Öncelikle şu gerçeğin altını çizmek gerekiyor. Antalya’da turizm önemli bir kulvar. Ülke ekonomisinin can damarı turizmin amiral gemisi Antalya’nın bu sektördeki sıkıntılarını çözüm noktasında sektör temsilcileriyle buluşması, kaynaşması ve çözüm önerileri üzerinde durulması önemli bir girişim.
Antalya’nın başta Altın Portakal Film Festivali olmak üzere, Piyano Festivali, ve Kaleiçi Festivali gibi kültür ve sanat etkinliklerine katılımın kademeli olarak artırılmasına yönelik çalışmalar yürütülmeli.
Antalya’nın turizm için ne denli önemli bir şehir olduğunu söylemeye bile gerek yok. Her yıl turist sayısının kademeli olarak arttığı ve ekonomimize hayat veren turizmin lokomotif şehri Antalya’da bu sektörün sıkıntılarının çözümü noktasında elbette herkesin katkı sağlaması gerek.
Öte yandan Antalya Altın Portakal Film Festivali gibi köklü bir kültür – sanat organizasyonunun da Türk sineması için, tanıtımımız için ne denli önemli olduğu ortada. Piyano Festivali de uluslar arası boyutta ses getiren önemli organizasyonlarımız. Bu organizasyonların Türkiye’ye ve Antalya’ya kattığı değer ortada.
Bunlara ek olarak son yıllarda özellikle Muratpaşa Belediyesi’nin öncülük ettiği Kaleiçi Festivali de artık gelenekselleşme yolunda hızla ilerliyor.
Antalya’nın hassasiyetleri ve marka değerini arttıran etkinliklerinde vatandaş güç birliği yapılmasını istiyor…
Ve Antalya’lı kültürel ve sanatsal etkinliklere daha çok destek, ilgi ve bütçe istiyor…
Yazımın başında Kültür mü; yoksa turizm mi? dedim.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, yerli ve yabancı turist sadece turizm mantığıyla olaya bakmıyor. Sosyal ve kültürel dokuyu da oldukça önemsiyor.
Önceki yılların aksine turist çok yıldızlı otellerden çıkıp geldiği şehrin sosyal, ekonomik ve kültürel dokusunu, sanatsal eğilimini görmek istiyor.
Antalya’da kısmen eksik olan da bu…
Bu zenginliklerimizi daha çok tanıtımla daha geniş kitlelere yaymalıyız.
Turizm o zaman 12 aya yayılabilir…
Bu yazı toplam 467 defa okunmuştur.