik sorunların çözümü de bu sayede sağlanmış olur.
Bu yazı toplam 790 defa okunmuştur.